Mario Andretti’nin hayat hikayesi, klasik Amerikan Rüyası’nın tüm niteliklerine sahipti. İkinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Trieste yakınlarında doğan Andretti, 1955’te Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmeden önce, hayatının ilk yedi yılını, savaş nedeniyle ülkesini terkeden ailesi ile birlikte mülteci kamplarında geçirdi.
Çocukluğu Mille Miglia’da Alberto Ascari’yi izleyerek geçen Andretti’nin yarışma isteği de bu şekilde ateşlendi. Andretti, 1965’te ilk olarak Indianapolis 500 yarışına katıldı ve dört yıl sonra bu yarışı kazandı. 1968’de Lotus 49B ile Watkins Glen’deki US Grand Prix’inde pole pozisyon kazanan Andretti, ilk Grand Prix zaferini 1971’de Güney Afrika’da bir Ferrari’nin direksiyonunda elde etti.
Tüm zamanların en yetenekli ve çok yönlü pilotlarından biriydi. Düzenli olarak F1, Champcars zaferleri kazandı. 1978’de Lotus 79 ile Dünya Şampiyonluğu’nu kazandı ve 1982 yılının sonuna dek aralıklarla F1’de yarışmaya devam etti. 1993 yılında son Champcar yarışını Phoenix, Arizona’da kazandı. 60’ıncı yaşını kutladığı 2000 yılında halen Le Mans’ta viraj alıyordu.
Andretti pistlerde bulunmayı sürdürdü ve oğlu Michael’in takımı için 2003 yılında testlere katıldı ama büyük bir kaza, O’nu artık durması gerektiğine ikna etti yine de bu durum O'nu yarış dünyasından uzaklaştırmadı. Şu anda, Aralık 2006’da Honda için testlere katılan torunu Marco Andretti’nin kariyerine yön vermesine yardımcı oluyor.