Bernie Ecclestone'un bu hafta yaptığı 'Türkiye'ye dönmek istiyoruz.' ana fikirli konuşması ülkemizde motorsporlarıyla ilgilenen hemen herkesi heyecanlandırdı.

Peki Formula 1 ülkemize gerçekten geri döner mi? Şüphesiz konu hakkında bir yargıya varmak ve bu tarz mutad açıklamalardan bir netice çıkartmak için çok erken. Ancak şurası da bir gerçek ki Formula 1 gibi pek çok organizasyon için İstanbul, şartların olgunlaşması halinde vazgeçilmez bir durak olacaktır.

Peki bu açıklama neden tam da böyle bir zamanda geldi?

Bildiğiniz üzere hemen hemen tüm Avrupa ülkeleri, uzun zamandır görmedikleri ölçekte bir ekonomik krizle sarsılıyorlar. Spor otomobil markalarının en afililerinin ülkesi olan İtalya'da ülke dışına satılan ikinci el Ferrari, Maseratti gibi otomobillerin oranı geçtiğimiz yıla oranla üç kat artmış durumda. Özellikle İstanbul'da ise bu otomobilleri yollarda görmek artık eskisi gibi bir özel tören niteliği taşımaktan çok uzak. Otobüsün yanından geçen kırmızı bir Ferrari ya da bir Lamborghini, artık hepimiz için olağan bir hadise.

Kişi başına düşen milli gelir gibi kriterlerin pratikte ne kadar doğruluk payı olduğuna girmezsek, Türkiye hiç şüphesiz dışarıdan bakıldığında iş yapmak için şu an belki de Dünya'nın en cazip ülkesi. Geçtiğimiz yıllarda bizim için büyük prestij sebebi olan Formula 1 yarışı düzenlemek olayının ise bugün bakıldığında daha eşit şartlar altında müzakere edilebilir bir konu olduğunu düşünüyorum. Tartışılmaz bir gerçek var ki Formula 1 ticari anlamda hala bir dev. Ancak bu dev son birkaç yılda kârından çok fazla zarar etti. İstanbul gibi Dünya'nın gözbebeği olan bir şehirde yarış düzenlemek ülkemizin tanıtımı ve motorsporlarındaki gelişimimiz için faydalı olduğu kadar Formula 1'i meydana getiren otomobil üreticileri için de büyük ticari ve tanıtımsal sebepler içeriyor.

Bu noktada ülkemizi bu konuda temsil edenlerin izleyecekleri rolün her zamankinden önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki ekonomik gidişatın doğru okunması ve bu konuda izlenecek alternatifleri olan bir yol haritası çizilmesi, Formula 1'in ülkemize dönmesi yolunda atılacak en önemli adımlar olacaktır. Hala tüm Dünya basınında eşsiz 8. virajıyla tanımlanan muhteşem bir pistimiz olduğunu ve buranın atıl olmaya doğru süratle ilerlediğini unutmadan, kapımızın çalınması beklenmeden bir takım girişimlerde bulunulması, elimizdeki kozlar tazeyken bunların kullanılması gerekiyor. Elbette her şeyden önce bu ticari bir konu. Ancak Formula 1 ve tüm motorsporlarının sosyal boyutu ve ülkenin prestijine yaptığı/yapacağı katkılar unutulmamalı.

İğnenin batırılacağı sayısız yer var. Boşlukları siz doldurun. Ancak çuvaldızı da unutmamak lazım.

Öncelikle ülkemiz basını motorsporları diye bir sporun da varlığını kabul etmeli ve bu konudaki kalifiye insanları yüreklendiren faaliyetlerini artırmalı. Dijital medya Dünya'da bu konunun aslan payını elinde bulundursa da Türkiye dışında motorsporları ile ilgili devasa bir basılı yayın geleneği de varlığını tüm gücüyle sürdürüyor. Artık spor basını motorsporlarıyla ilgili haber yapan mecralara Don Kişot muamelesi yapmayı bırakıp, güçlerini ve tecrübelerini bu spor dalının ülkemizde tanınması ve yaygınlaşması için kullanmaya başlamalı. Bir arkadaşımın deyimiyle Don Kişot deli değil, değirmenler de pek masum sayılmazlar.

Biz Formula 1 severlere ise yapılması gerekenlerde büyük pay düşmekte. Öncelikle şu acı gerçekle yüzleşelim. Formula 1 pahalı bir organizasyon ve ona ulaşmak belirli bir para gerektiriyor. İster pistte yarışmak isteyin, ister televizyondan izlemek. Bu işin ilk kuralı bu. Binlerce metal, plastik, karbon fiber parçadan oluşan makinelerin yarışının bir bedeli olması kaçınılmaz. Bu konuya öfkeyle değil uzlaşıyla, bölünme değil, birleşmeyle yaklaşırsak her şeyin daha ulaşılabilir olacağını düşünüyorum.

Bireyin aklı ve fikri elbette çok önemli. Ancak bu gibi profesyonel organizasyonlarda taraftar olarak sözümüzün geçmesini, bu sporların daha ulaşılabilir olmasını istiyorsak öncelikle organize olmalı ve bazı temel konularda uzlaşmaya varmalıyız. Çoğunuz hayatında bir kez olsun sevdiği kıza bir çiçek almak için ya da iki sinema bileti uğruna öğleyin yenecek bir simidi es geçmişsinizdir. Bu da böyle bir şey. Hem belki çiçekçiyi 100 çiçek alacağımıza inandırırsak sıkı bir indirim de koparabiliriz!

Formula 1 ülkemize gelsin ya da gelmesin, motorsporlarına gönül vermiş insanlar olarak birlikte, centilmen bir şekilde hareket ederek bir şeyleri değiştirebileceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız. Bu 'şey'ler ufak da olsa uzun yolların küçük bir adımla başladığını unutulmamalı. Dünya artık çok değişti ve eskiden belki de uzun uzun yıllar alan şeyler artık çok daha kısa zamanda gerçekleşebiliyor. Bizim motorsporları geleneğimiz yok diyerek işin içinde çıkmak yerine bu tutkuyu insanlarla paylaşarak, taleplerimizin arkasında durarak, belki de trafikte birbirimize daha saygılı davranarak bile bu sürecin birer yapı taşı olabiliriz.

bekleyip görücaz bakalım neler olacak

(20/08/2012, 0:02 )sosyeteq yazdı: bekleyip görücaz bakalım neler olacak

:dodgy: