Formula 1 araçlarında, tüm aerodinamik ve güç ünitesi performansını piste aktaran en önemli unsur lastiklerdir. Peki, bu kadar hayati bir role sahip olan lastikler nasıl üretiliyor ve takımlar bunları nasıl kullanıyor?
Formula 1 lastikleri, yıllar içinde değişen regülasyonlar ve kurallar doğrultusunda büyük bir evrim geçirmiştir. Oluklu lastiklerden günümüzde kullanılan 18 inçlik slick lastiklere geçiş, bu dönüşümün en dikkat çekici örneklerinden biridir.
Lastiklerinin temel malzemesi, genellikle elastomer bileşimlerinden oluşur. Bu bileşimler, farklı işlevlere sahip birkaç bileşenin bir araya getirilmesiyle elde edilir. Elastomer yapıyı, bir spagetti ağı gibi hayal edebiliriz. Bu yapının elastik özelliklerini kazanabilmesi için sayısız kimyasal zincir, çapraz bağlarla bir araya getirilir. Genellikle bu çapraz bağların oluşumunda sülfür elementi kullanılır. Ancak bu özelliklerin hayata geçirilebilmesi için elastomerin vulkanizasyon adı verilen bir işlemden geçmesi gereklidir.
Bir F1 lastiğinin bileşimi, bir dizi özel maddeden oluşur. Taban yapısını, SBR (Stiren-Bütadien Kauçuk) ve doğal kauçuk gibi sentetik kauçukların bir karışımı oluşturur. Bu karışımın vulkanizasyon sürecini başlatmak ve çapraz bağlama mekanizmasını hızlandırmak için çinko oksit (ZnO) ve kükürt eklenir. Ayrıca, bileşiğin dayanıklılığını ve mekanik özelliklerini artırmak amacıyla karbon siyahı ve silika kullanılır.
F1 lastiklerinin sertlik özelliklerini güçlendirmek için kevlar ve karbon fiber gibi malzemelere de yer verilir. Bunun yanı sıra, çevresel faktörlerin neden olabileceği bozulmaları önlemek amacıyla antioksidanlar ve çeşitli kimyasallar karışıma dahil edilir.
Bu malzemelerin dengeli bir şekilde bir araya getirilmesi, F1 lastiklerinin hem dayanıklılığını hem de yüksek performansını sağlayarak pistte üstün bir yol tutuş sunmasını mümkün kılar.
PİRELLİ TAKIMLARA NASIL BİR MENU SUNUYOR?
Formula 1'in lastik tedarikçisi Pirelli, yüksek performans ve üstün yol tutuşu sunan P-Zero lastiklerini takımların kullanımına sunarken, her yarış hafta sonunda 6 ana slick lastik ve 2 ıslak zemin lastiği (geçiş ve ıslak zemin) seçeneği sağlıyor.
Slick lastikler, yumuşaklık seviyelerine göre C0'dan C5'e kadar sınıflandırılıyor. C5, en yumuşak ve en hızlı bileşen olmasına rağmen hızlı aşınma dezavantajı taşırken, C0 en sert ve en dayanıklı seçenek olarak öne çıkıyor ancak daha düşük performans sergiliyor. Lastiklerin optimum çalışma sıcaklıkları ise bileşenine bağlı olarak 90-110°C arasında değişiyor.
Yarış hafta sonlarında, takımlara 6 bileşenden seçilen 3 ana lastik opsiyonu sunuluyor ve bu lastikler 'yumuşak, orta ve sert' olarak kategorize ediliyor.
Islak zemin ve geçiş lastikleri ise su tahliyesi sağlamak amacıyla oluklu bir yapıya sahip. Bu tasarım, araçların yüksek hızlarda kızaklama etkisinden kaçınmasına olanak tanıyor. Mavi logolu ıslak zemin lastikleri, 300 km/s hızda saniyede 85 litre su tahliye edebilirken, yeşil logolu geçiş lastikleri aynı hızda saniyede 30-35 litre su tahliye kapasitesine sahip.
Yağmursuz bir yarış hafta sonunda her pilot, 13 set lastikle sınırlı bir stoğa sahip oluyor. Bu 13 set lastik, bileşenlere göre belirli bir dağılımla kullanılıyor. Pilotlar, hafta sonu boyunca 2 set sert bileşen, 3 set orta bileşen ve 8 set yumuşak bileşen lastik kullanma hakkına sahip. Bu dağıtım, takımların stratejik kararlarını etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
LASTİKLERİN STRATEJİDEKİ ÖNEMİ
Lastik stratejisini düzenleyen unsurlar, temel olarak pilotların eylemlerine yönelik olsa da, hafta sonu boyunca uygulanacak lastik planı büyük çoğunlukla takımın kararıdır. Takımlar genellikle ilk antrenman gününü farklı lastik hamurlarını denemek ve yarış için en uygun stratejiyi belirlemek amacıyla kullanır.
Hafta sonu için alınacak olan kararlar; Pirelli tarafından sağlanan verilere, sürüş simülasyonlarında gözlemlenen lastik bozulmalarına, pistin doğası ve yarış günü hava durumu tahminlerinin bir kombinasyonu temel alınarak verilir.
Diğer taraftan antrenman turları sırasında lastiklerin gereksiz aşınmasını önlemek oldukça önemlidir. Çünkü sıralama turlarınde taze yumuşak lastiklere sahip olmak, performans açısından büyük bir avantaj sağlar. Yarış içinde ise takım stratejisine bağlı olarak, taze lastikleri saklamak kritik bir üstünlük sağlayabilir.
Örneğin sıcak hava koşullarında lastiklerin daha hızlı aşınmasına yol açacağından, takımlar, fazla sayıda lastik değişimini karşılayabilecek yeterli miktarda taze lastik bulundurduklarından emin olmalıdır. Bunun yanı sıra, Formula 1 kurallarına göre her takım her yarışta en az bir kez pitstop yapmak zorundadır. Daha az pitstop yapmak, yarış kazanma şansını artırır. Bu nedenle pitstop zamanlamasını doğru planlamak stratejik açıdan büyük önem taşır.
Pist düzeni de lastik stratejisi üzerinde doğrudan etkilidir. Eğer bir pistte geçiş yapmak zorsa ve başka bir aracın arkasında takılma olasılığı yüksekse, takımlar, daha fazla pitstop yapmayı düşünebilir. Bu strateji, pilotların yavaş bir rakibin arkasında zaman kaybetmek yerine temiz bir pistte sürüş yapmasını sağlamak için etkili bir yöntemdir.
Aracın lastiklerle uyumu da önemli bir diğer faktördür. Bir aracın lastiklere nasıl davrandığını anlamak ve bunu yarışa göre öngörmek, stratejiyi ve yarış temposunu doğru ayarlamak açısından kritik öneme sahiptir. Lastik aşınmasını minimize eden bir araç, yarış sırasında farklı fırsatlar yaratabilir ve performansı artırabilir.
Sonuç olarak Pirelli'nin Formula 1 lastikleri; mühendislik, kimya ve malzeme biliminin bir araya geldiği son derece karmaşık ve üst düzey ürünlerdir. Takımlar, bu lastiklerden maksimum verim alabilmek için detaylı bir bilgi birikimi ve doğru stratejiye ihtiyaç duyar.
Bu nedenle, lastikler, Formula 1'in en önemli unsurlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
tr.motorsport.com