Formula 1'in tartışmalı yarışlarını ya da takım arkadaşı mücadelelerini düşündüğünüzde aklınıza gelen yarışların başında 1989 Japonya GP ve iki McLaren aracının yan yana durdukları ünlü kare gelir.
Durduk yere bu konu nereden çıktı diyebilirsiniz. Öyle ya sezon biteli bir ayı aşkın bir zaman geçti ve yeni sezonun başlamasına 2 ayın üzerinde zaman var.
Geçtiğimiz günlerde bir kez daha izlediğim Senna belgeselinin ardından bu konu hakkında bir şeyler okumak isterken karşıma Autosport dergisinin o hafta sonunu anlattığı yarış raporu geldi.
Alain Prost ve Ayrton Senna'nın kaza yaptığı, Prost'un aracından inmesinin ardından Senna'nın aracından inmeyip güvenli bir yere çekilirken motorunun yeniden çalışması sayesinde yola devam edip kazandığı ve şampiyonluk mücadelesini sürdürdüğü, ancak hakemlerin olaya dahil olmasının ardından Senna'nın diskalifiye edilip Benetton sürücüsü Alessandro Nannini'nin sürpriz galibiyet aldığı ve Prost'un şampiyon ilan edildiği yarışı Autosport yarış raporu ile yeniden hatırlamaya ne dersiniz?
"Dünya Şampiyonluğu için takım içi savaş" kapak başlığıyla yayınlanan Autosport sayısının "Honda diyarında garez" başlığıyla yayınlanan Nigel Roebuck tarafından yazılan Japonya GP yarış raporu:
Alain Prost, Dünya Şampiyonu oldu. Ya da Suzuka'daki yarışın ardından birkaç dakikalığına öyle oldu. McLaren'da takım arkadaşı olarak sondan ikinci kez piste çıktıkları yarışta Prost ve Senna temas yaşadılar. Olağan dışı şartların ortaya çıktığı yarışta, Senna bir süre beklemeye rağmen yola devam edip kazandı ancak yarışın tamamlanmasından çok kısa süre sonra diskalifiye edildi. Bu kararın ardından Sandro Nannini zaferin sahibi oldu ancak McLaren Senna kararını temyize götürdü.
Suzuka yarışının yağmurlu geçeceğine dair beklentiler, yarış sabahı ortadan kalktı. Cuma günkü sıcak ya da mavi gökyüzü yoktu ancak hava şartları kuru olacak kadar iyiydi. Normal şartlarda ekstra bir durum olması beklenmiyordu.
Alain Prost, McLaren
Prost, sıralamalarda Senna ile mücadele edebilecek durumda değildi ancak yarış sabahı gerçekleştirilen ısınma seansında en hızlı isimdi. Onun arkasında Nigel Mansell yer alırken Senna 0.8 sn geride ancak 3. olabilmişti. Derek Warwick'in Arrows'u, gridde 25. sırada olacak olmasına rağmen 4. olmuştu ancak onun yakıt yükünün ağır olmadığı tahmin ediliyordu. Aslında o, yarış için farklı bir düşük downforce ayarı deniyordu. Warwick, "Araç sıralamalarda o kadar umutsuzdu ki, en azından düzlüklerde hızlı olabilirim diye düşündüm..." şeklinde bu durumu açıkladı.
Isınma seansının ardından Prost sakin ve kendisinden emindi. Yarış ayarları konusunda kendisine güveniyordu. Senna ise her iki aracını da denemesine rağmen istediği dengeyi bulamamıştı ve pek mutlu değildi. Ayarlar konusunda farklı yönlerde ilerlediler. Prost, takım arkadaşına kıyasla daha az downforce ile yarışma kararı aldı.
Bir kez daha lastik için tek pit stop yapılacak bir yarıştı. Farklı bir şey olması beklenmiyordu yani şampiyonluk mücadelesini belirleyecek isimler, 53 turluk yarışta normal şartlarda her pilot için bir kez lastik servisi yapacak mekanikerler olabilirdi.
Yerel saat 13:00 ile pilotlar son geçit törenini tamamladılar. Palmer haricinde herkes griddeki yerlerini aldılar. Palmer, yağ sızıntısı nedeniyle yedek araca geçmek zorunda kaldı ve pit yolundan başladı. Ancak Palmer, çok geçmeden aynı sebepten dolayı yarışa veda etti.
