Sezonun yedinci yarışı olan Kanada GP’si, belki de bu sene gördüğümüz en yüksek tempoya sahne oldu.
Uzun düzlükleri ve yavaş şikanları ile atak yapılmasına izin veren ve seyircilerin her zaman büyük ilgi gösterdiği Gilles Villeneuve pisti, genelde eğlenceli yarışlara sahne olur bildiğiniz gibi. Bu seneki yarış, Kanada standartlarına göre biraz daha yavan kalsa da, yine de fena olmadı.
Antrenmanlar sıkıntılı…
Cuma günü ilk antrenmanın yağmur altında geçmesinin ardından, takımlar aslında istedikleri kadar fazla veri elde edemediler. Cumartesi günü canlı olarak yayınladığımız son antrenmanın ilk yarım saatinde de, F1’den hemen önce yapılan Ferrari Challenge seansında hasar gören bariyerlerin tamiri için yarım saatlik sürenin harcanması, takımların işini daha da zorlaştırdı. Duraksamanın yaşandığı bu dönemde, her zamanki gibi olan biteni sizinle paylaşıp F1 dünyasından haberler vererek sıkılmamanızı sağlamaya çalıştım. Tabi böyle duraksamalarda, soru cevap yapmak da yayına renk katıyor. Neticede, üçüncü antrenmanın sonunda da, net bir sonuç ortaya çıkmadı. Dolayısıyla takımlar, özellikle lastik kullanımı açısından soru işaretleriyle dolu bir ortamda sıralama turlarına çıktılar.
…sıralama turları ise yoğun geçti.
Sıralama turları da, yağan yağmur nedeniyle, tıpkı iki hafta önceki Monako’da olduğu gibi çok yoğun bir seansa sahne oldu. İlk bölümün sürprizi, Monako’dan sonra ikinci kez strateji hatası yapan Force India ile Di Resta’nın elenmesiydi. Q2’de, Ferrari pilotu Massa, Monako’dan sonra üst üste üçüncü kazasını yaptı. Ancak bu kez kaza, sol arka lastiğin beyaz çizginin dışına taşmasının kaynaklandı, yani net bir pilotaj hatası gördük. Tabi Q2’nin son bölümünde çıkan kırmızı bayrakla beraber, Q3’e geçebilmek için müthiş bir çekişme yaşansa da, çok az sayıda pilot derecesini iyileştirebildi. Bunlardan birisi de Force India’dan Sutil’di. Öte yandan McLaren, Button’ı zamanında çizgiye yetiştiremeyerek büyük bir hata yaptı. İşin ilginç yanı takımın pilotlarından Button ‘son turu atabilsek bile Q3’e kalamazdık’ derken, Perez tam tersine ‘trafik olmasa Q3’e kalırdık’ diye bir demeç verdi. Q3’te, son haklar öncesinde ilk sırayı ele geçiren Vettel, Hamilton son turunun son sektöründe yağmura yakalanınca polün sahibi oldu. Kanada’da zaman açısından hayati derecede önem taşıyan frenlerle ilgili ‘hissetme problemi’ biraz daha giderilmiş olan Hamilton ilk çizgiden start hakkını kazandı. Hafif ıslak zeminde, otomobillerinin hızının ötesine geçen iki pilotu gördük Q3’te: Williams’tan Bottas ve Toro Rosso’dan Vergne. Alonso ve Raikkonen beklentilerin altında kalırken, Toro Rosso neredeyse iki yıl sonra iki otomobille Q3’te mücadele etmenin tadını çıkardı.
Bilinmeyene yolculuk…
Yarış kuru zeminde koşulacaktı; ama takımların çoğunun elinde yeterli lastik verisi yoktu. Sıralama turlarında en iyi zamanlar yağmur lastiğiyle atılınca, herkes lastik seçiminde serbest hale geldi. Peki ama startta çabuk ısınan ve tur başına 1 saniye daha hızlı olan süper yumuşak hamur mu, yoksa daha uzun süre dayanan orta hamur mu tercih edilmeliydi? Havanın Cuma gününe göre 10 C daha sıcak olması da, takımların işini zorlaştırdı. Genekl beklenti ise yarışın iki pit-stopla bitirilebileceği yönündeydi. Gerilerden sert lastikle yarışa başlayıp tek pitle bitirmeye çalışan pilotların olabileceği de düşünülüyordu. Ama starttan önce sadece dört pilotun sert lastikle yarışa başlayacağı görüldü.
