Sonunda yayıncı kuruluş belli oldu. Kasım ayındaki Brezilya GP’sinden bu yana, her gün bu soruyu mutlaka aldım: ‘F1’i kim yayınlayacak ve sen sunacak mısın?’ Twitter, Facebook mesajları, e-postalar, tanıdıklardan gelen telefonlarda hep aynı şey soruldu. Ben de ısrarla Şubat sonundan önce yayıncı kuruluşun belli olmasını beklemediğimi söyledim. Gerçekten de öyle oldu; tıpkı 2005 CNN Türk ve 2009 TRT anlaşmaları gibi 2012 sezonu için de yayın anlaşması son haftada neticelendi.
Öncelikle bu yazdıklarım, kesinlikle D Smart adına resmi bir açıklama olarak algılanmasın. Kanal yetkilileriyle yaptığım görüşmelerin ardından aldığım bilgileri sizinle paylaşıyorum sadece. Formula 1’in yeni adresi Smart Spor, yani D Smart 77. kanal oldu. D Smart, 2014 sezon sonuna kadar üç yıllığına yayın haklarını almış durumda. Yapılan anlaşmaya göre, canlı yayınlar sadece Smart Spor kanalında yapılacak. Yayın normalde HD formatında yayınlanacak. Ancak bana söylenene göre HD receiveri olmayan, fakat D Smart abonelik paketinde Smart Spor 77. kanalı izleyenler de, standart çözünürlükle F1 yayınlarını seyredebilecekler.
Sosyal medyada yazıldığı gibi başka bir kanalla yayınların ortak yapılması, paylaşılması, aynı anda yayın yapılması gibi bir durum söz konusu değil. Antrenmanların yayınlanma durumu, hem sözleşmenin şartlarına, hem de kanalın program yoğunluğuna bağlı. Dolayısıyla bu hususta, henüz net bir karar yok.
Muhtemelen Pazar akşamları CNN-Türk kanalında bir yarış programı yapılması planlanıyor. Bu programın içinde yarışın özeti de bulunacak öğrendiğim kadarıyla.
Bazı F1 fanlarından olumsuz tepkiler geldi. Evet, yarışların açık ve karasal yayın yapan bir kanalda yayınlanması, F1 izleyicilerini daha memnun ederdi. Bunu biliyorum. Ancak dünya ve Türkiye’deki spor yayıncılığının gidişatına bakarsanız; abonelik üzerinden çalışan dijital platformlara bir yönelme olduğunu görebilirsiniz. Bildiğim kadarıyla 1994’ten bu yana Türkiye Birinci Futbol Ligi şifreli olarak, dijital platformlar üzerinden yayınlanıyor. Avrupa’nın bütün önemli futbol ligleri, o ülkede dijital platformlarda yer alıyor. Haftada birer maç dışında Şampiyonlar Ligi ve NBA TV’yi izlemek için de D Smart aboneliği gerekiyor.
Formula 1’in de, son dönemde dünya çapında, dijital platformlara yöneldiğini görüyoruz. Evet, bir zamanlar Formula 1’in ‘sadece şifreli kanallarda yayınlanmaması’ gibi bir kural vardı. Ama artık Formula 1 Yönetimi FOM, belki de daha fazla para kazanabilmek adına, bu konuda bazı esneklikler tanıyarak şifreli yayınların önünü açtı. Aynı gruba ait açık yayın yapan başka bir kanalda tekrar verilmesi, özel program yapılması vs gibi.
2012’de Bulgaristan, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, Japonya, Letonya, Litvanya, Karadağ, Romanya, Sırbistan gibi ülkelerde, Formula 1 sadece abonelik üzerinden, yani bedel ödenerek seyredilebilecek.
Hatta bu işin anavatanı sayılan ve en çok izleyici bulunan ülkelerin başında gelen İngiltere’de bile, tüm sezonu seyretmek isteyen, artık Sky Sport’a abone olmak ve bir bedel ödemek durumunda. ITV ve BBC’nin her şeyi, herkese açık olarak yayınlandığı günler geride kaldı.
Tüm bunları D Smart’ı savunmak için yazmıyorum; zaten D Smart’ı savunmak da bana düşmez. Ama ortada gerçek bir durum var. İşe, yayıncılar ve televizyonlar açısından da bakmak lazım. FOM, her geçen sene hem yarış yapan pistlerden (veya ülkelerden), hem de yayıncılardan istediği parayı artırıyor. Sonuçta Türkiye’deki yayın haklarını alan Saran Holding’in, pek çok ulusal kanalla görüştüğünü duydum. Belli ki, diğer kanallar, kendilerine göre sebeplerle Formula 1’i yayınlamaya yanaşmadı. Bu durumda, ortaya çıkıp, milyon dolarlarla telaffuz edilen bir bütçeyi sağlayan D Smart, bir bakıma Formula 1’e hala önem veren birilerinin varlığını göstermiş oldu.
Tekrar ediyorum, her izleyici tabii ki sevdiği bir şeyi para ödemeden izlemek ister. Hatta yayının içinde reklam da olmasın ister. Ancak ortada bazı ekonomik gerçekler var. Televizyon dünyası, özellikle de spor yayınları söz konusu olduğunda, her geçen gün daha da fazla dijital ortamlara doğru kayıyor.
Bu arada yayın haklarıyla ilgili olarak Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nu suçlayanlar da olmuş. Arkadaşlar, federasyon hiçbir zaman Formula 1 Dünya Şampiyonası ve Türkiye Grand Prix’i ile ilgili hiçbir ticari hakka (TV yayınları, reklam hakları, bilet gelirleri, sponsorluk) sahip olmadı. Yayın işi sadece ve tamamen FOM’a ait olan bir konu.
Anlatım meselesine gelince, sağ olsunlar, CNN Türk zamanında da beraber çalıştığımız bazı D Smart yöneticileri, bu konuda bana güvendiklerini ortaya koydular ve çok kısa süre içinde de anlaştık. Bu benim yarış anlatımlarında görev yapacağım 10. sene olacak. Daha önceki Eurosport, CNN Türk ve TRT görevlerimin yanı sıra, Show TV ve ATV’deki kısa süreli çalışmalarımın ardından, D Smart’ta benim için yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde de, siz sevgili F1 seyircilerini memnun edebilmek ve yayınları olabildiği kadar iyi şekilde gerçekleştirebilmek için, elimden gelenin en iyisini yapıp, çok çalışmaya devam edeceğim.
Yapacak çok iş var, Albert Park yayınlarında görüşmek üzere…