Prost harika bir şekilde kalktı. Kırmızı ışıklarla yeşil ışık arasında çok kısa bekleme süresi vardı ve muhtemelen Alain, herkesten daha tetikte kalkış yaptı. Senna da iyi kalkış yaptı ancak ilk virajı önde dönen isim takım arkadaşı oldu. Gerhard Berger 3., Mansell'i geçmeyi başaran Nannini 4. sıradaydı. Minardi takımı için üzücü bir ilk tur oldu çünkü iki araç da turu tamamlayamadı. Martini'nin yerine yarışan Barilla'nın vites kutusu bozulurken Sala, Nakajima ile teması sonrası yarışa veda etti.
Yarıştan önce Prost, "Bugün yapabileceğim tek şey saldırmak, saldırmak, saldırmak. Yapabileceğim başka bir şey yok. Senna'nın şampiyonluk mücadelesini sürdürebilmesi için kazanması gerekiyor. Bu yüzden onu durdurmasının en iyi yolu, onu mağlup etmek. İkinciliğin ikimize de faydası yok. Geçmişte neler olduğunu biliyorsunuz. Bazen kapıyı ona açık bırakmak zorunda kaldım çünkü aksi takdirde kaza yapacaktık. Bugün bunu yapmayacağım." demişti.
Alain, ilk turda mükemmel bir sürüş yaptı. Tam olarak Ayrton'dan beklediğimiz tarzda bir turdu. Brezilyalı sürücüden 1.5 sn daha hızlıydı ve 14 tur içerisinde aralarındaki fark 5 sn'nin üzerine çıktı.
Senna normalde rakipsizdir ancak bu durum karşısında o bile dalgın, hatta bir miktar paniklemiş olabilir. Ancak aslında durum öyle değildi.
3-4 tur içerisinde, bu yarışın McLaren pilotları arasında geçeceği netleşmişti. Mansell'in tam dolu depoyla Ferrari'nin üstün olabileceğine dair iyimserliği, Honda'nın motor gücünü göstermesiyle ortadan kalktı. Kırmızı beyaz araçlar, 3. sıradaki Berger'den uzaklaşıyordu ancak Mansell daha da kötüydü. Monza'da vites kutusunun "tembel" çalıştığından şikayet etmişti Ferrari pilotları. Mansell, Japonya'da Nannini'nin Benetton'una dahi ayak uydurmakta zorlanıyordu.
Sandro, aracında cuma günü kullandığı daha iyi hızlanan yeni Ford V8 motorunu değil de normal motorunu kullanıyor olsa da iyi durumdaydı. Takım, dayanıklılık konusunda endişeler olduğu için eski motorla devam etti ve yeni motoru Pirro'ya verdi. Pirro, o motorla gerilerden başlamasına rağmen iyi bir yükseliş gösterdi.
Ancak herkesin gözü, şampiyonluk mücadelesi veren Prost ve Senna'nın üzerindeydi. 15 tur geride kalmıştı. Ayrton, 5 saniyelik farkı yavaş yavaş eritmeye çalışıyordu. Bu aslında eski bir hikaye. Normalde Prost, temiz pistte lider olarak fark açardı ancak trafikte Senna farkı kapatmaya başlardı. Her şeye rağmen Prost, bir süredir kendisinden görmediğimiz şekilde kararlıydı ve tur bindirmelerde pek zaman kaybetmiyordu.
Ayrton Senna, McLaren MP4/5
Ön tarafta yeni lastikler için pite gelen ilk isim Mansell oldu. 18. turda pite gelen Mansell, bir süreliğine beşincilikten yedinciliğe geriledi. 2 tur sonra Nannini pite gelirken 21. turda Prost'un pite gelmesiyle tüm dünya nefesini tuttu. 7.8 sn süren iyi bir pit stoptu. Prost'un pit stopuyla Senna liderliğe yükselse de, 23. turun sonunda pite gelen Senna bir kez daha geriye düştü.
Lastik değişiminde McLaren ekibi hızlı olsa da Senna'nın pit stopu Prost'unkinden 1 sn civarında daha yavaştı. Bir sonraki turun sonunda Senna, Prost'un 4.6 sn gerisinde yer alıyordu.
