Sebastian Vettel'i saymazsak Kore GP’sine PSY’nin Gangam Style’ı damga vurdu. Şimdi Güney Kore'de yaşanan haftasonundan hikayelere bir göz atalım.
Yeongam - Perde Arkası
Kore GP’si her zaman zorluklar altında geçti. İlk yarış kötü hava tarafından etkilenmişti ve 2. yarış ise pistin geleceğinin sıkıntılı olduğu dedikodularıyla geçti. Bu sezon Yeongam organizatörleri için 3. sefer şansı olacaktı.
Bu yıl Kore kültürü tam anlamıyla popüler oldu, hem müzik hemde Televizyon kanallarında ortaya çıkan K-Pop, yerel müzik kahramanı Psy’nin rüzgarının esmesi için fırsatlar çoktu.
Fakat buna rağmen yarış bizi 12'den vuramadı. Paddock 2 haftalık yol yorgunluğunu üstünde taşıyordu. Yarışa heyecanlamak yerine herkes eve dönmek için can atıyordu.
Pistin Seul’den 4 saat uzakta olması da pek yardımcı olmadı. Pist planlandığı gibi bir şehir ve marina yerine açık bir alanda ve denizle kaplı bir arazide.
Kalınacak yerlerin azlığı, piste gidişin zorluğuda kalmak zorunda olduğumuz ‘aşk otelleri’de pek yardımcı olmadı.
Yine de Kore o kadar da kötü değil. 2010’da ki ilk yarıştan beri Mokpo’da gözle görülür bir gelişme var. Bölgede artan restorantlar barlar ve artı olarak yapılan baseball ve golf similatörleri de bölgeye ayrı bir hava katmış. Bölgenin insanları da gerçekten çok misafirperver.
Belki de Kore’nin belli bir seviyeye ulaşması, yarışın daha çekici olması için vakte ihtiyacı vardır. Tribünler dolu olsa ,satış alanları daha dolu olsa atmosferde daha farklı bir noktaya taşınabilir ki bu Paddock’u da tamamen değiştirebilir.
Bunlar olursa yarışın başarılı olması daha gerçekçekci olabilir.
Hayatınızda ne kadar çok şey değişse de, şarkıların sizi belli bir noktaya yada anıya götürecek gücü olduğu söylenir.
F1 Paddock’unda ki herkes ne zaman ‘Gangam Style’ı duysa Kore GP 2012’ye dönecektir.
K-pop şarkısı ve videosuyla YouTube tarihinde en çok tıklanan video oldu. Yarış için Psy’in popüleritisini kullanmak tabi ki de akıllıcaydı.
Psy tam anlamıyla yarışın temsilcisi seçildi ve Paddock’da bol bol kendini gösterdi. Mark Webber ve Sebastian Vettel o ünlü ‘at dansı’nı yaptı.
Vettel ise şarkıdan alıntı yaparak çok daha etkileyici bir şey sordu. ’Ee Seksi kızlar nerde?’...
Haftasonunun başlangıcında şarkıya karşı müthiş bir ilgi vardı ve tabi dansa karşıda. Sky TV’nin muhabiri Natalie Pinkham Paddock’un yarısına dans ettirmeyi başardı. Ted Kravitz’de bu anları bir otobüsde tekrarladı.
Ama her güzel şeyin bir sonu vardır. Psy damalı bayrağı sallarken sahnede olduğu kadar heyecanlı değildi tabi aynı şekilde F1 Dünya’sı da bundan sıkılmıştı.
F1 için Oppan Gangnam Style olmayacaktır artık.
Mark Webber Paddock’da diğer sporlara ve sporculara en fazla ilgisi olan kişilerden biri.
Her yıl yardım amaçlı Tasmania Challenge’ı organize ediyor. Olimpiyatlara katılarak bu sevgiyi kanıtladı. Ayrıca Televizyonda da elinden geldiğince bütün sporları takip ediyor.
Webber Kore GP sırasında sporun en iyi ve en kötü anlarını gördü.
Kötü tarafı olarak Lance Armstrong’un doping kullandığına dair dedikodular çıkması Webber’i yıktı ve basın toplantısında konuyla ilgili ilginç bir yorum yaptı.
'2000’lerden önce tam bir bisiklet fanıydım. Fakat yavaş yavaş, zamanla bu spora olan ilgilimi, tutkumu kaybettim ki gün gibi ortada olan sporun içinde ki insanlar da aynı şekilde hissediyor. Bana göre O ormanda düşürmek istedikleri son ağaçtı. Bu ağaç gerçekten büyüktü.’
‘Sporu temizlemeye çalışmaları güzel bir şey. Bu diğer sporlarada değişik mesajlar göndermekte. Nasıl başarılar kazandığın, bunu nasıl zamanla yaptığın ve bu yaptıklarının zamanla sizi al aşağı ettiği.’
İyi tarafına bakarsak Japonya ve Kore arasında Webber çok özel biriyle tanıştı; ’Dünyanın en hızlı adamı’ Usain Bolt.
6 Olimpiyat madalyası olan atlet Tokya’da Nissan için bir turdaydı. Webber’de Narita Havaalanın’da Jamaikalı’yı bekleyenlerdendi.
Bu iki adamın Tokya sokaklarını alt üst etmesi ve 2 farklı spor hakkından konuşmaları 2 taraf içinde çok harika bir deneyim oldu.
Bazı pilotlar Twitter’dan uzak kalırken, bazıları onu bir türlü doğru kullanamıyorken, bazıları da fanlara daha yakın olmanın bir yolu olduğunu gösteriyor.
Kore’de Hamilton Button’ı saygısızlıkla suçladıktan ve takip etmediğini söyledikten sonra Twitter hakkında çok konuşuldu.
Hamilton olayın üstüne özür diledi ve belki de Twitter’ı doğru kullanamadığını söyledi. O günden beri de geri dönmedi.
Button bu konuyla ilgili bu kadar konuşulmasına ve Hamilton’ı takip etmediğine dair bu kadar tartışmanın olmasına şaşırdığını söyledi.
"Biz kimi istersek onu takip edebiliriz.’ dedi. ’Bu zaten Twitter’ın güzel tarafı, her zaman aynı insanı takip etmiyorsunuz. Twitter’da milyonlarca insan var. Lewis’i ise her haftasonu görüyorum.’
‘Perez’i takip etmeye başladım ve O’na hoş geldin demek istedim. Bu yüzden O’nu takip ettim. Fakat şimdi O’nu unfollow edemiyorum çünkü bugünlerde Twitter’da hiçbirşey yapmamıza izin yok. Tıkandım. Kimseyi unfollow edemiyorum artık.'
Button/Hamilton bir fırtına yaratmışken Daniel Ricciardo sosyal medyanın nasıl etkili kullanıldığını gösterdi. Ricciarda fanlara hiç görmedikleri bir dünya sundu.
Perşembe akşamı, Pilotlar birliği Kore’de toplandı ve Ricciardo’nun tweetiyle bütün dünya harika bir resim görmüş oldu. Orada olup o konuşmaları dinlemiş olmak isterdim.
Yazan: Jonathan Noble