2020 Türkiye Rallisi ile mücadeleye geri dönecek olan Red Bull sporcusu Yağız Avcı ile Motorsport.com Türkiye ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Geçtiğimiz sezon ralliye kısa bir ara veren 5 kez Türkiye Ralli Şampiyonu olan Yağız Avcı, 2020 sezonunda Adus Motorsport takımının hem direktörü hem de pilotu olarak görev yapacak.

Şampiyon pilot Yağız Avcı’nın yeni takımı belli oldu. Red Bull sporcusu Yağız Avcı, 2020 sezonunda Adus Motorsport’un takım direktörü ve ralli pilotu olarak mücadele edecek.

Bu yıl ralliye geri dönüyorsun ve ilk mücadele Türkiye Rallisi olacak. Kendini nasıl hissediyorsun ve beklentilerin neler?

Evet uzun bir ara verdim diyebilirim. Bu süre zarfında birkaç kez test ortamında araç kullanma fırsatım oldu fakat gerçek yarış olarak baktığımızda 22 ay gibi bir süreyi direksiyon başından uzakta geçirdim. Başlamak için tabi en zor yarışlardan biri olacak. Hem Türkiye hem Dünya Şampiyonası takviminin en zor yarışlarından biri. Bu sebeple komplike bir geri dönüş olabilir ama umuyorum ki tekrar hızlı adapte olurum. Aslında hızla adapte olacağımı da düşünüyorum sonuçta bisiklete binmek gibi bir şey. Sadece çabuk şekilde ritmi yakalayıp tempoya alışmam lazım. Bu süreçte her ne kadar sanal ortamda antrenmanlar yapsam da veya araç üstü görüntüler izlesem de gerçek yarış hepsinden farklı. Ara vermemin belki bir avantajı sürüş olarak bazı eski alışkanlıklarımı geride bırakmış olmam olabilir. Belki pilotaj olarak bana artısı olabilir diye düşünüyorum, bakalım yarışınca göreceğiz. Hem Türkiye’den hem WRC3’ten yabancı rakiplerimiz var. Aradaki dengeyi kurmak oldukça zor olabiliyor. Geçtiğimiz senelerde de bunu yaşadık. Genellikle Türkiye Şampiyonası’nı daha fazla düşündüğümüz için yabancıların gerisinde kalabiliyoruz. Elimizden geleni yapacağız. İlk hedefim hızlıca adapte olmak sonrasında da iyi bir sonuç almak.



Yanında geçen yıl Murat Bostancı'nın yardımcı pilotu olan Onur Vatansever olacak. Geçen yıl Türkiye Rallisi'ne de katılmıştı. Bu, senin için bir avantaj olabilir mi?

Onur Vatansever ile 2018 sezonunda iyi bir birlikteliğimiz vardı. Birlikte bazı şanssızlıklar yaşasak da birçok yarış kazanmayı başardık. Onur, zaten profesyonel bir co-pilot. Geçen sene burada Murat Bostancı ile yarıştı. Benden daha sıcak buraya. Uyum sorunu yaşayacağımızı düşünmüyorum. İkinci sezonumuz olacağı için daha iyi bir performans göstereceğimizi düşünüyorum.

Bu yıl ve gelecek yıl için kendine ne gibi hedefler koydun? Verdiğin aradan sonra kendini öncekine kıyasla daha iyi mi hissediyorsun?

Bu sezona aslında yeni bir oluşum ile başladık. Yeni partnerimiz Kutay Grup’un otomotiv ayağı olan Adus Otomotiv ile motor sporları ekibi oluşturduk ve ismi Adus Motorsport oldu. Bu seneki birlikteliğimizi bir basamak olarak değerlendirebiliriz. Benim yarışıyor olmam sadece bir adım. İleriye dönük ortak planlarımız var özellikle de genç sporcularımızla ilgili. Bu sene sonuç odaklı bir şekilde, takım ve bireysel olarak da istediğimiz başarıları yakalayıp sezonu hedeflediğimiz gibi tamamlamak istiyoruz. Benim haricimde 3 araç daha olacak ekibimizde. Koyduğumuz hedeflere ulaşmak istiyoruz. Gelecek dönemlere projeksiyon olarak baktığımızda gençler için önemli projelerimiz ve hedeflerimiz var. Geçen sene Ali Türkkan ile başladığımız birliktelik daha iyi bir noktaya gidiyor. Genç sporcularımız önemli, onlar bayrağı alıp ileri taşıyacak. Benim de en büyük hedeflerimden birisi onlara katkı sağlamaktı. Ben de birkaç sene daha yarışıp ondan sonra tamamen işin mutfağına dönebilirim. Kendi adıma kısa vade için konuşacak olursam nasıl performans sergileyeceğimi merak ediyorum. Bazen eski videolarımı izleyerek, ‘Yine bu şekilde kullanabilir miyim’ diye düşünüyorum. Ama belki de verdiğim ara sayesinde alışkanlıklarımı bırakıp kendimi geliştirmiş olabilirim. Birkaç şeyi geliştirdiğimi düşünüyorum. Önemli olan gerçekte bunları uygulayabilmek. Bakalım tüm bunları Türkiye Rallisi’nde görme fırsatım olacak. Öncelikle kendimle yarışıyorum.