Yarışın başından beri birbirlerini takip eden Williams pilotlarının pite girmesinin ardından sıralama Prost, Senna, Berger, Nannini, henüz pite girmeyen Piquet, Patrese, Boutsen, Pirro ve Alliot şeklinde oldu.
Senna bir süre farkı kapattı ancak gerçekten tehdit olmaya başlayınca Prost cevap vermekte gecikmedi. 30. turda fark 1 sn'ye kadar düşmüştü ancak 35. tura gelindiğinde fark tekrar 3.4 sn oldu.
Alain Prost, McLaren
Bu mücadeleyi büyüleyici yapan şeylerden birisi de, iki pilotun farklı ayarlar seçmelerinin, onların güçlü ve zayıf yönlerini açık bir şekilde göstermesiydi. Alain düzlükte açık bir şekilde hızlıyken, Ayrton net bir şekilde frenlemede ve virajlarda güçlüydü. Damalı bayrağa doğru ilerlerken, bunlar neler olabileceğini gösteriyordu.
Daha sonra konuşan Prost, "Çok rahat hissediyordum. Yarışı kontrol altında götürüyordum. Starttan itibaren liderliğimi korursam, ki bunu başardım, gerçekten kazanma fırsatım olacağını biliyordum. Öndeyken sakin kaldım. Aracım harikaydı. Bir ara motorda kesinti olsa da çok büyük endişe duyacak kadar kötü bir durum değildi." dedi.
Yani Senna, Prost'u geçmek istiyorsa yüksek downforce paketinin avantajını virajlarda kullanarak, bir çeşit akrobatik hareketler yaparak bunu başarmalıydı. Bu kolay olmayacaktı çünkü Prost'un düzlük avantajı nedeniyle takım arkadaşının virajda atak yapacak kadar yaklaşması kolay değildi.
Diğerleri kendi aralarında sorunlar yaşıyorlardı. Berger'in tek başına götürdüğü üçüncülük, 34. turun sonunda 4. vitesini kaybetmesiyle sona erdi. Bu sayede Nannini 3, Mansell 4, Patrese 5, Boutsen 6. sıraya yükseldiler ve puan potası bu şekilde oluştu.
Lola-Lamborghini'si ile Alliot, iyi bir sürüş yapıyordu... O da 37. turda motor sorunuyla yolda kaldı. Çok uzun geçmeden Mansell'in Ferrari'si de aynı kaderi paylaştı. 44. turda Mansell, 6. viteste tam gaz dönmeye çalıştığı 130R'a doğru giderken arkasından dumanlar yükseldi. Neyse ki arkasındaki duman yığınında başka kederler yaşanmadı.
Alessandro Nannini, Benetton B189 Ford
Yarışın bu bölümüne geldiğimizde Prost ve Senna arasındaki fark artık kapanmış, bir saniyenin altına düşmüştü. Nannini, McLaren sürücülerinin çok uzağında, Patrese'nin ise yarım dakika önündeydi. Patrese performansını düşürürken Sandro, belki bir sıkıntı olur umuduyla performansını yüksek seviyede tutmaya çalışıyordu.
Tribünlerdeki insanlar liderlik mücadelesinin yoğunluğuna o kadar odaklanmıştı ki, yerel kahraman Nakajima'nın yarış dışı kalması dahi fark edilmemişti. Öyle bir yarış oluyordu ki, konsantrasyondaki en ufak bozulma, trafikte kaçan bir fırsat, vites değişiminde yaşanan en ufak bir sıkıntı Dünya Şampiyonası'nın sonucunu belirleyebilirdi. O esnada iki pilot da "ya 9 puan, ya hiç" modundaydı.
46. turun sonunda, yani yarışın bitmesine 7 tur varken Prost yarım saniye farkla liderliğini koruyordu. Senna hamlesini yapacaksa - yapacağından emindik - bunu artık yapması gerekiyordu. Ayrton bunu yapacağı yer olarak şikanı seçti.
