Motorsport.com’un Şef Editörü Charles Bradley, motorsporları için Monaco Grand Prix'si ve Indy 500 ile dolu dolu geçen hafta sonunu değerlendirdi.
1: Ferrari doğru hamleler yapıyor
Monaco padoğunda Cumartesi öğleden sonra, Ferrari misafirhanesinde personelin birkaç Ferrari teknik çalışanını karşıladığı zaman güzel bir an yakaladım. Her şey İtalyanca konuşuluyordu ancak ne döndüğünü anlamak için jest ve mimiklere bakmak yeterliydi: "Her şeyi doğru yapıyoruz!"
Hafta sonu, Şahlanan At'ın kusursuz yönettiği bir yarışa sahne oldu. 2008'den beri ilk kez pole pozisyonunun sahibi olan Kimi Raikkonen galibiyeti kaçırdığı için üzgün olsa da Sebastian Vettel'in onu geçtiği gerçeği karşısında şikayet edemez.
Mercedes'in dominasyon döneminde Lewis Hamilton ve Nico Rosberg'te işleri nasıl yönettiğini hatırladınız mı? Önde giden araç pit stratejisini belirlerdi. Kimi, Vettel yarışa başladığı lastiklerle gitmeyi sürdürürken yeni hamurlara geçiş yaptı.
Yine de Seb, saf tempo ile Raikkonen'i dışarıda kaldığı turlarda geride bıraktı. Tabii Ferrari pit duvarının Kimi'yi neden tur bindirme trafiğine yolladığı irdelenmesi gereken bir konu.
Vettel, sezonun üçte birlik bölümüne yaklaştığımız bu dönemde şampiyonada rakibi Lewis Hamilton'dan tam 25 puan (bir yarış galibiyeti kadar) önde. Ferrari, takımlar şampiyonasında da Mercedes'i geride bıraktı. Böyle olacağı kimin aklına gelirdi?
Kanada tamamen farklı bir hikâye ancak Mercedes, oldukça iyi bir tempo yakalayan Scuderia'yla baş edebilmek istiyorsa, "hızlı ancak zor" aracının "diva" karakterini azaltması gerekecek.
2: Indy, gösteri anlamında F1’in gözdesini geride bıraktı
Monaco Grand Prix'sini şatafat, tarz ve cazibe konusunda yenemezsiniz. Ancak efsane pist, yarışma konusunda yenilmez değil. Indianapolis 500, geçtiğimiz Pazar bunu kanıtladı.
Monte Carlo sokaklarındaki asıl "yarışma" heyecanı Cumartesi günü sıralama seanslarında oluyor. 2017'de de durum değişmedi. İlk üç sürücü arasındaki fark sadece 0.045 saniye idi!
Nelson Piquet'nin gözlemine göre Monaco'da yarışmak, tıpkı "oturma odasında bisiklete binmek" gibi. Öte yandan Indy'de yarış günlerinde bolca yakın ve heyecan verici mücadele var.
Monaco'daki Pazar gününde yarışın sonucunu pit stratejileri belirledi. Indy'de ise durum tam tersi idi. Tabii ki Fernando Alonso'nun varlığını göz ardı etmemek lazım ancak çılgın mücadeleler ve büyük kazalar, onu bile gölgede bırakmayı başardı.
F1'in sıradaki durağı, daha heyecanlı Pazar günlerine imkân veren Kanada iken IndyCar, rotasını Detroit'e çevirecek. Belle Isle'daki yarış da son derece rekabetçi ancak geçtiğimiz hafta sonu TV başında ve tribünlerde görülen kalabalığın sadece belli bir kesimi Detroit'e ilgi gösterecek.
Alonso'nun gelişinin büyük ses getirmiş olması, serinin dünya çapında izlenebilir olduğunu bir kez daha kanıtladı.
90'ların ortasında ve Mansell/Villenueve/Zanardi/Montoya yıllarında bu seriyi her zaman Amerika'nın Formula 1'e cevabı olarak görürdüm. Şimdi ise daha çok F2 (eski adıyla GP2) gibi hissettiriyor.
Biraz zaman alacağı aşikâr ancak eğer IndyCar geçtiğimiz Pazar yakaladığı başarıyı takvime yaymayı başarabilirse ve bir kez daha güvenli limanından dışarıya adım atarsa, güzel zamanlar senede bir haftadan çok daha uzun sürebilir.
