Stoner’ın vedası, Doktor’un tekrar Yamaha’ya dönüşü, Ben Spies gibi yetenekli bir sürücünün MotoGP’de kalması, genç Marquez’in değişen kurallarla birlikte direkt olarak Honda’ya geçmesi, Ducati’nin İtalyan sevdası üzerine 2013′te bizleri neler bekliyor ?
Kuşkusuz ki birçok heyecan ve sürprizin yanında bilinmeyenleri de getirecek bir sezon olacaktır 2013. Açıkçası aradan geçen bir kaç yılının ardından büyük takımlar da büyük değişikliklerin olduğunu hepimiz gördük. Peki bu değişiklikler kime ne kazandıracak veya hangi takım kaybedecek ?
Repsol Honda:
Casey Stoner’ın erken emekliliğinden sonra takım bir sürpriz yaparak Moto2’nin genç şampiyonu Mark Marquez’i takıma dahil etti. Normalde MotoGP’ye yeni gelen bir isim direkt olarak fabrika takımların da yarışamıyordu ama kurallar da ufak oynama sonucuyla Marquez Honda’ya geçebildi.
Honda’nın sponsoru Repsol, kesinlikle istediğine artık kavuşmuş durumda. İspanyol sponsor ve 2 İspanyol sürücü ile sezona başlayacaklar. Marquez adımı büyük bir risk taşısa bile, senelerce O ismi destekleyen Repsol, hayalini gerçekleştirdi. Her ne kadar bu canavar motorlara adapte olması biraz zor olsa da, bence Marquez bu senenin sürpriz yaratabilecek isimlerinden birisi. Şampiyonluk yarışına ilk senesinde dahil olması zor olsa da, alacağı birkaç galibiyetle şampiyonanın gidişatını değiştirebilecek bir yetenekte. MotoGP için muhteşem bir kazançtır bu genç yetenek.
Dani Pedrosa ise takım ile 8. Senesine girecek. Bu 8 sene içerisinde 2 kere üçüncü ve 3 kere de ikinci olmasına rağmen, gerçek anlamda şampiyonluk için savaşabildiği tek yıl 2012 senesi olmuştu. Büyük bir takımda bu kadar fırsat yakalamasına karşın sadece 1 kez şampiyonluğa bu kadar yaklaşabilen İspanyol sürücü için çanlar çalmaya başladı. Takım patronunun yaptığı açıklamalar sonucun da, bu sene Pedrosa için son şans. İspanyol sürücü tüm hünerlerini gösterip gerçek bir şampiyon adayı gibi sezona başlarsa takımda ki yerini koruyabilir. Aksi bir durumda, takımdan gönderilme riski var. Repsol’da bu olaylara karşı başka bir İspanyol’u takıma çoktan dahil etti.
Yamaha Factory:
2010 yılı sonunda Rossi’nin takımdan ayrılmasının ardından Lorenzo’nun saltanatı başladı ve takımın 1 numaralı sürücüsü konuma geldi. Lorenzo’nun Yamaha’ya ilk adım attığı gün de, takım Rossi’nin etrafında dönüyordu. Bu sene ise durum tamamen değişti. Her ne kadar MotoGP efsanesi olsa dahi Rossi, takıma yeni gelen sürücü konumunda. Ama bildiğimiz gibi ikilinin arası geçmişte de iyi değildi ve garaj ikiye ayırmışlardı. Arada herhangi bir duvar veya paravan olmayacak olsa da, ikili yine birbirlerine oldukça soğuk davranacaklardır. 2 boşa geçen sezonun ardından Rossi, yeniden podyumun en tepesine çıkmak için piste çıkacaktır. Lorenzo ise, ‘ artık takımın patronu benim ‘ diyebilmek ve Rossi’yi eşit şartlarda yenebilmek adına piste çıkacak. Şüphesiz ki bu 2 ismin pist üstünde ki savaşı en çok bizlere yarıyacaktır.
Ducati:
İtalyan sevdası ve ‘yetenek katili’ Desmosedici ile bir kez daha yeni bir sezona giriyor Ducati ekibi. Spora girdikleri yıldan beri hayal ettikleri İtalyan sürücü ile şampiyon olabilmek adına bir çok yetenekli isimlerin silinmesine yol açan Desmosedici’de; Capirossi, Melandri ve Rossi’den sonra sıra Dovizioso’ya gelmiş durumda. Oldukça başarılı geçen 2012 sezonunun ardından Ducati’ye transfer olan Dovizioso ise büyük bir risk almış durumda. Herhangi bir tahmin yapmanın çok zor olduğu bu durumda, bakalım Desmosedici mi yoksa Dovizioso mu galip çıkacak ?
