Red Bull, yeni sezon için aracının tasarımında köklü değişikliklere gidiyor ve rakiplerinden ilham alıyor.
Dış tasarımı ne kadar farklı görünse de, Red Bull yöneticileri 2024 aracının aslında 2022’de tanıtılan RB18 konseptinin üçüncü versiyonu olduğunu defalarca dile getirdi.
Kâğıt üzerinde, zemin etkisi kuralları takımları araçlarını yere mümkün olduğunca yakın çalışacak şekilde tasarlamaya teşvik ediyordu. Çünkü araç ne kadar yere yakın olursa, o kadar çok yere basma gücü üretiyordu.
Ancak Red Bull, farklı bir yol izledi. Araçlarını daha yüksek sürüş yüksekliğinde kullanarak farklı avantajlar elde etti.
Red Bull’un teknik direktörü Pierre Wache, Racecar Engineering dergisine verdiği röportajda bu yaklaşımı şöyle açıkladı: “Bizim felsefemiz, aracın maksimum potansiyelinin minimum sürüş yüksekliğiyle sınırlı kalmamasını sağlamaktı."
"Böylece aracın ayarlarını ve dengesini daha kolay yapabiliyorduk.”
Wache, mevcut kurallara tamamen uyduklarında aracın yere çok yakın olmasının kaçınılmaz olduğunu ve bunun da çok sert süspansiyon ayarları nedeniyle zıplama sorunlarına yol açtığını belirtiyor.
Bu durum, doğru dengeyi bulmayı zorlaştırıyor çünkü süspansiyon neredeyse hiç hareket etmiyor.
Red Bull ise bu sorunu neredeyse hiç yaşamadı. Araçlarının yerden daha yüksek olması sayesinde süspansiyonlarını daha yumuşak ayarlayarak düşük hızlarda daha iyi yol tutuşu ve daha kolay denge sağladı.
Red Bull’un yüksek sürüş yüksekliği anlayışı, takıma 2022’den 2024’e kadar toplam 7 dünya şampiyonluğu kazandırdı. Diğer takımlar ise araçlarını yere daha yakın çalıştırarak, zıplama, dar çalışma aralığı ve sert süspansiyon nedeniyle ayar sorunlarıyla karşı karşıya kaldı.
Fakat yıllar geçtikçe işler değişmeye başladı. Geçen sezon Ferrari, McLaren ve Mercedes gibi rakipler bu sorunları daha iyi yönetmeyi başardı. Böylece araçlarının yere daha yakın olmasıyla sağlanan yüksek aerodinamik avantajlardan tam anlamıyla yararlandılar.
Wache, bu durumu şöyle ifade ediyor: "Daha önce 20 ya da 30 puanlık yere basma gücü kaybımızın bir önemi yoktu. Fakat şimdi, bu sorunları yaşayan takımlar onları kontrol etmeyi öğrendi ve daha fazla performans elde etti."
Wache, daha yumuşak süspansiyon ayarlarına sahip oldukları için bu alanda biraz geride kaldıklarını kabul ediyor.
Ancak artık daha sert süspansiyonlarla, yere daha yakın çalışma felsefesine yöneldiklerini belirtiyor: “Artık o yöne doğru ilerliyoruz çünkü performans orada var. Yere bu kadar yakınken süspansiyon sertliğini yönettiğinizde performans da artıyor.”
Red Bull’un teknik direktörü, takımın Ferrari, McLaren ve Mercedes’in kullandığı yere daha yakın bir konsepti benimseyeceğini öngörüyor.
Bu değişim, 2024 sezonunun sonundaki güncellemelerle başladı. Süspansiyon mekanik yapısında ve aerodinamik tasarımda yapılan değişikliklerle, aracın yere daha yakın çalışması hedeflendi.
Özellikle aracın alt kısmı, bu yeni felsefeye uygun şekilde geliştirildi.
Red Bull, bu yeni anlayışı tamamen 2025 sezonunda piyasaya süreceği RB21 aracıyla benimseyecek.
Her ne kadar bu araç RB20 üzerinden geliştirilmiş olsa da, 2022’deki orijinal konseptten en uzak olan model olacak.
Bu değişim, Red Bull’un hem rakipleriyle arasındaki farkı kapatmak hem de zirvede kalmak için önemli bir adımı olacak.
tr.motorsport.com