Havalar bir türlü istikrarlı ısınma işaretleri göstermezken, geçtiğimiz hafta sonu izlediğimiz Bahreyn Grand Prix'si uzaktan da olsa içimizi ısıttı. 2014'ten beri gece yarışı olarak düzenlenen Grand Prix'nin buna rağmen pilotlara zor şartlar sağladığı bir gerçek. Biz de düşünüp taşındık, motorsporlarının haddinden fazla sıcak yarışlarından birkaç tanesine göz atmaya karar verdik.
Bahreyn GP'de koşullar gece gündüz zorlayıcı
Formula 1 Bahreyn Grand Prix'si
2004'te takvime katılan Bahreyn Grand Prix'si, belli bir dönem politik skandallarıyla ve neredeyse her yıl düşük seyirci rakamlarıyla tepki toplasa da Bernie Ecclestone'ın favori yarışlarındandı. Formula 1'in eski patronunun en sevdiği şeyi bilenler, Bahreyn'in neden takvimde bu kadar uzun süredir yer bulduğunu da bilirler. İşin bu kısmı bir yana, Bahreyn 2014'te gece yarışına geçene kadar pek çok pilotun fiziksel sınırlarını zorlamış bir yarıştı. Özellikle sporu yakından takip edenler, 2009'daki yarış boyunca içecek butonu çalışmayan Fernando Alonso'nun ne halde olduğunu bilirler. Çifte dünya şampiyonu, iki saate yakın süren sauna seansının ardından neredeyse ayakta duramayacak vaziyetteydi.
Sepang'da ilk mücadele sıcağa karşı
MotoGP Malezya Grand Prix'si
Sepang hafta sonu MotoGP sürücülerinin garajlarda ekrana geldiği zaman yaptığı tek bir şey var: Sıcaktan şikayet etmek. Hep kullandığımız "sıcak değil de nem" klişesinin ana vatanı Malezya'nın hem sıcak, hem de aşırı nemli hava şartları motosiklet üzerinde çekilmez hale geliyor. Sepang'ın zorlu virajları da bu açıdan sürücüler için iki kat çetin ceviz oluyor. Tabii Kuala Lumpur bazen MotoGP sürücülerine acıyor ve yağmur altında serin bir hafta sonu geçirilebiliyor. Hal böyle olduğundaysa sürücüler zemin şartlarından ve yağmurdan şikayet ediyorlar. Sporcular genellikle şikayet edecek bir şey bulma konusunda uzmandırlar, yine de yağmuru sıcağa tercih ettiklerini söyleyebiliriz.
Baja 1000'de çöl bitmiyor
Baja 1000
Tıpkı yüz yıldan uzun süren 100 Yıl Savaşları gibi, Baja 1000 de yıllar boyunca ya 1000 milden uzun, ya da 1000 milden kısa bir rotaya sahip olmuş. 1967'den beri düzenlenen Kuzey Amerika'nın en zorlu off-road yarışının motorsporları dünyasına kazandırdığı meşhur bir konsept var: Baja 1000 için modifiye edilmiş Volkswagen Beetle'lar, Baja Bug ismiyle motorsporlarının sevimli fakat dayanıklı araçları olma geleneğini sürdürüyorlar. Meksika'nın Kaliforniya'nın hemen güneyindeki eyaleti Baja'da ellinci yılını kutlayacak Baja 1000, seyircilerin yüksek hızlı çöl etaplarında araçlara ve motosikletlere kurduğu bubi tuzaklarıyla da biliniyor.
Safari Rallisi
Bir dönemin en efsanevi rallilerinden olan Safari Rallisi, 1973-2002 arası Dünya Ralli Şampiyonası ayağı olarak düzenlendi. Ormanda üç WRC zaferi gücünde olan Safari galibiyetine ulaşmak ise öyle her pilotun harcı değildi. Kenya'nın kurak ve sıcak atmosferi adeta başka bir dünyadan gibi görünürken, pilotlar ve araçlar sürekli değişen şartlara uyum sağlamakta zorlanıyorlardı. Ekipler çoğunlukla yarış tulumunun üst bölümünü giymez, etaplarda sadece tişörtle yarışırlar ve buna rağmen bitkin düşerek etabı sonlandırırlardı. Zorlu zemin şartları araçlara hasar verirdi, su geçişleri için her aracın şnorkel taşıması elzemdi. Anıları canlananlar üzülmesin, bu zorlu rallinin 2019'da WRC takvimine dönmesi gündemde.
Dakar'ın tarihi toz toprak ve çöl sıcağıyla dolu
Dakar Rallisi
Her ne kadar artık Senegal'in başkentinde bitmiyor olsa da, Dakar artık bir marka haline geldi. 2008'den sonra güvenlik nedenleriyle Güney Amerika'ya taşınan Dakar Rallisi, önceleri Paris-Dakar Rallisi adıyla bilinirdi. Tüm katılımcıların birlikte Dakar'a karşı mücadele ettiği bir ekip çalışması, insanın makineyle el ele verip doğayla mücadelesinin en görkemli örneklerinden biri bu yarış. Geçmişine göz attığınızda ise prestijini anlamak kolaylaşıyor. WRC'nin efsane isimleri, otomobil sporlarının unutulmaz markaları ve korkusuz sporcuların destansı çabaları Dakar'ı tarihin en zorlu motorsporları organizasyonlarından biri haline getiriyor.