Orası, bu mükemmel yarış pistinde tamamen gülünç bir şikan. Oldukça yüksek kerblere sahip olan bu şikan, birinci viteste dönülüyor. Çevik F1 araçları dahi orada tuhaf ve sakar görünüyorlar. Ancak düzlüğün sonundaki bu viraj, pistteki en önemli geçiş noktası. Oraya gelmeden önce yapmanız gereken, öndeki aracın hava koridoruna doğru bir şekilde girmek, viraja gelmeden hemen önce sağa doğru atılmak ve mümkün olan en geç freni yapmak. Kendinizi iç tarafa yani sağa attığınızda, diğer pilotun ayağını gazdan çekmesine ihtiyaç duyarsınız. Normal şartlarda orada iki aracın dönmesi mümkün değil. Yanlış bir çizgideyseniz ve freni kaçırırsanız, motor devri düşer, her şeyi batırır ve iki aracın birden zaman kaybetmesine neden olursunuz. Ancak yine de, yanınızdaki araç izin verdiyse, o virajı dönmeyi başarırsınız.
Bir sene önce Prost; McLaren, Honda ve Malboro yani tüm takım için orada Senna'ya müsade etmiş, pite yürüyerek dönmemişti. Orada Ron Dennis'e kendisi müsade etmeseydi, iki McLaren aracının hasar alacağını ve yarış dışı kalacaklarını açıkladı. Ancak Alain, Senna ile yaşadığı mücadelelerde bazı şeyler öğrenmişti. Bunlardan birisi, Ayrton'u çocuk eldiveni ile yenemeyeceğiydi.
O sabah yarıştan önce söylediklerini hatırlayın. Bu yarışta Senna'ya kapıyı açık bırakmayacaktı. Bu su götürmez bir gerçekti. Senna bunu biliyordu ve yapmış olduğu atakta herhangi bir çekilme görmedi. Temas yaşadılar, virajı dümdüz bir şekilde geçtiler, lastikler kilitlendi, motorlar stop etti ve durdular. Alain bir süreliğine kafasını Ayrton'a doğru çevirdi.
İki McLaren aracı pist üstünde tehlikeli bir şekilde durduğu için pist görevlileri hemen harekete geçtiler. Prost, emniyet kemerini çözerek kokpitten dışarı çıktı. Senna ise araçta kaldı ve aracının kaçış yoluna çıkarılmasını bekledi. O esnada aracının itilmesini istedi ve bunun olmasını sağladı.
Araç rampa aşağı inerken motor tekrar çalıştı ve bu sayede Senna tekrar piste dönmeyi başardı. Brezilyalı sürücü, bu yarışta ilk defa liderliğe yükselmişti! Prost ise kenarda kafasını sallıyordu.
Bu yaşananlarda McLaren aracının burnu hasar almıştı ve düştü. Prost, yol kıyısından pite doğru ilerlemeye çalışırken, burnu kırık Senna pite doğru giriyordu. Prost, kızgın değildi ancak hayal kırıklığı yaşıyordu. Buna rağmen Dünya Şampiyonu olduğundan emindi. Prost'un o anki düşünceleri şu şekilde mikrofona döküldü: "İtildi mi? Evet. Yarışa kaçış yolundan mı döndü? Şüphesiz. O zaman..."
Yaşananları özetleyen Prost, "Lider olmamın ardından kazanacağımdan emindim. Her nedense, her zaman yarışın iki şekilde sonlanacağını düşündüm. Ya o starttan itibaren lider olacaktı, ya da bu şekilde bitecekti. Aynaya baktım ve nerede olduğunu gördüm. Bir şey deneyemeyecek kadar geride olduğunu düşündüm. Daha önceki turlarda, daha yakın olup geride kaldığı zamanlar olmuştu. Buna rağmen içeri daldı."
"Ayrton'un sorunu ne biliyor musunuz? O, kazanmamayı kabullenmiyor çünkü o, birisinin geçiş hamlesine karşı savunmasını kabullenemiyor. Çoğu zaman, insanların yolundan çekilmesi için gözünü korkutmaya çalışıyor." şeklinde açıklama yaptı.
O bu sözleri söylerken, Senna yeni burnu takılmış bir şekilde yanımızdan geçiyor ve yarışın yeni lideri Nannini'yi yakalamaya çalışıyor. Alain onu izlerken, diskalifiye olacağından emin olduğunu belirtiyor.
