Hakkinen ve Schumacher…
1991’de kariyerlerine başladılar. Ancak kariyerlerinin 8. yılında karşı karşıya gelebildiler. Schumacher Benetton’a geçip kariyer basamaklarını hızlı tırmanmış ve 1994 sezonunda şampiyonluğu tatmıştı. Hakkinen’in parlaması ise biraz daha zaman almıştı. İlk zaferini ancak 1997’de kazanabilen Hakkinen, 1998’de altında bulduğu hızlı araçla birden şampiyonluk iddiasına kavuştu. Bu ise 4 yıl sürecek bir rekabetin başlangıcıydı. Sadece bu pilotlar için değil, ikonlaşmış Mclaren-Ferrari rekabetinin de başlangıcı o seneydi. Murray Walker’ın da yoğun yağmur altındaki 1998 İngiltere GP’sinin en kritik dakikalarında dediği gibi “Bu Mclaren ve Ferrari arasındaki bir başka destansı mücadele!” Sezonun son yarışında start alamayan Schumacher şampiyonluğu kaybetmişti. 1999’un ortasında ise Schumacher’in bacağını kırdığı kaza nedeniyle hevesler kursakta kalmıştı. 2000 yılında Spa’daki efsane geçişi ise kim unutabilir ki? Ya da 40 sn’nin üzerinde lider giderken Hakkinen’in son turda yarış dışı kaldığı 2001 İspanya GP’sini? “Yarıştığım rakiplerim arasında en iyisi.” diyerek anmıştı Hakkinen’i Schumacher. Sezon sonunda Hakkinen’in emekliliğini açıklamasıyla birlikte yarışlar tekdüze, podyumun tepesi tek renk olmaya başladı.
Hamilton ve Vettel…
2007’de kariyerlerine başladılar. Ancak şu ana dek açıktan bire bir karşı karşıya gelmediler. 2005’teki bir F3 yarışında dakikalarca süren mücadeleleri unutulmaz. 2008 Brezilya’da Vettel, Hamilton’un kaderiyle adeta dans etmişti. 2010’da ikisi de şampiyonluk mücadelesi verseler de esas aktör onlar değillerdi. 2012’de Lewis Hamilton mücadeleye erken havlu atsa da ABD GP’deki kapışmaları sanki şampiyonluk için savaşanlar Alonso ile Vettel değil de onlarmış gibi bir rüzgar estirdi. Bir dönemi Vettel domine ederken, diğerine Hamilton damgasını vurdu. İstatistiksel olarak yeni jenerasyonun en başarılı iki pilotu. Her ne kadar ulaşılmaz olsa da Schumacher’in rekorlarına göz dikmiş durumdalar.
Şimdi, Hamilton’la Vettel’in kıyasıya yarışacağı bir sezon görünüyor ufukta. Birinden diğeri uçup gitmezse tabi. Yıllardır beklediğim bir mücadeleydi aslında. Tifosiler “O sene bu sene mi?” diyorlar ya, iki farklı takımın rekabeti için de umarım o sene bu sene olur. Çünkü F1 rekabet oldukça güzel. Yarışlar ne kadar sıkıcı geçerse geçsin, rekabet oldukça sıkıcı gelmiyor. Dünkü Avustralya GP’si, hiç geçiş olmamasına rağmen Vettel’in Hamilton’ın arkasından kopmaması nedeniyle güzeldi.
İkisi de otuzlu yaşlarında artık. Tıpkı Hakkinen ve Schumi ikilisinde olduğu gibi. Umarım yeni neslin en iyi iki pilotundan bu onyıla damgasını vurabilecek bir rekabet görebiliriz. Alonso ve Raikkonen gibi yaşlı kurtlar artık emeklilikleri için gün sayıyor. Gençlerden ise mücadeleye ortak olabilecek sayılı pilotlar var. O nedenle bu iki pilotun vereceği amansız bir mücadele, spor için olabilecek en iyi şey olur. İkisi de popüler, ikisi de hızlı. Daha önce Vettel-Alonso ve Hamilton-Rosberg gibi güzel rekabetler de gördük. Ancak denk güçlerdeki farklı takımların mücadelesi her zaman için daha ilgi çekicidir. Dileyelim ki ilk yarışta iki takım arasında gördüğümüz yakın performans sezon sonuna dek devam eder.
;;;