Liam Lawson, bu hafta sonu Red Bull’da Max Verstappen’in yeni takım arkadaşı olarak ilk tam sezonuna başlarken, çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürmenin eşiğinde.
23 yaşındaki Yeni Zelandalı sürücünün F1’e yükselişi yalnızca yetenek ve azimle değil, ailesinin büyük fedakârlıklarıyla da şekillendi.
Bu hikâye, lüks padoklar veya imkânlarla dolu bir yolculuk değil, her şeyini oğlunun hayaline adayan bir ailenin mücadelesi.
Bugün bile, Lawson F1’de yarışmaya hazırlanırken ailesinin hâlâ kendi evine sahip olmaması, genç sürücü için ağır bir yük.
“Hâlâ bir evleri yok. Benim yüzümden.” – Liam Lawson (GQ)
Zorlu Bir Başlangıç ve Babasının Büyük Riski
Lawson’ın yarış yolculuğu Formula 1’in ışıltılı dünyasından çok uzakta başladı. Yedi yaşında kartinge başladığında, çıktığı ilk sezondaki tüm yarışları son sırada bitirdi. Ancak bu yenilgiler onu yıldırmadı, tam tersine mücadele azmini artırdı.
Lawson, sorunun yeteneğinde değil, kullandığı ekipmanda olduğunu düşünüyordu.
“Sanırım babama bir yıldan uzun süre boyunca kartımın kötü olduğunu söyledim. Sürekli motorun kötü olduğunu anlatıyordum ama o aslında sorunun bende olduğunu düşünüyordu.”
Ancak babası Jared Lawson, oğlunun bu şikâyetlerini görmezden gelmedi.
Bir yıl boyunca süren tartışmaların ardından babası, sonunda iki yeni motor aldı ve Lawson bu motorlarla ilk büyük yarışına çıktı.
“O hafta sonu bir dönüm noktasıydı. Yarışlarda hep ön sıralarda mücadele etmeye başladık. Karting benim için hep ciddiydi ama babam için her şey o hafta sonunda değişti.”
Bu an, bir çocukluk tutkusunu ailece paylaşılan bir misyona dönüştürdü.
Evlerini Satarak Oğullarının Geleceğini İnşa Ettiler
Liam Lawson’ın yeteneği geliştikçe, yarış kariyerinin maliyeti de giderek arttı. Kartingden daha üst serilere geçtikçe harcamalar da büyüdü ve ailesi radikal bir karar aldı: Evlerini sattılar.
Tüm birikimlerini motorlara, lastiklere ve seyahat masraflarına yatırarak oğullarına Formula 1’e ulaşması için bir şans verdiler.
Lawson’ın kariyeri bir riskin değil, sevgiyle alınan bir kararın sonucu oldu.
“Bu, ödeyemeyeceğim bir borç. Henüz değil. Ama her yarışta, her turda, Red Bull’da geçirdiğim her an onların bu fedakârlığını hissediyorum.”
Zirveye Giden Yolda Kahramanlarıyla Karşı Karşıya
Lawson’ın yükselişi kolay olmadı. Kartingden Formula 1’e uzanan yolu, zorlu mücadelelerle doluydu.
İlk olarak 2023 yılında Daniel Ricciardo’nun yerine geçici olarak AlphaTauri’de yarıştı ve geçen sezon RB takımında onun yerini tamamen aldı.
Bu performanslarıyla Red Bull’un dikkatini çekerek Verstappen’in takım arkadaşı olmayı başardı.
Sergio Perez’in yerini alması Red Bull içinde gerilim yaratırken, çocukluk kahramanlarından biri olan Fernando Alonso ile de pistte karşı karşıya geldi.
“Gençken Alonso ve Hamilton gibi isimlere hayrandım. Şimdi onlar benim rakiplerim.”
“Alonso ile ilk tanıştığımda bana bağırmıştı. Belki kötü bir gün geçiriyordu.”
“Daniel ile bu süreçte çok konuştuk. Onun hakkında her zaman büyük bir saygım olacak. Dedikodular başladığında ve karar açıklandığında bana karşı asla kötü bir şey söylemedi.”
“Bu sonuçta bizim kararımız değildi, takımın verdiği bir karardı.”
Lawson’ın Red Bull koltuğunu almasının ardından, Ricciardo’nun ona mesaj atarak tebrik eden tek eski pilot olması, Lawson’a göre onun karakterinin bir göstergesiydi.
“Bu onun nasıl biri olduğunu gösteriyor.”
trf1.net