Geçtiğimiz senelerde Peugeot 208 ve Ford Fiesta araçlarıyla yarıştın. Citroen C3 R5 ile nasıl bir mücadele bekliyorsun?

Geçtiğimiz sezonlarda 3 farklı araç kullandım. En fazla Peugeot 208 kullandım, asfaltta başarılı olsa da toprakta problemliydi ama seviyordum o aracı. Fiesta’yı bir sene kullandım eski kullandığım Fiesta kadar sevemesem de gayet iyi bir araç. Sonuçta R5 bir otomobil. Bu araçların arasında farklar olsa da hepsi gayet iyi araçlar. Skoda Fabia ile bir yarış yaptım. 2017 Avrupa Rallisi’ni Portekiz’de kazandığımız yarıştı o da. Sadece asfalt zeminde kullandım ama adapte olması gayet kolay bir araçtı. 50 km kullanarak yarışa girdim ama sanki senelerdir arabayı kullanıyor gibi hissediyordum. Başarılı bir otomobildi. Zaten yerel ve dünya şampiyonalarında kendini kanıtladı. Bu yarışta da dördüncü farklı R5 aracımızı kullanacağım. Citroen C3 R5 ilk çıktığı zamanlarda istenileni veremese de sonrasında oldukça geliştirilen bir araç oldu. Skoda ve Volkswagen ile başa baş konumda. İyi de bir anlaşma ortaya çıktığı için bu aracı seçtik.

Hem takım direktörü, hem de pilot olmak nasıl hissettiriyor? Artıları ya da eksileri neler?

Bugüne kadar tamamen her şeyi kendi yönettiğimiz sezonlarım olmuştu ama o zaman sadece tek araçta yarışıyordum. Şimdi farklı bir oluşum var. Burada bir takım oluştu. Gelecek hedefleri olan bir yarış takımını yönetmek farklı bir deneyim olacak. Tam olarak takım yöneticisi demek istemiyorum. Sonuç olarak ekip arkadaşlarımla birlikte yürüteceğiz. Ekibime güveniyorum, genç bir ekibiz ve herkes işini iyi yapıyor. Bana handikap olacağını düşünmüyorum.

Bu yılki rallide seyirciler olmayacak. Bunun dezavantaj olacağını düşünüyor musun? Nasıl bir atmosfer bekliyorsun?

Seyircisiz olması tabii ki hiç iç açıcı değil. Sonuçta seyirciyle yarışlarımız daha güzel oluyor. Onlar her anlamda en önemli faktör. Ama önceliğimiz sağlık. Umarım bu günleri geride bırakarak seyircilerimizle buluşuruz. Mecburen seyirciler televizyondan veya sosyal medyadan takip edecek yarışı. Aslında işin o tarafı da oldukça gelişti. WRC+ sayesinde neredeyse her etabı izleyebiliyorsunuz. Dünyada birçok kanalda özetler ve canlı etaplar yayınlanıyor. İnşallah seneye seyircilerimize bir şekilde bu seneyi telafi ederiz.

Yanında hep uluslararası anlamda çok önemli bir yeri olan sponsorun Red Bull var. Bu sana nasıl avantajlar getiriyor?

Red Bull ile 7. senemizdeyiz. Dünya çapında birçok önemli sporcuyu barındıran Red Bull ile yol arkadaşlığı yaptığım için çok mutluyum. Onlara sponsor demek istemiyorum onlar adeta ailem gibi, her şeyimle ilgileniyor. Sadece kendi sporuma değil ileriye dönük projelerimize de değer verip yanımızda oluyorlar. Umarım daha uzun seneler birlikteliğimiz devam eder. Bu ekibe sürekli genç arkadaşlarımız katılıyor. Artık ben biraz yaşlı kalmaya başladım. Kendi branşımdaki genç arkadaşlarımı da burada görmek için çaba sarf ediyorum. Red Bull da benim yanımda olup projelerime vakit ayırıp mesai harcıyorlar. Yani bu bir sponsorluktan daha fazlası, alanında en başarılı sporcuları içinde barındıran bir yapı. Bütün çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar.



































tr.motorsport.com