McLaren ve Honda, sezon öncesi testlerde yaşanan sıkıntıların ardından durumu mümkün olduğu kadar yumuşak bir şekilde idare etmeye çalışsa da, durum artık kriz olup olmadığının çok ilerisine geçti.
Bunun yerine artık McLaren - Honda arasındaki krizin ne kadar büyük olduğu tartışılıyor.
Honda'nın 8 günlük testlerde, tüm sezonda kullanılmasına izin verilen sayıdan daha çok motor kullanması, geçen seneye göre daha az güce sahip olması, McLaren pilotlarının düzlükte 20 km/sa hızdan daha yavaş kalmalarına neden oldu.
Dahası, McLaren pilotlarının en uzun 11 turluk bir stint atması ve çok fazla pistte çalışma zamanını kaçırması şasinin gelişimini de olumsuz etkiledi. Yaşananların ardından takımın yıldız pilotu, eleştirmekten kaçınmadı.
Yaşananlara baktığımızda, Honda'nın performansına ve dayanıklılık sorunlarına bakarsak McLaren için Avustralya GP sonucunu tahmin etmek oldukça kolay görünüyor.
Fernando Alonso ve Stoffel Vandoorne gridde son sırada yer alır. Yarışı tamamlayamazlar ve dahası, o noktaya kadar çoktan iki motor harcamış olurlar.
Kriz mi? Durum bundan çok daha kötü.
Yanlış olan ne?
Kış döneminde Honda'nın yeni motorunda sıfır bedenden vazgeçmesinin ardından istediği kadar performans kazanamadığına dair iddialar vardı.
Ancak McLaren aracının lansmanında gayet iyimser açıklamalar geldi ve Yusuke Hasegawa, sezon başında motorlarının Mercedes'in 2016 motorlarının seviyesinde olacağını söyledi.
Tabi ki Mercedes, Ferrari ve Renault, yeni sezon öncesinde motorlarını yeniledikleri için Honda için en üst hedef de ilerlemiş oldu. Öyle olsa bile McLaren, Honda'nın yapacağı iyi bir atılım ve şasideki çalışma ile podyum mücadelesine dönmeyi umuyordu.
Ancak neredeyse hemen, durum tersine döndü. İlk sorun McLaren'ın film çekimi gününde, testler başlamadan önce geldi. Bazı ufak tefek sıkıntılar çıkmıştı ancak asıl sorunlar testlerin ilk gününde ortaya çıktı.
Yeşil ışık yanmıştı yanmasına ancak McLaren aracı, yağ deposundaki sorun nedeniyle garajda kalmıştı.
Daha kötüsü 2. gün geldi ve sebebi hala belli olmayan şekilde oluşan güç kaybının ardından yine güç ünitesi değiştirildi. İşler o günden sonra da daha iyiye gitmedi.
2. versiyon motora geçilmesine rağmen elektrik sorunları sürüşü kısıtladı. Sorunların aşırı vibrasyon nedeniyle bağlantıların kopması sonucu oluştuğu iddia edildi.
İkinci testlerin sonuna kadar Honda çoktan 5. motora geçmişti. Bu, tüm sezon izin verilen motor sayısından (4) daha fazla.
Dayanıklılık sorunları nedeniyle motorun gücü biraz kısılsa da, genel anlamda performans eksikliği McLaren pilotlarını mutlu etmedi.
Bazı iddialar, Honda'nın Barcelona'daki motorlarının geçen sene Abu Dhabi'deki motorlarına göre 45-50 beygir daha yavaş kaldığı şeklinde oldu.
Ne McLaren, ne Honda bu iddiaları doğrulamadı ancak Fernando Alonso motorun dayanıklılık endişeleri nedeniyle kısıldığını doğruladı.
Alonso "Şu an için geçen seneden daha az güce sahibiz ancak şu anki ayarlar, farklı sorunlar ve nedenlerden dolayı yarışlarda kullanacağımız ayarlara yakın değil."
"Bu yüzden yaşadığımız sorunları çözene kadar gerçek gücümüzü göremeyeceğiz." dedi.
Sırada ne var?
Alonso şu an için önceliklerinin dayanıklılık olduğunu söylemişti. Honda Avustralya'dan önce dayanıklılık sorunlarını aşma konusunda kendisine güvense de aynısını performans için söyleyemiyor.