Nicky Hayden, bu sene takımla 5. Senesine çıkacak. 2012 senesi haricinde her sene 1 podyum alabilen Amerikalı, orta sıralarda dolaşan bir sürücü konumunda yoluna devam ediyor. Her ne kadar Desmosedici’ye yenik düşmüş olsa da, o bir şampiyon ve MotoGP’de kalması, mücadele zevki açısından oldukça iyi bir olay.
Yamaha Tech 3:
2012 sezonunun en başarılı takımlarından birisiydi şüphesiz. Bütün bir sezon boyunca, acaba ne zaman yarış kazanacaklar diye bekleyip durduk ekranlarımızın başında. Galibiyet alamasalar da, sürekli ilk 6 içerisine 2 sürücüsüyle birlikte girmeyi başardılar ve tam 8 kez üçüncü olarak podyuma çıkmayı başardılar.
Cal Crutchlow, takımda ki yerini korumayı başardı. Sezonun ilk yarısında, Dovizioso’nun üst üste aldığı podyumların arkasında kalan İngiliz sürücü, sezon sonuna doğru aldığı 2 podyumla kendisini buldu diyebiliriz. Ayrıca tam 12 sene sonra podyuma çıkan ilk İngiliz olmayı başardı. Bu performansını devam ettirdiği sürece, İngilizlerin de spora olan desteği ve çıkaracağı genç yetenekler de devam edecektir. (Toseland, West, Ellison, Byrne, Hodgson, McWilliams, Haslam bu 12 sene içerisinde tam sezon yarışan ve podyum göremeyen İngiliz sürücüler).
Dovizioso’nun ayrılmasının ardından boş kalan motora İngiliz Bradley Smith oturdu. 23 yaşında ki genç İngiliz, Moto2’de de Tech 3 bünyesinde yarışıyordu ve bu sayede de kendini MotoGP’de buldu. Moto2’de podyum alamadan sezonu dokuzuncu sırada bitiren genç İngiliz, bence bu sene yabana atılmaması gereken yıldız adaylarından. Marquez kadar dikkat çekecek olmasa da, geçen sene ki Tech 3 rüzgarını devam ettirebilecektir.
LCR Honda – Pramac Ducati – Honda Gresini:
LCR Honda ekibi, geçtiğimiz sene de olduğu gibi Stefan Bradl ile devam ediyor. Genç Alman, sezonu sekizinci sırada bitirerek muhteşem bir performans ile MotoGP’ye merhaba demişti. Bu sene de aynı performansı göstermesi oldukça yüksek ihtimal. Geçtiğimiz sene podyuma çıkamayan Bradl, bu sene bunu başarabilir.
Pramac Ducati ise, Moto2 üçüncüsü Iannone ve Yamaha’dan ayrılan Ben Spies ile sezona giriyor. Sürücü kadrosu ve yetenekleri tartışılmaz 2 iyi isimle seona başlayan Pramac, şampiyona da Ducati’ye daha fazla puan kazandıracaktır. Özellikle Ben Spies’in sporda kalması sağlayarak büyük bir adım da atmış oldular. Superbike şampiyonu olarak MotoGP’ye gelen Spies, Tech 3 ile 2010 yılında 2 podyum almıştı. Indianapolis’te, kendi seyircisi önünde harikalar yarattığını da unutmamak lazım. Yamaha’da ki performansı için, şanssız 2 sene geçirdi diyebiliriz.
Honda Gresini, Bautista ve Staring ile sezona başlayacak. 2 sürücü ile sezona başlayacak olsalar da Staring CRT kategorisinde yarışacak. Bryan Staring’in birkaç Superbike ve serilerinde yarışmışlığı var ve ne yapabileceğini kestirmek oldukça güç. Alvaro Bautista ise İngiltere’de pole pozisyonunu almış, sezon sonuna doğru da ön sıralara yaklaşmış ve 2 podyum kazanmıştı. Bu sene, grid oldukça güçlü gözüküyor ama yine de Bautista’dan sürpriz podyumlar bekleyebiliriz.
CRT:
Geçtiğimiz senenin CRT şampiyonu Power Electronics Aspar takımı, bu sene de ipi göğüsleyebilecek gibi gözüküyor. Aleix Espargaro CRT şampiyonu olmuş, takım arkadaşı Randy de Puniet ise hemen arkasında sezonu noktalamıştı. Takım olarak pist üzerinde iyi puanlar toplasalar da, bu sene CRT şampiyonluğuna kişi olarak ulaşmaları oldukça zor olacak. Hector Barbera’nın CRT’ye geçişi, Laverty’nin de MotoGP’ye gelmesi, işlerini oldukça zorlayacaktır.