Plaklar ve motorsporları... Çok ayrı dünyalara aitmiş gibi gözüken bu iki kelimenin buluştuğu Formula 1 hikayesini Mehmet Ali Selışık yazdı.
Plaklar nasıl yapılır biliyor musunuz?
Müzik tarihinin en çok satan albümlerinden tüm tutunamayan eserlere, her plak müzikal bir ‘tabula rasa’(1) olarak doğar. Birler ve sıfırlar yerine, titreşimler ve dokunuşlarladır işi. Bomboşlardır önce, üzeri pürüzsüz bir şekilde kaplanan iki alüminyum plaktan biri mutlaka testi geçemez ve geri dönüştürülür. Tekrar, tekrar ve tekrar deneyebilir bir plak şansını. Tıpkı plaklara ince ince işlenecek şarkıların sahipleri gibi, başarılı oluncaya dek çabalamanın peşindedirler. Şanslı olanlar ise master plak mertebesine ulaşmak için hazırdırlar. Master plak, tastamam bir yol göstericidir. Kayıt stüdyosunda iğne plakla buluşur. Artık boş bir disk olmaktan çıkan master plaklar, pozitif plaklara kalıplarıyla rehberlik ederler. Pozitif plaklar ise nice pikapları şenlendirmek, belki de hüzünlendirmek üzere hazırlanırlar.
Yine de, bir plağın yolculuğundaki en önemli noktalardan biri albüm kapağı olmalı. İsterseniz evrensel mesajlar verebilir, isterseniz enfes tabloları aratmayabilirsiniz albüm kapağınızda. Fakat tüm bu içerik çeşitliliğine rağmen her albüm kapağı çekici olmalı, göze hoş gelmelidir. Hatta bazen Noel alışverişini yapan yedi yaşındaki minik bir çocuğa bile.
Motorsporları ve müziğin yolu sıklıkla kesişir.
Opera sanatçısı yarışçılar(2), ailesi meşhur birer müzisyen olan pilotlar(3) karşımıza çıkar. Motorsporlarında yer alan insanların genellikle varlıklı ailelerden geldiklerini bilmeyen yok. Hem de bu insanların çoğu banka hesaplarındaki paradan daha fazla kültürel altyapıya da sahip olurlardı. İşgal altındaki Fransa’da, Yahudi bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen ve bu yüzden annesinin soyadını alan François Cevert de klasik müzikle büyümüştü. Piyanoyu ustalıkla çalmayı öğrenmek, pekala kazanan bir Formula 1 pilotu olmaya benzetilebilirdi. Takım arkadaşı ve ‘master plağı’ Jackie Stewart ise, Cevert’in yol göstericisiydi. Kusursuz bir alüminyum plak olmadan önce birkaç kez geri dönüştürülmüş olan Stewart(4), sonunda ait olduğu stüdyosunu bulmuştu. François Cevert de müstakbel bir dünya şampiyonu olarak Stewart’ın pozitif plağı olmanın hakkını veriyordu.
Stewart ailesinin fahri üyesi olan Cevert, Beethoven’ın 8 No’lu Piyano Sonatı’nı çok güzel icra ederdi(5). Hüzünlü bir eserdi, bundandır ki 1799’da yayınlandığında ‘Sonata Pathetique’ adını almıştı. ‘Hazin Sonat’ zahmetli ve ustalaşması çok zor bir eserdi. Cevert’in Bermuda’daki o otelde her gün insanları kendine kilitlemesinin sebebi de bu olmalı. 1973 Formula 1 sezonunun son yarışından önce Stewart’lar ile bir tatili haketmişti François, lobideki piyanodan her fırsatta aynı melodi yükseliyordu. İki hafta sonra Watkins Glen’de hayatını kaybedecek olan François Cevert, Bayan Stewart’a bir söz vermişti: Eğer ölürse, bir şekilde onlarla bağlantı kurmaya çalışacaktı.
Albüm kapakları, plakların henüz dijital müziğin istilasına uğramadığı 1973 Noel’inde de çok çeşitliydi. Stewart’ların en küçüğü Mark, Noel için tek başına bir hediye almak istiyordu. Kimseye göstermeden satın alıp paketlettiği albümü seçerken yedi yaşındaki karar mekanizması pek de karmaşık değildi. Sadece kapağını beğendiği için aldığı albüm, Cenevre Gölü’nün yakınındaki şık eve Mark Stewart’ın kucağında geldi.
François Cevert’siz geçen ilk Noel, Stewart ailesi için buruktu haliyle. Hediyeler açılırken, en sona en küçüğün seçtiği albüm kaldı. Helen ve Jackie Stewart, hediye paketini açtıktan sonra donakaldılar. Küçük bir çocuğun kapağını beğendiği için aldığı albüm, ‘Sonata Pathetique’ten başkası değildi. Daha sonra Phil Collins’in sahibi olacağı evde o gün Cevert’in hazin sonatı doldurdu duvarları, Stewart’ların gözlerindeki neme eşlik ederek.
1 Tabula rasa: İlk olarak John Locke tarafından ifade edilen, insan zihninin boş bir levha olduğunu düşünen felsefi görüş.
2 İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemde motorsporlarının önemli isimlerinden İtalyan Giuseppe Campari, aynı zamanda bir opera sanatçısıydı.
3 Alman pilot Adrian Sutil’in babası Jorge ve annesi Monika, profesyonel birer müzisyen. Annesi bir piyanist, babası ise keman virtüözü. Sutil’in de çok iyi piyano çaldığı biliniyor.
4 Uzun bir süre teşhis edilmeyen disleksi hastalığından dolayı okulu bırakan Stewart, Formula 1 efsanesi olmadan önce 1960 Roma Olimpiyatları’nı tek atışla kaçıran profesyonel bir atıcıydı.
5 Çok kısa da olsa, buradan Cevert’i iş başında
izleyebilirsiniz
Mehmet Ali Selışık