Ve başlıyoruz…
Startta Vettel ve Hamilton yerini korurken, yavaş kalan Williams ile Bottas ilk sektör bitmeden Rosberg ve Webber’e; turun sonuna doğru da Alonso’ya geçilmekten kurtulamadı. Vettel tıpkı 2011’deki gibi yarışa çok yüksek tempoyla başladı ve daha ilk tur tamamlanmadan iki saniye farkla DRS mesafesinden kaçmış oldu. Mercedes’in lastik aşınma problemi, İspanya’dan biraz daha azdı. Buna rağmen özellikle Rosberg’in yavaş temposu, arkasındaki Webber ve Alonso’yu maskeleyince Vettel önemli bir avantaj yakalamaya başladı. 12. turun sonunda Vettel liderlikte 7.5 saniye farkı yakalamıştı. Rosberg-Webber-Alonso üçlüsü ise 14 saniye kadar gerideydi. Altıncı sıradaki Vergne’in ardında yer alan Williams’tan Bottas’ın başını çektiği grup ise, aynı dönemde 35 saniye geride kalmıştı.
Red Bull, DRS’ye rağmen Rosberg’i geçemeyen Webber’i 13. turda pite aldı ve Avustralyalı pilot sert lastikleri taktı. Mercedes bir tur sonra Rosberg’i ptie çağırdığında, sert lastikleri çabuk ısıtamayacaklarını düşünerek Rosberg’e yumuşak hamuru taktı. Alman pilot, belki pist üstü pozisyonunu Webber’e kaptırmamış oldu; ama bu hamle ile yarışı iki pitle bitirme ihtimali de ortadan kalktı. Yarışta daha çok kullanılması gereken lastiğin orta hamur (yani sert lastik) olduğu açıktı. İllk pitlerden sonra, finişe kadar yapılan toplam 41 lastik seçiminin 34’ünde orta hamurun tercih edildiğini görecektik.
Öndekiler arayı açıyor…
Vettel ve Alonso 16. turda pite girdi. Hamilton ise şaşıtıcı şekilde üç tur daha pistte kalacak kadar lastiklerini korumuştu. İlk pitlerin ardından, ilk beş aynen korunmuş oldu. Webber sayısız denemenin ardından, nihayet 30. turda Rosberg’i geçmeyi başardı. Bu andan itibaren Webber, önünde 9 saniye ileride olan ve DRS’si sorun çıkartan Hamilton’a, Alonso ise her iki pilota da yaklaşmaya başladı.
36. turda 10. virajda Van Der Garde’ye tur bindirirken yaşanan yanlış anlamada Webber’in ön kanadının sol tarafı kırıldı. Ancak azalan benzin yükü, lastiklerin iyi performans vermesiyle yakalanan denge ve Kanada’da hızlı virajların neredeyse hiç olmaması sayesinde; bu kırık kanada rağmen Webber zaman kaybetmeden ve pite girmeden yola devam etti. Hatta kanat kırdıktan sonraki üç turu, kırmadan önceki üç turundan daha hızlıydı.
Alonso’dan ataklar geliyor…
42. turda yaklaşık yarım tur boyunca uğraştıktan sonra Alonso, start düzlüğünde, DRS yardımıyla Webber’i geçerek üçüncülüğü aldı ve ezeli rakibi Hamilton’ın peşine takıldı. Bu arada arka tarafta tek pitle yarışa devam eden Di Resta, Grosjean, Raikkonen üçlüsü, yalnız yarışan Rosberg ve Vergne’in akasında yola devam ediyordu. Öndeki grubun ikinci pitleri geldiğinde, Webber Alonso’dan bir tur önce pite girerek onu geçmeyi denese de, Ferrari hızlı bir pit-stopla pilotunun yerini korudu.
