Peugeot'nun Mayıs ayında duyurduğu B segment sedanı 301'in prömiyeri İstanbul Auto Show'da yapıldı. İlk olarak Türkiye pazarında satışa sunulacak olan otomobil önümüzdeki haftalarda diğer ülkelerde de satılmaya başlayacak.
Markanın Türkiye Road show'u sırasında beni Denizli'de yakalaması sayesinde henüz satışa sunulmadan kullanma imkanı bulduğum 301, seneler önce 206 Sedan gibi bir otomobil üretmiş olan Peugeot'nun kendisini geliştirdiğinin bir kanıtı.
Test sürem kısıtlı olduğundan detaylı bir inceleme yapamamış olsam da genel bir fikir sahip olmak için otomobille yeterli zaman geçirdim.
Peugeot 301, ismi dolayısıyla C segmentindeymiş gibi algılansa da aslında B segmentinde bulunan bir sedan. Görünümü de önden 508 modeline benzediğinden olduğundan daha büyükmüş gibi algılanan aracın 206 Sedan gibi bir otomobilden çok daha orantılı olduğu görülebiliyor. Önden bakıldığında Peugeot'nun yeni ön panjuruna sahip olduğu görünen 301 arkadan bakıldığında da ikizi Citroën C-Elysée'yi andırıyor. 16 inç çaplı jantları şık duran aracın Meşe Kahve isimli gövde rengi de dikkat çekici.
İç mekan tasarımını Citroën C-Elysée ile paylaşan 301 bu bölümde de diğer Peugeot modellerinden farklılaşıyor. Testini yaptığım Allure donanımlı otomobilin donanımında bulunan piyano siyahı konsol kaplaması, direksiyondan kumandalı ses sistemi, USB girişi, Bluetooth bağlantısı, yol bilgisayarı, dijital ekranlı klima kumandası, elektrikli camlar, ön koltuklar arasında kol dayanağı ve deri kaplı direksiyon simidi gibi aksesuarlar B segmentinde bulunan sedan modellerin özelliklerini yukarıya taşıyacakmış gibi görünüyor.
İç mekanında şaşırtıcı derecede bol hacim sunan 301'in arka koltuklarında ortalama bir yetişkin bacak bacak üstüne bile atabiliyor. Aracın en çok öne çıkartılan özelliği gibi görünen bagajı da sunduğu 506 litre hacimle müşterileri mutlu edecek gibi. Bu arada şık tasarıma sahip olan kokpit ve kapıların iç kaplamalarında yumuşak plastik arayanlar hayal kırıklığına uğrayacaklar ama 301'in sahip olduğu ilginç desenli iç parçalar bulunduğu sınıf için gayet makul bir kalite sunuyor.
Test ettiğim aracın kaputunun altında görev yapan 1.6 litre hacimli turbo Diesel motoru PSA grubunun birçok modelinden tanıyoruz. 301'de görev yapan versiyonu 92 beygir güç, 230 Nm tork üretebilen ünite 5 ileri vitesli manuel şanzımanla satılıyor. Hafif kemikli geçişlere sahip olan şanzıman ve yolu çok uzun olmayan debriyaj pedalı sayesinde seri vites geçişleri kolayca yapılabilirken elde edilen performans da başarılı. 0'dan 100 km/s sürate 11.2 saniyede ulaşabilen otomobilin maksimum sürati 180 km/s olarak açıklanıyor.
Bu arada özellikle küçük otomobillerde eleştiri konusu olan içeriye rüzgar ve yol sesi alma durumu da makul seviyelere indirilmiş. Özellikle Pamukkale çevresinin bozuk asfaltının ister istemez yarattığı seslerin süzülmesi ve yüksek süratlerde bile içeride fırtınalar kopmaması başarı.
1.090 kg ağırlığa sahip olan aracın yakıt tüketimini görmek için yeterli çeşitlilikte yol şartıyla karşılaşmadıysam da road show sırasında elde edilen 7 litre/100 km'lik değer dikkatimi çekti. Normal şartlarda yüksek bir değer olsa da araçların sürekli tam dolu halde yüksek süratlerde kullanılması ve süresi 10 dakikayı bulan duraklamalarda motor ve klimanın sürekli çalışması bu ortalamayı bir mucize olarak değerlendirmeme yol açtı diyebilirim.
301'i çok zorlamaya vaktim olmadıysa da 206 Sedan gibi sonradan sedanlaştırıldığını aşırı derecede belli eden otomobillerin yanında yüksek sürat dengesi ve yol tutuşun başarılı olduğunu söyleyebilirim. 16 inç çaplı jantlar ve 55 yanaklı lastiklerin de payı olan bu başarıyı ileri bir tarihte yapacağım daha detaylı incelemede biraz daha açabileceğimi umuyorum.
1.2 litre hacimli benzinli motoruyla (Bu motor Ocak ayında hazır olacak) 29.900 TL'den başlayan fiyatlara satılacak olan Peugeot 301'in Diesel seçeneğinin fiyatıysa 38.350 TL'den başlıyor. Test sırasında kullandığım en üst donanımlı ve metalik boya opsiyonlu aracın fiyatıysa 43.000 TL.