Mercedes Almanya’da revize edilmiş pasif drs sistemini denedi. Takım Cuma günü serbest antreman seansında Nico Rosberg’in aracında birkaç deneme turu atmasının ardından geleneksel gelişim çalışmalarına geri döndü. Hatırlayacağınız gibi benzer bir çalışmayı geçtiğimiz hafta Lotus, Kimi Raikkonen ile gerçekleştirmiş, yarışta ilk kez kullanmıştı.
Barcelona’daki kış testlerinden bu yana üzerine çalıştıkları tasarımı Nürburgring’de bir kez daha görücüye çıkaran takım, yeni versiyonda pilotun başının üstünde yer alan takla barının hemen arkasına, motor kapağı üzerine iki adet hava girişi eklemiş. Fakat sanılınanın aksine bu hava girişleri pasif yerine geleneksel DRS sistemini beslemek için kullanılıyor gibi görünüyor.
Hava akımı, motor kapağı üzerinde iki küçük yarık vasıtasıyla kanalı takip ederek aracın arka bölümüne kadar uzanıyor ve arka kanadın ana planyasının altına uzanan kıvrımlı kanal sayesinde kanadın etkinliğini durdurmaya yardımcı oluyor ya da kiriş kanadı üzerinde yer alan monkey seat diye adlandırılan kanatçığın altından dışarı çıkıyor. Karoserin altında birleşen iki kanal, gerekli downforce seviyesine ihtiyaç duyulduğunda kanadın devre dışı kalmasını engelliyor.
İlginç olan ise Lotus’un kullandığı çözüm ile karşılaştırıldığında oldukça farklı hava çıkışları dikkat çekiyor. Lotus’un önceki tasarımında kanalın uç kısmı arka kanada bağlanırken takım bu bağlantıyı keserek arada mesafe kalacak şekilde arka kanada yönlendirme kararı aldı. Mercedes ise tam tersine pasif drs kanalını kanada bağlamayı tercih etti. Bununla birlikte çıkış kanalları kanadın etkinliğinin azalmasında da büyük rol oynuyor.