İstatistikler, bu sezon sıralamaların, yarışları kazanmadaki belirleyici etkisinin, daha önceki senelerden daha az olmadığını ortaya koydu.
Pirelli lastiklerindeki yüksek aşınma ve sollamaların görece kolaylaşması, sıralamaların yarışa etkisini azalttığı yönünde görüşler bulunuyordu. Ancak rakamlar durumun tahmin edildiği gibi olmadığını gösteriyor.
Formula 1'de son 10 yılı (2003'den başlayarak, Macaristan GP'ye kadar toplam 172 grand prix) kapsayan analizde, pole pozisyonundan başlayan pilotların ortalama yüzde 52'sinin yarışı kazandığını ortaya koyuyor. Bu sene ise bu rakam ortalamanın da üstünde olarak yüzde 55 olarak gerçekleşti.
Yine bu sene ilk sıradan başlayan pilotların yarışı kazanma oranı yüzde 82 olurken, bu ortalamanın yüzde 7 üzerinde yer aldı.
Yarış kazananların ortalama grid derecesi 2.7 olurken, bu yine son 10 yılın ortalamasının hayli üstünde yer alıyor. Ancak bu ortalamaya, Fernando Alonso'nun Valencia'da 11., Sepang'da sekizinci sıralardan yarışı kazanmasıyla sıradışı etkisi de bulunuyor.
Sıralamaların DRS öncesi, Bridgestone dönemi kadar önemli olmadığı inancına rağmen, 2010 sezonunda pole pozisyonundan yarış kazananların 10 yıllık dönemde en düşük seviyede olduğu görülüyor.
Pole pozisyonundan yarış kazanma yüzdeleri
1. 2007: 65%
2. 2004: 61%
3. 2003: 56%
4. 2006: 56%
5. 2012: 55%
6. 2009: 53%
7. 2011: 47%
8. 2005: 47%
9. 2008: 44%
10. 2010: 42%
Ön sıradan yarış kazanma yüzdeleri
2007: 88%
2011: 84%
2004: 84%
2012: 82%
2008: 78%
2010: 74%
2006: 72%
2009: 71%
2005: 63%
2003: 56%
Yarış kazananların starttaki grid pozisyonları
1. 2003: 3.2
2. 2005: 3.2
3. 2012: 2.8
4. 2006: 2.7
5. 2008: 2.6
6. 2009: 2.2
7. 2004: 2.2
8. 2010: 2.0
9. 2011: 1.9
10. 2007: 1.5