Dünya çapındaki üniversitelerimiz, gazete okuma alışkanlıklarımız, bir yılda kişi başına okuduğumuz kitap sayısı ve milli gelirimizle pek çok İskandinav ülkesini kıskandırdığımız ortada.
İşimiz otomobil olsa da ülkenin geleceğine yönelik alınması gündemde olan kararlardan özellikle de trafiği ve dolayısıyla yollarımızı ilgilendirmesi muhtemel olanı için bir iki satır kalem oynatmak gerek diye düşündüm. Küçük bir araştırmayla hangi ülkelerde trafiğin daha güvenli olduğunu görmek mümkün. Mesela aşağıda 1982 yılına ait ve İngiltere'de yayınlanan bir dergide çocuklar için trafik güvenliği konusunun ne kadar önemli olduğunu görebilirsiniz. Dikkatinizi çekerim bundan tam 32 yıl önce bisiklete binerken kask takılması gerektiğini yazan bir dergi ve ülkenin karşısında, 2014 yılında kasksız motosiklete binen, kaldırımlardan ters şeritte üzerinize kıran, gerek yaya gerekse sürücü olarak sizi tehdit eden bir ( güvenlik ekipmanlarıyla motosiklete binen bilinçli sürücülerimizi tenzih ederim) motosiklet trafiğimiz var. Yani motosiklet işini çözmüşüz, o yüzden temel eğitimde bir trafik dersi GEREKSİZ.
Yine aynı dergide 1982 yılında resmedilmiş şu anda muhtemelen ( 40 yaşlarında) olan genç kardeşimiz arka koltukta emniyet kemerini takarken, 2014 yılında trafik polislerimiz hala "güvenlik" bahanesiyle emniyet kemerlerini arkadan bağlayarak "denetim" yapıyor. Gerekçe de emniyet kemerinin tehlike yaratması. Çünkü Avrupa'daki veya Amerika'daki trafik polislerinin riski yok. Tabii ki ön koltuklarda emniyet kemeri takmayanları, 5 TL'lik plastik tokaları kullananları da uyarmaya gerek yok. Çünkü ülkemizde her yüz kişiden 34'ü emniyet kemeri takmaya başlamış bu da oldukça yeterli. Tabii ki bu rakamlarda arka koltuklar veya çocuk koltukları yeterli denetlenmediği için yok. Bu nedenle trafik dersi GEREKSİZ.
Mesela trafik dersine gerek olmadığına bir örnek daha verelim. 4 farklı yoldan girilen ve dönel kavşak olarak adlandırılan yollardaki Türk sürücüsünün dehşetini bir düşünün. Hilal taktiğiyle girilen kavşaklardan sağ salim çıkabilmeyi başardığımız için trafik dersi GEREKSİZ. Zaten muhteşem eğitim veren sürücü kurslarımız ve ehliyet sınavlarında 7-8 kere stop ettirenlere ehliyet verebilen bir eğitim sistemimiz de var. Bu nedenle trafik dersi GEREKSİZ.
Bisiklet yollarımız yok, olanlarda da bisikletlileri eziyoruz. Zebra, yaya geçitlerinde yol vermiyoruz yol verdiğimizde arkadan gelen sürücü ya sizi yol verdiğinize pişman ediyor ya da masum yayayı ezmeye çalışıyor. Ön koltukta annelerin kucağında seyahat eden çocuklarımızı "sokakta kimseden bir şey alma, kaçırırlar seni" diye uyarıyor fakat olası bir kazada oluşabilecek kazada fizik kurallarına inat "güvenliği ben sağlarım" diyebiliyoruz. Karşı şeritteki kazayı "ne oldu yahu, kim hatalı" diye 150 kişi seyredebiliyoruz ve o sırada karşı şeritteki ambulansa yol vermek yerine "patlama be kardeşim, önümdekini geçip yol vereceğim" diyebiliyoruz. Emniyet şeritlerini hunharca kullanıyoruz, sanayide çakarları taktırıp uyanıklık yapıyoruz, Mezarlık İşleri Müdürlüğü'nden tutun Zabıta çalışanı bile emniyet şeridinde bize "üstünlük" sağladığı zaman şaşırmıyoruz.
18 kişinin şehir içinde ölebildiği minibüslerle seyahat edebiliyor, kamyon kasalarında orantısızca taşınmış ve denetlenmemiş koca yüklerden sekenlerle trafikte şanslıysak yolumuza devam edebiliyoruz. Ses duvarı oluşturulmamış fakat otoyol kenarlarına kurulmuş şehirlerimizde, yine hayvanlar için oluşturulmamış çitlerden ötürü yola atlayan hayvanlara çarpabiliyor ve ölebiliyoruz.
Hala "eee" diyen varsa. Bize gerek yok. Trafik dersi GEREKSİZ.