Filmola 1, F1 kişisi kariyerlerinden veya fotoğraflarından türetilen eğlenceli senaryoların yazıldığı ve eğlence amacı güden içerikleri barındırır. Burada zaman-mekân-imkân sınırı yoktur, bazıları gerçek hikayelere dayansa da, karakterlerin kendi hareketlerine ışık tutsa da, tekerleklerinin yere basmasına gerek yoktur.
Alman disipliniyle büyüyen, her işini layığıyla yapan Nick abimiz, çaylak kariyerinde memleketi Almanya’da kazanabileceği her şeyi kazanmış, arkadaşları arasında Quick Nick lakabını alınca hemen dünya şampiyonalarına açılmıştır.
Formula 3000 serisinde şampiyonluğa koşan Nick abimiz, son yarışta polü aldıktan sonra takımının araca yanlış yakıt koyduğu ortaya çıkıp, gridin sonuna gönderilince şampiyonluğu Juan-Pablo Montoya adındaki asabi bir Güney Amerikalı’ya kaptırır.
Nick abi kızar, eli kolu titremeye başlar ancak kariyeri söz konusu olduğu için çok da sesini çıkaramaz. Halbuki gelecekte başına geleceklerin yanında bunun bir hiç olduğunu bilmemektedir.
Çaylak kadrosunda olduğu McLaren’da yer bulamayınca anlaştığı Prost GP’de takım arkadaşı Jean Alesi ile birbirine çarpma rekorunu kırdıktan sonra bütün suç üzerine atılınca takımdan gönderilen Nick abi, genç yetenek avcısı Sauber takımının eline geçer.
Sauber’de yeni takım arkadaşı tecrübesiz üstü tecrübesiz, çaylak ötesi çaylak, yeni yetme Kimi Raikkonen’dir. Nick abi puansa puan, podyumsa podyum diyerek Raikkonen yetmesini yener ve büyük bir takıma geçmek için fırsat kollamaya başlar. Bir sonraki sezon McLaren’da bir koltuk boşalınca zamanında test pilotluğunu yaptığı takımın kendisini alacağından emindir ve bavullarını toplamaya başlar. Dennis patronu arar ve oralarda kiralık daire nasıl bulurum diye sorar, ancak alacağı cevap kendisini şok edecektir; McLaren kendisi ile değil, yendiği takım arkadaşı çaylak Raikkonen ile anlaşmıştır ve ayrıca Woking’de kiralar da aşırı yüksektir.
Nick abi sakalını keser, dişini sıkar ve Sauber’de kendisini göstermeye devam eder. Yeni takım arkadaşı, Brezilyalı komik adam Felipe Massa’dır. Heidfeld abi yeteneği ve istikrarını konuşturur ve Felipe beybiyi sezon boyunca sopalayarak hayatından bezdirir. Ancak sezon sonunda Ferrari’nin test pilotluğuna atanan Massa olur. Böyle bir fırsatın da elinden kaçtığını gören Nick abi önce sinirlenir, sonra sorunu kendinde arar, ama bulamaz. Takımlar neden kendisinden kaçıyordur bilemez, çaylaklığına verir, Alman düşmanlığı beslendiğini düşünür, kızar ama verdammt du hurensohn çekerek çalışmaya devam eder.
2003’teki takım arkadaşı deneyimli pilot Heinz-Harald Frentzen’dir ve Nick abiyi tam anlamıyla ezer. Halbuki Nick abi totem yapmıştır ve belki de ancak yenilirse Sauber’den kurtulabileceğini düşünmüştür. Düşündüğü gibi de olur ve Jordan takımı ile anlaşır. Jordan, bir Ferrari, bir McLaren değildir ama Nick abi için o da olumludur.
Jordan takımı düşündüğünün aksine çok yavaş çıkınca Nick abi sadece iki kez puan alabilir ve bir süreden sonra Almanya’daki Türk komşularının hediye ettiği arabesk kasetlerin tadını alabildiğini, müziğe ve damara bir anlam verebildiğini fark eder. Çilemiz buymuş der, Ferrari’de sürebilirdim ama buna da şükür der ve yoluna devam eder.
BMW takımı Williams ile motor sözleşmesi yapmıştır ve Nick abi ile de ilgilenmektedir. Başlarda seçimlerde Antonio Pizzonia ile yarışsa da, hemşeri kontenjanından takıma kadrolu pilot olarak katılan Nick abi, uzun süredir hayalini kurduğu iyi bir araçla yarışacaktır. Ancak Pizzonia’nın ahı pis tutar ve sezonda işler iyi gitmez, memleketi Nürburgring’de coşarak ilk ve tek polünü almıştır, ancak bir test kazası geçirince iki yarışı kaçırmak zorunda kalır. Brezilya’da tam geri dönecekken, bisikletine bir motosiklet çarpar ve Nick abi yine yaralanınca bu sefer sezonu kapatır.
