2011’deki MP4-12C’den P1’e, ondan 720S’e kadar tüm modern McLaren otomobilleri tek bir motor ailesi kullanılıyor. Bu motor sıfırdan tasarlanmadı, aslında hayatına yıllar önce unutulmuş bir Nissan süper otomobilinde başlamıştı.
Bu Nissan VRH35L. 3.5 litre çift turbo alüminyum bir V8 bloğu. Bu motor Le Mans’taki dayanıklılık yarışları için kullanıldı ve 1989’daki VRH35 gelişiminin son ayağıydı.
Nissan ve Tom Walkinshaw Racing (TWR) güçlerini birleştirerek VRH35L’yi geliştirdi ve 1997’de GT1 kategorisine R390 GT1 ile geri döndüler.
Motor sadece 170 kilogram ağırlığındaydı ve büyük ihtimalle bu ağırlığa iki IHI turbonun ağırlığı da dahil. Nissan motorun 705 nm tork ürettiğini söylerken beygir gücü yarış motorunda 640 iken kuralların gerektirmesi sebebiyle sokak için üretilen versiyonunda 550 idi.
Elbette bu sokak için üretilenler çok özeldi, çünkü sadece iki tanr R390 GT1 üretildi ve bir tanesi Nissan’ın elinden hiç çıkmadı.
Nissan, R390GT1 ile Le Mans zaferi eksikliğini asla gideremedi, ekip 1000 beygir otomobillerin yarıştığı Group C yıllarında da hiç zafer kazanamamıştı.
1997, 1008 ve 1999’da katıldıktan sonra Nissan Le Mans 24 Saat’in üst sınıflarından çekildi ve tüm çaba tarihin tozlu raflarına gömüldü.
Ancak motor hala yaşıyor! MP4-12C’nin ilk tasarım aşamalarında McLaren motor programının temeli olarak VRH35’i seçti ve TWR’dan tasarım haklarını satın aldı.
McLaren ve motor üreticisi Ricardo işbirliği içinde iyi bir çalışma yürüterek tasarım üzerinde çalıştı ve 3.8 litrelik kendi özel motorlarına ulaştı: M838T.
Motor P1’in hibrid güç ünitesinin kalbi olmak üzere tekrar elden geçti ve artık 720S ve sonrasında 4 litre olarak devam ediyor.
Yeni M840T 710 beygir güç üretiyor ve 8500 devir çevirebiliyor. Motor bu üstün performansını bir yol otomobilinde ve pompa benzini ile veriyor.
Bu motorun 20 yıl önce Japon-İngiliz ortaklığı ile motorsporlarının tepe noktasında yarıştığını düşünmek inanılmaz.
###