Bu inanılmaz otomobilin inanılmaz detaylı çizimini görmelisiniz.
Bugünün tamamen bilgisayar destekli mühendislik dünyasında ve 3 boyutlu yazıcıların olduğu bir ortamda David Kimble’ın bu çizimlerin hepsini elle yaptığını unutmak mümkün. Burada sözü geçen 1965 Shelby Cobra 427 S/C kurşun kalem, boya, kağıt, sıkı bir el ve otomobilin güzelliği ile altında yatan mühendisliği muhteşem şekilde bir araya getirebilen yetenekli ellerle ortaya çıkmış.
Bu, otomotiv sanatının yaratıcı beyninin harika bir ürünü olmadığı anlamına gelmiyor. Kurşunkalem ve boya dışında Kimble’ın masasında yer alan araçlar arasında cetveller, gönyeler, pusula ölçekli cetvel gibi mühendislik alanlarında kullanılan şeyler de yer alıyordu. Pasadena Academy of Technical Arts’daki sanat eğitimine ek olarak, 1976’da başladığı bu teknik çizimlerin dışında çeşitli mühendislik işlerinde de çalıştı.
Bunları söylememin bir nedeni var: Ekranınızı süsleyen bu Cobra çizimi, David Kimble’ın beyninin her iki tarafı da olmazsa ortaya çıkmazdı.
Bunun ortaya çıkması için sanatçı ile mühendislik kimliklerinin birlikte çalıştığı bazı noktaları öne çıkartacağım. Ayrıca bu çizime hızlıca bakıp geçmememiz için sizleri zorluyor da olacağım. Birçok kişi ilk aşamada motor kaputunun üzerinde yer alan hava girişi ya da yuvarlak farların etrafındaki gerçekçi yansımalara dikkat eder ve bunda da haklı olabilir. Ama bu Cobra çizimi çok daha derin bir incelemeyi hak ediyor, bana bu konuda güvenebilirsiniz.
Birazdan bunların neler olduğuna değineceğiz
İlk önce Cobra hakkında biraz konuşmak istiyorum çünkü bu birçok kişinin hakkında bilgisi olan ama çok az kişinin derinlemesine bildiği bir otomobil. Bu anlaşılabilir bir şey çünkü Cobra’nın küçük bir İngiliz üretici olan AC ile Carroll Shelby aracılığıyla büyük bir Amerikan V8’ine kavuşma hikayesi epey karışık. 1962’de ortaya çıkan orijinal MkI Cobra’da hâlâ AC Ace modelinin iskeleyi bulunuyordu, motor olaraksa sıralı 6 silindirli güç ünitesi ile ters yerleştirilmiş yaprak yaylar yer alıyordu. Büyük V8 ile güç eklemek tek başına yeterli olmayacaktı, Cobra’nın daha güçlü bir şasiye ve her lastikte bağımsız yaylara ihtiyacı vardı. Otomobil bu şekilde günümüzdeki ikonik haline dönecekti.
Dolayısıyla Cobra her ne kadar V8 motoruyla ünlenmiş olsa da 1965’te tanıtılan MkIII şasisi olmadan kullanılamaz bir otomobil olarak kalacaktı. Burada şunu söylemek yerinde olacaktır sanırım: Beynin sağ tarafının öne attığı motor değiştirme fikri, beynin sol tarafından öne çıkarılan teknik mühendislik olmadan işe yaramazdı.
Tüm bunlar çizimde yer alan, 1965’te sadece 51 adet üretilen S/C (semi-competition) Cobra’ya getiriyor sözü. Bu otomobilde egzozda susturucu ve ön cam gibi donanımlara yer verilmişti ki otomobil bayilerde satılabilsin. Yazının başında Kimble’ın bu çiziminde detaylara inanılmaz bir şekilde yer verdiğini söylemiştim ve bu MkIII şasisindeki ve süspansiyondaki çizgilerini takip edene kadar dikkatimi çekmemişti. Dikkatinizi bu noktalara verin ve söylediğim şeyi görmeye çalışın.