BMW bir sonraki sezon Sauber’i satın alarak tek başına takım olunca Nick abiyi de çağırır. Nick abi tabi koşa koşa gider. Indianapolis’te takla üzerine takla atmasına rağmen Macaristan’da kendini tekrar bulunca 10. başladığı yarışı 3. bitirerek “daha ne yapayım lan!” diye bağırır. Ancak ortada yine bir gariplik vardır; basın kendisinden çok, puan olarak ezdiği takım arkadaşı Robert Kubica’dan bahsetmektedir. Buna içerlenen Nick abi iyice hırs yapar ve bir sonraki sezon Kubica’yı daha büyük ezer. Ancak uzun süredir beklediği zafer şansı henüz gelmemiştir.
İki sezondur hemşeri takımında takım arkadaşını yenmesine rağmen sağda solda savurduğu küfürler yüzünden sözleşmesi tehlike altına girer. Bir daha küfür etmeyeceğine söz veren Nick abi sonunda 2008 sözleşmesini imzalatmayı başarır ve rahatlar.
Sezona fırtına gibi başlasa da, telsizden etmek isteyip edemediği küfürlerin içinde birikmesi nedeniyle düşüşe geçer. Kanada’da galibiyete çok yaklaşmıştır, ancak takımı arkasındaki takım arkadaşına yol vermesi gerektiğini söyler ve birlikte dubleye yürürler. Takımı için iyi bir şey yaptığını anlıyor olmasına rağmen içindeki küfürlere hakim olmaya çalışmaktadır. Nick abi olgunlaştığını orada anlar, artık takım patronunun gözünün içine baka baka suratına karşı içinden küfredebilmeyi öğrenmiştir ve bu şekilde rahatlamaktadır.
Nick abi istikrarıyla da dikkat çekmektedir ve sezonda tüm yarışları bitirmeyi başarınca Michael Schumacher’den sonra bunu başaran ilk isim olur. Bir sonraki sezon FIA’nın sıçtığı yeni kurallarda BMW epey kötüdür ama Nick abi maaş iyi, sigorta da yatıyor diye sesini çıkarmamakta ve sürmeye devam etmektedir. Singapur’da Force India’dan Adrian Sutil ile çarpışınca peş peşe 41 yarışlık bitirme rekoru patates olur ve kasko da yanar, ancak sezon sonunda takım arkadaşı Kubica’yı bir şekilde yine yenmeyi başarır.
Fakat tarih yine tekerrür edecektir ve BMW çekilme kararı aldığında Nick abi açıkta kalırken, üç yıldır yendiği takım arkadaşı Kubica, kolayca yeni bir takım bulur ve Renault’ya gider. Sauber de Nick abi’yi istemeyince, çaylaklığında kendisine el açan Norberg Haug dayı yine meşhur hemşeri kıyağını yapar ve Nick abiyi Mercedes’e yedek pilot olarak alır.
Bir sonraki sezon spora girmeyi planlayan Pirelli markası, testler yapabilmek için tecrübeli ve istikrarlı bir pilot aramaktadır ve bu, Mercedes aracına binme şansı bile olmayan Nick abinin tam aradığı şeydir. Pirelli’ye katılır ve pistlerde bedavadan turlar durur.
Sezon ortasında Sauber takımı, parası biten Pedro de la Rosa’nın yerine Nick abiyi çağırır ve son beş yarışta yarışmasına izin verir. Nick abi yeni takım arkadaşı Japon Kamui Kobayashi ile bir türlü anlaşamaz, kendisine bakıp sürekli gülen bu Japon’un içinden küfrettiğini sanan Nick abi, ara sıra “Ne bakıyon lan! Anama mı sövüyon?” diye arıza çıkarınca sezon sonunda yine sepetlenir.
Bir sonraki sezon Kubica’nın kazasından dolayı yarışamayacağı ortaya çıkınca adı artık Lotus olan eski Renault takımına çağrılır.
İyi sonuçlar alıp podyuma bile çıkmasına rağmen takım arkadaşı olan Rus’un komplosu mu, yoksa eski takım arkadaşı Kubica’nın ahı mıdır bilinmez, aracı iki kez alev alınca uğursuzluk getiriyor diye sezon ortasında gönderilir.
Artık sabrı tükenen Nick abi öğrendiği Türkçe küfürleri sıralayıp “skerim böyle aşkın ızdırabını lan!” demek suretiyle Formula 1 kariyerine noktayı koyar ve uzun uzun araç sürebileceği Le Mans yarışlarına geçip rahat rahat takılmaya başlar.
2014’te Formula E adlı tek koltuklu elektrikli bir yarış serisi ortaya çıkınca, şansını son kez denemeye karar verir ve Venturi GP takımına adını yazdırır. Serinin ilk yarışını inanılmaz bir hamleyle kazanmak üzereyken hemen yanındaki velet Prost, genlerinden gelen Prost’luğunu yapar ve Nick abimizi parende attırarak bariyerlere gönderir.
O gün birayı bırakıp rakı içmeye başlayan Nick abi, Kör Agop’un meyhanesinin gündelik müdavimlerinden olur ve her akşam kafayı bulunca etrafındakileri toplayıp son kazandığı yarış olan 1999 Formula 3000 A1 Ring yarışında yaptıklarını anlatarak darlamaktadır.
– son –
###