Ferrari ile motor ve şanzıman anlaşması yapan Cadillac, Formula 1’e 2026 yılında katılmadan önce bu işbirliğini süspansiyon tedarikine kadar genişletmeyi değerlendiriyor.
Eğer Cadillac, Ferrari ile süspansiyon parçaları konusunda da bir anlaşmaya varırsa, ABD’li takım, 2016 yılından beri benzer bir yöntem izleyen Haas’ın yolundan gitmiş olacak. Bu strateji, Cadillac’ın hem yüksek teknik bir temel sağlamasına hem de diğer araştırma alanlarına yatırım yapmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca, 2026 F1 sezonunda iki araç çalıştırmak için gereken personeli bulmak gibi kritik bir zorluğun da üstesinden gelmesine yardımcı olabilir.
Gridden Diğer Ekiplerle Benzerlikler
Süspansiyon parçalarını başka takımlardan tedarik eden birkaç takım daha bulunuyor. Haas’ın yanı sıra Racing Bulls, Red Bull ile benzer bir işbirliği yapıyor, Aston Martin ise Mercedes’ten komple arka tarafı tedarik ediyor.
Cadillac, 2026 yılında griddeki 11. takım olmaya hazırlanırken, halihazırda gridin arka sıralarında yer alan takımlar için büyük bir tehdit haline geldi.
Rüzgar Tüneli ve CFD Avantajı
Cadillac, ilk F1 aracını tasarlama ve inşa etme sürecinde birkaç önemli avantaja sahip. Griddeki mevcut 10 takıma kıyasla daha az düzenleyici kısıtlamalarla karşı karşıya olan takım, rüzgar tüneli ve CFD araştırmalarında %115 oranında daha fazla süreye sahip olacak. Bu, Cadillac’ın 2026 aracı üzerinde kaynaklarını daha verimli bir şekilde kullanmasını sağlayacak.
Geleceğe Dönük Planlar
Cadillac, Toyota’nın Köln’deki iki rüzgar tünelinden birini kullanarak Ferrari’nin motor ve şanzımanına uygun aerodinamik tasarımlar geliştirmeye odaklanmış durumda. Bu süreçte, eski F1 danışmanı Pat Symonds’ın katkılarıyla aracı optimize etmek için çalışmalar yürütülüyor.
Ferrari, Cadillac’a kendi motorunu üretip geliştirebileceği 2030 yılına kadar güç ünitesi tedarik etmeye devam edecek. Bu, Cadillac’ın gride dahil olurken hem rekabetçi bir başlangıç yapmasını hem de uzun vadede kendi teknolojisini geliştirme fırsatını yakalamasını sağlayacak.
trf1.net