68. F1 sezonunun ilk yarışına artık sadece günler kaldı. Bugüne kadar F1’de sezon açılışlarına bir dizi pist ev sahipliği yaptı ve bunlardan bazıları sezonun açılış yarışı için oldukça güzel mekanlardı.
Sezon açılışı her zaman heyecan verici yarışlara sahne olur. Sezon öncesinde birçok bilinmeyenin bu yarışta cevap bulacağını bilirsiniz ve yeni araçların ilk kez yarışması nedeniyle bol drama görmeye zaten hazırsınızdır.
Fakat, sezonun ilk yarışı güzel de bir pistte yapılırsa işte o zaman bu heyecan katmerlenir ve kendinizi bir anda eğlencenin ve bol aksiyonun ortasında bulursunuz. İşte o güzel pistlerden 6 tanesi karşınızda!
Brezilya, Interlagos
2004’ten itibaren genellikle sezonun son yarışlarına ve çoğunlukla şampiyonun belirlendiği yarışlara sahne olsa da bir zamanlar Interlagos, Buenos Aires ile birlikte sezonun ilk iki yarışına ev sahipliği yapıyordu. İlk kez 1973’te bir F1 yarışı koşulan pist zamanla birçok değişikliğe sahne oldu, ancak son kez 1995’te bir sezon açılışına kapılarını açan pist bugünkü pist düzeni ile neredeyse aynıydı.
Pist, inişli çıkışlı ve geçişe imkan tanıyan yapısıyla pilotların günümüzde de favorilerinden biri. Bununla birlikte tribündeki latin kanına sahip coşkulu taraftarlar ve tropikal iklimin kümülüs bulutlarının hangi şiddette getireceği bilinmeyen yağmur, Interlagos’u sezon açılışı için muazzam bir mekan haline getiriyor.
Güney Afrika, Kyalami
Vaktiyle, Güney Afrika F1 takvimindeki en popüler yarışlardan biriydi. Kyalami pisti ise korkutucu derecede hızlı ve inanılmaz bir meydan okumaya sahne olan bir düzene sahipti. 60’lar ve 90’lar arasında sayısız sezon açılışına ev sahipliği yapan pistteki en alışılmadık yarış ise 1968’de koşuldu, çünkü o sezonki yarış takvim yaprakları 1 Ocak’ı gösterdiğinde düzenlendi ve Kyalami sezonun açılış yarışına ev sahipliği yapmanın dışında F1 tarihinin en erken koşulan yarışı olma şerefine de nail oldu.
Yarış kısa bir süreliğine takvimden çıkarıldı ve 1992-93 sezonlarında sezonun açılış yarışı olarak geri döndü. Ancak, güvenlik endişeleri nedeniyle pistin eski hızlı doğası tıraşlanmış ve yerini kıvrımlı, yavaş bir düzene bırakmıştı.
B
üyük Britanya, Silverstone
Bugünlerde gridin büyük bir bölümünün merkezi haline gelen Silverstone, İngiliz motor sporları dünyasının da merkezi konumunda ve F1 şampiyonasının ilk yarışı da 1950’de burada koşuldu. Tabii 1950’nin 13 Mayıs’ındaki Silverstone ile bugünkü Silverstone arasında epey farklılıklar olduğunu belirtmekte fayda var.
Armco bariyerlerin yerini saman balyaları ve yağ bidonlarının aldığını ve tribünlerin taraflar için ne kadar da güvenli(!) olduğunu bir hayal edin. Ancak bu, güvenlik önlemlerini 1994’te Senna’nın kazasından sonra ajandasına alan F1 için standart bir durumdu. 1950’deki açılış yarışından sonra Silverstone, Avrupa’daki yarışlara katılarak sezon ortasına kaydırıldı. Genişleyen takvim sebebiyle Mart ayında başlayıp Aralık ayında sonlanan takvim düşünüldüğünde Silverstone’un artık bir sezon açılışına ev sahipliği yapması pek muhtemel değil.
Avustralya, Melbourne
1996’da bayrağı Adelaide’den devralan Albert Park, o günden itibaren 2006 ve 2010 yılları haricinde F1 takviminin geleneksel sezon açılış yarışı oldu.
Cıvıl cıvıl, kalabalık ve harika bir şehir olan Melbourne’de F1 yarışı her zaman büyük ilgiyle karşılandı ve taraftarlar tribünleri her zaman doldurdular. F1 takviminde böylesine bir atmosferi yaşatabilecek nadir yarış vardır.
F1’deki birkaç cadde pistinden biri olan Albert Park ise oldukça hızlı ve eğlenceli bir pist, ancak kirli yapısı ve bazı takımların sezona tam olarak hazır olamaması nedeniyle buradaki yarışların sonuçları sezonun gidişatı için bizlere kesin bir resim veremeyebiliyor. Örneğin 2014 sezonunda McLaren podyumun 2’inci ve 3’üncü basamağını doldurmuş, sezonun geri kalanın da ise genellikle orta sıralarda mücadele vermişti.
Monaco
Ve geldik F1’in en ihtişamlı yarışına. F1’deki en yavaş pist, hızın en çok hissedildiği pist, görsel bir şov ve motor sporları dünyasındaki en prestijli 3 yarıştan biri. Tabii bunun dışında şehirdeki Casino’lar ve lüks yatları da es geçmeyelim.
Monaco gerçekten F1’deki en gösterişli yarış ve bu kadar yıl geçmesine rağmen bir kez bile F1 takviminden düşmedi. Bütün F1 pilotlarının ömürlerinde bir kez kazanmak için can attığı yarış bugünlerde Mayıs ayının sonunda, Avrupa sezonun başlangıcında, düzenleniyor. Fakat Monte Carlo caddeleri 50 ve 60’larda sezonun açılış yarışlarına ev sahipliği yapıyordu. Sezon başlangıcı için hiç de fena bir yer değil, değil mi ama?
Birleşik Devletler, Phoenix
Takvimde yeri değişen yarışları görmek her zaman hoştur ve genellikle sezon ortasında izlemeye alışkın olduğumuz Amerika GP’si 1990 yılında sezonun açılış yarışı olarak düzenlendi.
Bir cadde pisti olan Phoenix pisti, bazı uzun düzlükleri, teknik sektörleri ile çok zorlu bir yarışa neden oluyordu. 1990 yılındaki yarış ise gerçekten heyecan verici bir yarıştı. Sonradan oldukça ünlü bir yarış pilotu haline gelecek Jean Alesi adındaki bir Fransız, rüştünü ispatlamış Ayrton Senna ile galibiyet mücadelesine girişiyordu. Ancak tecrübe ağır basmış, Ayrton Senna yarışı kazanırken Jean Alesi ise sadece ilk podyumunu elde etmekle yetinmişti.
Peki sizin favori sezon açılış mekanınız neresi? Yorumlarınızı bekliyoruz…