Son bölümde daha iyi lastik kullanımı sayesinde Alonso, Hamilton ile aradaki sekiz saniyelik farkı eritti. Mercedes pilotu dört tur boyunca Alonso’ya dayansa da, İspanyol pilot Webber’e yaptığı atağın bir benzeriyle yedi tur kala ikinciliğe yükseldi. 52. turda ilk virajda pist dışına çıkan Vettel, uzun süre ekrana gelmeden ve 20 saniye farkla liderliğini koruyordu.
Vettel hak ederek kazandı…
Böylece podyum şekillenmiş oldu. Vettel, çok üstün olduğu yarışı hak ederek kazandı. Alonso, Cumartesi günü yavaş kalan Ferrari ile şampiyona için hasarı azaltmayı başardı ikinciliğe tırmanarak. Hamilton, pek de iyi geçmeyen üç yarışın ardından yeniden podyuma çıktı. Henüz istediği fren sistemini yakalayamayan İngiliz pilotun, Kanada gibi frenlerin önemli olduğu bir pistte yakaladığı podyum değerliydi. Webber’in dördüncülüğünün ardından, Mercedes’in ilk pitteki taktik hatasıyla geriye düşüp tüm yarışı yalnız geçiren Rosberg vardı. Lotus’un pist yüzeyi ve lastikleri; McLaren’in ise pistin tümsekli ve çekişe önem veren yapısı nedeniyle gerilerde kaldığı bir günde Toro Rosso’dan Vergne altıncılıkla kariyerinin en iyi sonucunu yakaladı. Yarışa sert hamurla başlayan ve tam 56 tur ile sezonun en uzun bölümünü atan Di Resta, 17. sıradan 7.liğe tırmanmış oldu. Tırmanan bir başka pilot olan Massa, sondan bir önceki tur aşınmış lastikli Raikkonen’i geçerek sekizinci olurken; günün son puanı yarış içinde spin atmasına ve Hamilton’a tur eyrken yol vermeyip pitten geçme cezası almasına rağmen Sutil’e gitti. McLaren’in korkunç hafta sonu, iki ve bir pit-stop deneyen Perez ve Button’ın 11 ve 12. sırada kalmasıyla son buldu. Böylece McLaren-Mercedes, 200 Abu Dhabi GP’sinden tam 64 yarış sonra, ilk defa bir yarıştan puansız ayrıldı.
12 yıl sonra F1 pistlerinde ilk ölüm...
Bu arada yarışın sonlarına doğru pit çıkışında yarış dışı kalan Gutierrez´in otomobilini, yarıştan sonra padoka döndürürken telsizini düşüren ve almak isterken tökezleyen 38 yaşındaki gözetmen Mark Robinson forkliftin altında kalarak hayatını kaybetti. Belki de dünyanın en tehlikeli hobisini yapan gözetmenlerin gönüllü olarak zamanı, bilgisi, cesareti, emeği ve tutkusu olmasa hiçbir otomobil yarışını gerçekleştirmek mümkün olmaz. Bu ölüm, 2001 Avustralya GP’de Graham Beveridge ve 2000 İtalya GP’de hayatını kaybeden görevliler Paolo Gislimberti’den sonra F1 pistlerinde yaşanan ilk ölüm oldu. 15 senedir yarışlarda görev yapan ve FIA Gönüllü Görevliler Komisyonu üyesi birisi olarak, bu olaya gerçekten çok üzüldüm. Mark Robinson’ı saygıyla anıyorum.
Özetle Kanada, Kanada standartlarına göre biraz yavan kalsa da, yine de fena bir yarış olmadı. Kendi adıma iki gün boyunca yaptığım yayınlardan memnunum. İngiltere’de bizi bambaşka bir yarışın beklediğini düşünüyorum.
Serhan Acar