McLaren World's Fastest Gamer yarışmasının galibi Rudy Van Buren, bu başarıyı nasıl elde ettiğini anlattı.
25 yaşındaki Hollandalı satış müdürü Rudy Van Buren, McLaren'in düzenlediği ‘World’s Fastest Gamer’ yarışmasında birinci oldu ve takımın resmi simülatör pilotlarından biri olmaya hak kazandı. Buren yine Hollandalı olan Freek Schothorst'u dün yapılan 4 saatlik finalin sonunda yenerek birinci olmayı başardı.
Rudy ile yapılan söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
Muhabir: Oyunlara nasıl başladın?
Rudy Van Buren: Yaklaşık 16 yaşıma kadar karting yapıyordum sonra bırakım. İçimdeki hız hissiyatı ve yarışma isteği hep oradaydı ve sim yarışçısı olmak karting'in yerine geçti diyebilirim. İlk başlarda sadece eğlence içindi hatta online kısmını bilmiyordum bile ancak bunu keşfettiğim an bağlandım. Ve şimdi 9 sene sonra beni getirdiği yere bakın. McLaren bu yarışmayı düzenledi ve 10 yıl önce kurduğum hayallere hiç bu kadar yakın olmamıştım. Kesinlikle inanılmaz. rFactor 2'nin Facebook sayfasında bir reklam gördüm. McLaren ile bir projede çalıştıkları yazıyordu, ben de buradan başladım.
M: WFG'de mücadele ederken seni en zorlayan şey neydi?
RVB: Sanırım en zorlandığım şey geçtiğimiz farklı egzersizlerden sonra başımı dik tutabilmekti. Çok fazla konuda test edildik, bazılarında diğerler adaylar kadar iyi olmadığınızı biliyorsunuz. Kendi performansınızın tamamını verebilmek için çabalıyor ve hafta boyu ortalama iyi bir performans sergileyip diğerlerinin önüne çıkmaya çalışıyorsunuz. Eğer başka bir şey seçmem gerekirse bu, alıştığımdan farklı platformlarda yarışmak olabilir ama sonuçta herkes aynı direksiyon ve pedallara sahip. Yani konu ortama uyum sağlayabilip, rahat olmadığınız ortamlarda bile iyi performans göstermeye geliyor.
M: Finalde McLaren'in teknoloji harikası simülatöründe saatler geçirdin. Bu normal bir simülasyon oyunundan ne kadar farklıydı mesela iRacing veya Gran Turismo gibi?
RVB: Bu tarz simülatörlerde öne çıkan ilk şey fiziksel durum. Evde masanızın başında sandalyede oynadığınız durumdan çok farklı. Bu simülasyonlarda frene daha sert basmanız gerekiyor ve direksiyon ağır. Yani sürüşün kendisi gerçek bir egzersiz. Araçlar çok güçlü ve en ufak bir hata bile cezasız kalmıyor. Evdeki oyunlar ile karşılaştırmak güç. Gerçek bir F1 aracını sürmeye en yakın ortam bu. İkisinde de pedallar ve direksiyonla yarışıyorsunuz ve bu kadar. Nerede fren yapmanız gerektiğini biliyorsunuz ve dönüşler için veya bir sıkıntı olduğunda nasıl bir teknik izlemeniz gerektiğini biliyorsunuz. Ancak evdeki oyunlar gerçeğe bu kadar yakın değil.
tr.motorsport.com