Bağlantı noktalarındaki kaynak izleri
Kaynak izlerini ilk olarak sürücü tarafındaki ön süspansiyonda fark ettim. Daha sonra aynı şeyi üst kol bağlantısında olduğunu da gördüm. Radyatörü takip ettiğimde parçaların birleştiği yerlerin hepsinde kaynak izleri olduğunu gördüm. Hatta kaynak izi olması gerektiğini düşündüğünüz her noktada bu izlere rastlıyorsunuz.
Konsolun arkasındaki kablo detayları
Çeşitli bağlantılıların etrafında yer alan bu detayları önce mekanik bir bağlantı zannetmiştim. Orta konsolu sola doğru takip ettiğinizde bunlar, hız göstergesinin hemen arkasında renkli kablolara dönüşüyor. Etrafı sarmalanmış bir kabloyu takip ettiğimde motor bölmesinde açıkça görülebildiğini fark ettim. Ancak konsolun arkasında olması nasıl bir detaydır?
Elektrikli fanlardaki sigortalı kablo
Elektrik konusunda uzman değilim bu yüzden bunun sigortalı bir kablo olduğundan emin değilim. Bu kablolar otomobillere daha sonradan da eklenebiliyor ve Cobra’nın nasıl ortaya çıktığını düşündüğünüzde böyle bir şey olmuş olabilir. Radyatörün soğumasına etki eden fanların fazla güç çekmesini engellemek için böyle bir sigorta düşünülmüş olması mantıklı. Fanların arasındaki kırmızı kabloyu ve üzerindeki eklentiyi net bir şekilde görebiliyorsunuz, eğer bu bir sigorta olmasaydı Kimble sadece kablo çizerdi ve kimse bunun nedenini sormazdı.
Şanzımanda görülebilen dört dişli
Kimble’ın çizimlerinde şanzımanların içini net şekilde görebilirsiniz ama bu farklı çünkü Cobra’nın Toploader dört ileri oranlı şanzımanının öne çıkmasını istemiş. Burada görünen sadece dört oranın dişlileri değil, vitesi geçirmek için gerekli olan vites kolu ve bağlantılar da 427 logosunun etrafında net bir şekilde görünüyor.
Distribütör dişlisi
Dişliler yapı olarak basit olsa da gücü verimli aktarmayı düşündüğünüzde ne kadar karmaşık bir işe yaptığını daha rahat anlayabilirsiniz. Bu çizimin ana noktası hiç kuşku yok ki büyük blok 427 V8 olsa da sarı renkli distribütörün altındaki dişli bujilerin zamanlamasını ayarlamaya yarıyor. İlk bakışta görmesi zor ama bir kere gördüğünüzde bu çizime her baktığınızda gözünüze takılıyor.
Kaç tane buldunuz?
Kimble’ın tüm çizimleri arasında Cobra ilk beşte yer alır. Bu çizime belki 15 kez bakmışımdır ama bu bahsettiğim beş detayı çok sonra görebildim. Bu kesinlikle fazlasıyla detaylı ve çok hassas şekilde çizilmiş bir çizim.
Bu noktadan sonra işi size bırakıyorum. Kimble’ın çizimleri sıradışı bir otomotiv sanatı olmasının yanında, birçok kişinin bırakın gerçekleştirmesini düşünmesinin bile zor olduğu birçok detaya sahip. Size bir tavsiyem var: Arkanıza yaslanın ve 1965 model Shbley Cobra 427 S/C’nin çizimine sadece bakmakla kalmayın, birkaç ekstra dakikanızı ayırın ve parçalara göz gezdirin. Şasiye, frenlere, motora, kabine her yere dikkatlice bakın. Ben beş tane ilgi çeken detay buldum, bakalım sizler kaç tane bulacaksınız?
Bulduklarınızı yorumlara ekleyebilirsiniz. David Kimble’ın bizler için hazırladığı diğer sürprizleri gerçekten çok merak ediyoruz.