Ve bu sene takımların dayanıklılık sorunu yaşama lüksü yok. Sene başında yaşanan dayanıklılık sorunları, sezon ilerledikçe cezaların gelmesine neden olacak.
McLaren testlerdeki gibi bir yarış hafta sonunda 2 güç ünitesi kullanırsa, 3. yarıştan itibaren ceza almaya başlayabilir.
Ancak işler ilerlemezse grid cezası McLaren'ın endişe edeceği en küçük sıkıntılardan birisi olur: Bu durumda Alonso'nun takımdaki geleceği hakkında soru işaretleri ortaya çıkacak.
Alonso başarılı olmak için her zamandan daha motive olduğunu söylese de, İspanyol sürücünün sürekli olarak arka sıralarda yer alıp yarışı tamamlayamamaktan mutlu olmayacağı çok açık.
Alonso bu konuda şimdiden açıklama yaptı ve 2018'de F1'de kalmak istediğini söyledi. Bu açıklamasıyla açık bir şekilde diğer takımlara işareti vermiş oldu.
Ancak Alonso'yu kaybetmek de McLaren için tek tehlike değil. Son senelerdeki gibi başarısız bir sezon olursa McLaren bu sefer en iyi çalışanlarını, FOM'dan aldığı parayı da büyük ölçüde kaybedecek ve muhtemelen yeni sponsorlar bulmakta da zorlanacak.
Başarısızlıklar sonucundaki birbirini takip eden olumsuzluklar gelebilir.
Hızlı tepki
Alonso, testlerde yaşananların ardından körü körüne iyimser açıklamalar yapmak yerine farklı bir yol tercih etti.
Yaşanan sıkıntıların ardından Alonso, basın toplantısında takımından hızlı bir cevap istediğini söylemişti.
Alonso "Takımdan inanılmaz derecede güçlü bir tepki bekliyorum." dedi.
Peki Alonso bu sözleriyle neyi kastetti? Honda'nın kültür olarak şirket dışından yardım almaya açık olmadığı biliniyor. Bu açıdan McLaren'dan bile destek alma karşısında inatçı davrandılar.
Muhtemelen bu zihin yapısından vazgeçmek, Honda'nın durumu düzeltmesinde yardımcı olabilir. Honda tüm bu sorunların ardından yeni bir yaklaşıma, yeni iletişim yollarını, yeni teknolojilere, yeni fikirlere ve değişikliğe daha açık olmaya ihtiyaç duyuyor olabilir.
Alonso, belki de McLaren'a geleceği Honda dışında bir yerde araması yönünde tavsiyede bulunmuştur.
McLaren ve Honda arasında uzun vadeli bir anlaşma var ve Japon üreticiyle imzalanan ticari anlaşma, takımın doğrudan anlaşmayı yırtıp bırakmasını da zorlaştırıyor.
Ancak McLaren o yolda ilerlemeden önce Honda'ya daha ne kadar zaman verebilecek? Ya da Honda mevcut haliyle F1 projesinin başarılı olmayacağına ne zaman ikna olacak?
Bu şekilde devam ederlerse ve Honda spordan ayrılırsa başka bir şeyin gündeme gelecek olması. O da F1 kurallarının McLaren'a rekabetçi bir motor tedariğini garantilemesi.
Geçen sene motor üreticileri arasında yapılan anlaşma kapsamında, Honda spordan ayrılırsa o zaman Mercedes, Ferrari ya da Renault'nun McLaren'a motor tedarik etmek zorunda olmaları. Kurallara göre böyle bir durumda McLaren'ın hangi motoru alacağı kura sonucu belirlenebilir.
Motor üreticilerinden birisi, bu konuyu gündeme getirerek bu ihtimalin devreye girmesi halinde bunun televizyondan canlı yayınla yapılarak olaya heyecan katılması gerektiğini söyledi.
Şu an için böyle bir olay uzakta görünüyor ancak Woking ve Sakura'daki koridorların çok yoğunlaştığından emin olabilirsiniz.
Kriz noktası
Henüz bir şey kaybedilmiş değil. 2014'te Red Bull ve Renault'nun testlere kabus gibi başlayıp sezon içerisinde toparlanarak yarışlar kazandığını hatırlayalım.
Böyle bir senaryo imkansız değil ancak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi için bazı şeylerin değişmesi gerekiyor.
Krizin sözlük anlamı: "Zor ya da önemli bir kararın verilmek zorunda olduğu an."
McLaren ve Honda için bunun zamanı geldi.
tr.motorsport.com