Motorsporları her ne kadar tecrübeli isimleri, efsaneleri ve bazen de bu sezon olduğu gibi emeklilikleriyle konuşulsa da, her zaman taze kan ilgi kaynağı olmayı başarır. Bazı çaylaklar Max Verstappen gibi kendi furyasını beraberinde getirirken, bazıları sessiz ve derinden ismini zirveye yükseltir. Biz de 2017 motorsporları sezonunda dikkat çekmesini beklediğimiz dört tekerlek üstündeki çaylakları derledik. Baktık beğeniyorsunuz, iki tekerli çaylakları da sezon öncesi devam filmi olarak çekeriz, neden olmasın?
Stoffel Vandoorne
Stoffel Vandoorne
Teknik olarak ilk grand prix'sine çıkmayacak olsa da, 2017 Formula 1 Sezonu'nda Fernando Alonso'nun McLaren'daki takım arkadaşı Belçikalı Stoffel Vandoorne olacak. 2015 GP2 şampiyonu Vandoorne, 25 yaşına girerken Formula 1'e adım atarak biraz gecikecek olsa da epey yetenekli ve olgun bir pilot olduğunu söylemek lazım. Geçtiğimiz sezon zorluklarla mücadele eden McLaren'a Bahreyn'de ilk puanını kazandırmış, yerini doldurduğu Fernando Alonso'yu aratmamıştı. Alonso en son McLaren'da yetenekli bir çaylakla takım arkadaşı olduğunda kıyametler kopmuştu, fakat şartlar artık farklı. Vandoorne'u ve neler yapabileceğini merakla bekliyoruz.
Lance Stroll
Pay driver terimi, motorsporlarının başlangıcından beri var. Otomobil ve motorsporlarının hiçbir zaman ucuz olmadığını düşünürsek, olmaya da devam edecek. Fakat bazı pay driver'lar, aynı zamanda kaliteli birer pilot kumaşına sahip olabiliyorlar. Kanadalı Lance Stroll onlardan biri. Babası multimilyarder Lawrence Stroll'un finansal desteğiyle beraber yeteneklerini sergileyerek Williams'ta kendine yer bulan Lance, eğer 18 Haziran'dan önce bir Formula 1 grand prix'si kazanırsa Verstappen'in kırılmayacağını düşündüğümüz en genç yarış galibi rekorunu eline geçirebilir. Bilin bakalım 18 Haziran'a en yakın grand prix hangisi? Evet, Kanada GP'si. Şimdiden heyecanlanıyoruz
Kubica şansını bu sezon WEC'te deneyecek
Robert Kubica
Bu ismi uzun zamandır duymamış olabilirsiniz. 2000'li yılların son yarısında dikkat çeken, bir grand prix kazanan ilk Polonyalı unvanını elinde bulunduran Robert Kubica'nın ralli kazasını hatırlıyorsunuzdur ama. 2011 Andora Rallisi-ülke olan değil- etaplarında yaptığı kaza sonucu sağ kolunun fonksiyonlarını ciddi oranda kaybetmiş, geçirdiği sayısız ameliyat sonrası kolunda biraz daha hareket kazanabilmişti. Parlak bir F1 kariyerine talihsiz bir şekilde veda eden Kubica, bu yıl ByKolles takımı ile dünya şampiyonası arenasına dönüyor. Geçtiğimiz yıl Renault Sport serisinde yarışan Kubica, bu kez WEC'te ByKolles'in LMP1 kokpitine oturacak. Bu geri dönüş hikayesini takipteyiz.
Vaillante
Hazır WEC demişken, yine spor otomobillerden devam edelim. Özellikle Belçika ve Hollanda'da anavatanı Fransa'dan daha popüler olan Michel Vaillant, 60 yıldır çizgi roman sayfalarında yarışan bir motorsporları efsanesi. Daha önce Le Mans'da 2003 yapımı aynı adlı Luc Besson filmi için piste çıkan Vaillante araçları, bu kez Rebellion ile işbirliği yaparak tam sezon kovalayacak. En son Vaillante takımı bir FIA dünya şampiyonası mücadelesinde yer aldığında, Michel Vaillant kılığındaki Alain Menu WTCC'de yarış kazanan ilk çizgi roman kahramanı olmuştu. Bakalım Vaillante ismi bu kez acayip istatistikler getirecek mi?
Toyota Yaris, Latvala ile emin ellerde
Toyota Yaris WRC
Aslında geç bile kaldık. Sezon öncesi hazırladığımız yazıda Fin efsane Tommi Makinen'in önderliğindeki Toyota'nın çok canlar yakabileceğinden bahsetmiştik. Sezonun ikinci rallisi geride kaldığında Yaris WRC, Latvala'nın ellerinde ilk galibiyetine ulaştı bile. Aerodinamik bir şaheser olan Yaris'in asfalt rallilerde daha da rekabetçi olmasını beklediğimize göre, Sebastien Ogier'nin tahtı bu küçük Japon canavarı tarafından tehdit edilebilir. Aslına bakarsanız, Latvala İsveç sonrası Ogier'nin dört puan önünde şampiyona lideri. WRC'nin yeni kuralları ve yeni sezonu, çaylak otomobil Yaris WRC'nin boyundan büyük işler başarmasıyla daha da keyifleniyor.