3: Alonso ve Button tıpkı eski günlerdeki gibi
Monaco yarışı öncesi Amerika'daki Indy 500 deneyimi için hazırlanan Alonso'nun telsizden bir kereliğine F1'e geri dönen Jenson Button'la konuşarak ondan aracına iyi bakmasını istemesi, iki serinin yarışı gibi hissettirdi.
Bunun üzerine Jenson, eski takım arkadaşına şaka yaparak "koltuğuna işeyeceğini" söyledi. Belki de İngiliz, Pascal Wehrlein'ın aracını yan yatırıp bariyerlere yatırdığı kaza esnasında ufak bir kaçırma yapmıştır, bilemiyoruz.
Button, geçirdiği harika sıralama seansının ardından aldığı grid cezası dolayısıyla yarışta başarısız olurken Alonso, Indy'de büyük övgü topladı.
İki kez F1 dünya şampiyonu Indy'nin oval pistine kolaylıkla uyum sağladı ve Honda motoru patlayana kadar galibiyet mücadelesinin içinde göründü. İronik, değil mi?
Honda için PR felaketi olmaya doğru giden yarış, Takuma Sato'nun ekstra beygir gücü avantajıyla Helio Castrovenes'i son turlarda geride bırakıp damalı bayrağı ilk sırada görmesiyle bir nebze iyi sonuçlandı.
2012'de son turda Dario Franchitti'yi geçmeye çalışırken kaza yapan Sato, bu sefer harika bir iş çıkardı ve bu galibiyeti hak etti.
Ancak Alonso ve Button için işler son zamanlardan alışık oldukları gibi hayal kırıklığıyla sonuçlandı.
4: Verstappen, strateji konusunda sıkıntılarını "dile getirmekten" çekinmiyor
Verstappen, büyük kazalarla erken veda ettiği ilk iki Monaco GP'sinin ardından üçüncü denemesinde yarışı tamamlamayı başardı ancak Hollandalı, sonuçtan pek memnun değil.
Red Bull, görece erken bir pit-stop yaptı ve tıpkı Raikkonen gibi, geç pite girmenin daha hızlı olduğunu daha sonra, zor yoldan öğrendi.
Pit-stopların ardından kendisini takım arkadaşı Daniel Ricciardo'nun gerisinde bulan Max, telsizden küfür dolu bir mesaj patlattı.
Yarışı tamamlayarak temiz bir hafta sonu geçirmeyi başaran Verstappen, strateji konusunda "şanssız olduklarını" söylerken öfkesini zar zor gizleyebiliyordu.
Takım patronu Christian Horner konu hakkında, "Strateji ya iyi olacaktı, ya kötü olacaktı. Bunu sabah konuşmuştuk. Sonuç olarak elimizde bir mutlu, bir de az mutlu sürücü oldu!" dedi.
Sıralamalarda 0.6 saniye hızlı olduğu takım arkadaşına yarışta yenilmek doğal olarak Max'in sinirlerini bozmuştur. Genç pilotun üç büyük takım pilotları arasında en az puana sahip sürücü olduğunu da hatırlatalım.
Acaba Verstappen'in memnun olmadığı yeni bir durumda tepkisi nasıl olacak?..
5: Dixon çok ama çok şanslı birisi
Pazartesi sabahı anaakım spor medyasının manşetleri doğal olarak Scott Dixon'ın Indy 500 yarışındaki büyük kazasına ayrıldı.
Havada uçan ve sonrasında bariyerlere çarpan Dixon, modern güvenlik standartları sayesinde kazadan kurtuldu ancak insan düşünmeden edemiyor: Bariyerlere daha dik bir açıyla, biraz daha sağdan veya soldan çarpsaydı sonuç ne olurdu?
Bir de Helio Castrovenes'in havada uçan Ganassi yıldızının altından geçişi var.
Medikal kontroller sonrası konuşan Dixon, "Biraz hırpalandım, kesinlikle sert bir inişti. Dallara'ya güvenlik standartları için teşekkür ediyorum." dedi.
Pole pozisyonu kazandıktan sonra soyguna uğrayan Dixon, üstüne bir de büyük bir kaza atlattığı bu haftayı unutmak isteyecektir...
tr.motorsport.com