Ayrton'un o anki ruh hali kötü değil. Aracı tekrar mükemmel durumda. Sandro, bir iki tur mücadele etse de, McLaren pilotunu engelleme şansının olmadığını görüyor. Şikana girerken Senna, Prost'a yaptığı atağın aynısını yapıyor ancak bu sefer rakibine daha yakın. Geçilen pilot da kendisine sıkıntı çıkarmıyor.
Bu geçişin ardından Senna'nın damalı bayrağa kadar birkaç turu daha kalıyor ve o turlar sorunsuz bir şekilde geçiliyor. Senna, pist üstünde Japonya GP'yi kazanıyor ve pite dönüş turunda göz yaşlarını siliyor. Bu duygusal yarış artık geride kalıyor. Diğer puanları alan Nannini, Patrese, Boutsen, Piquet ve Brundle kimsenin dikkatini çekmiyor.
Podium: Alessandro Nannini, Benetton
Ancak pilotlar podyuma çıktığında, Senna onların arasında yer almıyor. Podyumun üst basamağına çıkan, şampanyayı ilk açan isim Nannini oluyor ve ona iki Williams pilotu eşlik ediyor. Senna, beklendiği gibi kaçış yolundan geçtiği ve tam turu tamamlamadığı için diskalifiye ediliyor. Bu karar doğal olarak onun pek hoşuna gitmiyor. Prost onun elini sıkmaya çalışıp, yaşanan her şey nedeniyle üzgün olduğunu söylemek istediğinde bunu kabul etmiyor ve onu görmek istemediğini söylüyor.
McLaren, yaşananların ardından hakemlerin kararını temyize götürdü ve verilen kararlarda istikrar olmadığını, bu sezon şikanı kaçıran başka sürücülere diskalifiye cezası verilmediğini söyledi. Böylece son dönemde kuralların uygulanmasında istikrar olmamasına dair yeni bir örnek daha ortaya çıkmış oldu. Daha önce de Mansell Estoril'de siyah bayrağa uymadığı için bir yarıştan men cezası alırken, Jerez'de aynısını yapan Senna aynı cezayı almamıştı.
Eleştirmenler, bu konuda Ron Dennis'in Mansell'in pit alanında geri geri gitmesiyle alakalı söylediklerini hatırlattılar. Dennis, Nigel'ın pit yolunda geri geri gidilemeyeceğini, bunu yaptığı için diskalifiye edileceğini bilmesi gerektiğini söylemişti. Senna'nın yarış hakemlerinin kendisini itmesinin ardından motorunun çalışmasıyla, pist dışına çıktığı noktadan değil de kaçış yolunu kullanarak piste dönmesinin ardından diskalifiye edileceğini bilmesi gerektiği düşüncesi ortaya çıktı.
Yaşananlar geride kaldı. Artık bu konu bürokratların ve avukatların kontrolünde. McLaren direktörü Creighton Brown, bu temyizle bir pilotlarını diğerinden daha üstün görmediklerini, yarışlar kazanmak için bu sporda olduklarını bu yüzden kendilerinden alınan galibiyeti geri kazanmak istediklerini söyledi.
Pazar akşamı tek mutlu yüz, Senna'nın diskalifiyesi sonrası puan alan Warwick'teydi. Ancak o, puanını koruyabilecek mi? Alain Prost öyle olmasını umuyor...
Peki sonrasında ne oldu?
McLaren'ın yarış galibiyetini almak için yapmış olduğu temyiz başvurusu, pek istediği bir şekilde sonuçlanmadı. Senna'nın geçmişte yaptıkları da incelendikten sonra diskalifiyesi onaylandı. Bununla kalınmadı ve kendisine 100.000 dolar para cezası ile 6 aylık yarışlardan men cezası verildi. Yani Prost şampiyon oldu.
Yaşananlar aylarca gündemde kalırken, Senna açık bir şekilde şampiyonanın manipüle edildiğini söyledi. Senna'nın o dönemdeki FIA Başkanı Jean-Marie Balestre ile girmiş olduğu savaş, neredeyse 1990 için süper lisansını kaybetmesiyle sonuçlanacaktı.
1990'da Senna McLaren'da mücadeleye devam ederken, Prost Ferrari'ye geçiş yaptı. İki pilot yine Suzuka'da temas yaşadı ancak bu sefer şampiyon olan isim Senna'ydı...
tr.motorsport.com