Formula 1 takviminin en keyifli yarışlarından, pilotların favorisi ve ikonlaşan 8. virajı ile ünlü İstanbul Park’ın inşaatına başlandığı günden beri tartışmalar bitmiyor. Medyascope Spor’dan Muhammed Kaya, pistin yeterli desteği görememesi üzerine yazdı.
Kaosa mütevazı bir katkı: İstanbul Park
Formula 1 için İstanbul Park dünyanın en iyi pistlerinden bir tanesi ancak ne yazık ki pandemi dönemi dışında uzun süredir yarış yapılmıyor. Çeşitli nedenlere bağlı bu durumun değişmesi adına TOSFED bir süreç başlattı. Bu sürecin içerisinde uzun süredir başrol oynayan TOSFED ve Intercity ikilisinin yanına pistin resmî hak sahibi Formula İstanbul Yatırım A.Ş (FİYAŞ) da eklendi.
Formula 1 dünyanın en ünlü motor sporları organizasyonu ve her yıl milyarlarca insana ulaşıyor. Liberty Medya’nın Formula 1’in haklarını satın aldıktan sonra yaptığı yatırımlarla, ulaşılan insan sayısı gün geçtikçe arttırılmaya çalışılıyor. Netlix’te yayınlanan Drive To Survive serisi ve Arap-Amerikan açılımı ile hem seyirci portföyü hem de gelir düzeyi artmaya başladı.
Koronavirüs sonrasında dünyada yaşanan pandemi ve buhran sürecinde pek çok ülke girişi-çıkışı yasaklamışken, Formula 1 organizasyonu bir şekilde ilerledi. Türkiye bu süreçte hem 2020 yılında hem de 2021 yılında yarışlara ev sahipliği yaptı. Çeşitli sorunlar oluşsa da her iki yıl da kusursuza yakın gitti ve İstanbul Park tekrar vitrine ulaştı. E tabi, ülkenin ev sahipliği furyası da alevlendi ancak son iki sezonda takvime giremedik.
S Sport’un Formula 1 yüzü ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Genel Sekreteri Serhan Acar’ın, Fatih Altaylı YouTube kanalında katıldığı programın İstanbul Park ile ilgili kısmı durumu özetliyor ancak detay vermekte fayda var. 2005 yılında kurulan İstanbul Park pistinin işletme hakkı, 10 Ekim 2012’de gerçekleştirilen ihaleyi kazanan Intercity’ye verilmişti. Anlaşma 10 yılı kapsıyordu ve o günden bu yana pistin işletmesi Intercity’nin elindeydi. FİYAŞ’ın hak sahibi olarak kiraladığı Intercity hâlâ işletmeye devam ediyor. İşte bu noktada da TOSFED pistin artık motor sporları organizasyonu faaliyetleri yürütmesi gerektiğini yineleyerek pistin kullanımını devralmak istiyor.
Intercity, TOSFED ve FİYAŞ üçgeninde kaybeden şüphesiz ki hem ülkenin motor sporları ile ilgilenen sporcuları hem de motor sporları izleyicileri. Bu bağlamda açıklamaların içeriği ve amaçları önem arz ediyor. Bu noktada da işin içerisinde hükümet yetkilileri giriyor. Ülkeye döviz girdisi, reklam geliri ve tanınma sağlayacak organizasyonların sürdürülebilir olması için pistin sağlıklı ve spora uygun şekilde işletiliyor olması gerekiyor.
Yurt dışında bu tür pistler genellikle yerel serilere ve alt yaş kategori serilerine (iklim koşullarına göre) ev sahipliği yapıyor. Bunun yanı sıra iklimi uygun pistler test pistleri olarak da kullanılıyor. Test pistleri hem takımlar, hem pilotlar hem de lastik tedarikleri yapan firmalar için oldukça önemli çünkü buradan alınan veriler araç, şasi veya lastik tasarımlarında kullanılıyor. Formula 1, MotoGP, Formula E ve bu serilerin destek serilerinin kullandığı pistlerde sezon boyunca pisti canlı ve işlevsel tutmak adına yerel pilotların etkinlikleri ve test günleri de düzenleniyor. Bu bağlamda devamlılık isteyen tüm pistler ilgili federasyon ile planlama yaparak sezon takvimini hazırlıyor ve pistin sürdürülebilir olmasına önem veriyor. TOSFED’in derdi de tam olarak bu.
Yıllardır işlevselliği ile ilgili tartışmaların sürdüğü İstanbul Park’ta herhangi bir yarışın, testin veya motor sporları etkinliğinin düzenlenmemesi motor sporlarının katkısının alınamaması adına büyük bir sorun çünkü ortada yatırımın olduğu bir yer var ve bu yerden gelebilecek mali katkının yanında ülke tanıtımı gibi ekstra getiriler de göz ardı ediliyor.
Herkes Formula 1 üzerinden gidiyor ancak ülkeye maalesef diğer seriler de gelmiyor. MotoGP, GT veya her ülkeye ulaşmaya çalışan Formula E neden yok mesela? Elektrikli araçların revaçta olduğu bir dönemde Formula E’nin ülkede yapılması fena olmaz.
Futbola bunca devlet katkısının yapıldığı bir yerde motor sporlarının bu denli “sahipsiz” bırakılması bana göre ilginç. Futbola ne kadar yatırım yaparsak yapalım uluslararası anlamda başrol olduğumuz (finallerin ev sahipliği hariç) olay çok az. Formula 1 gibi organizasyonlarda ise direkt olarak ülke reklamı ve getirisi mevcut. Bu noktada bazı reflekslerin geliştirilmesi gerekiyor aksi halde herkesin uzun kontratlar yaptığı takvimlerde yer bulamayacağız.
Tüm bunların ışığında piste değer katacak ve gerçekten kuruluş amacının hakkını verecek olan ellerin burayı yönetmesi gerekiyor. Ülkede motor sporları dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Serhan Acar’ın TOSFED kısmında bu mücadeleye dahil olması tarafımızın yönünü işaret ediyor gibi.
Sonuç her ne olursa olsun pistin sağlıklı bir şekilde işletilmesi ve pek çok serinin ülkeye kazandırılması dileği ile…
Yazan: Muhammed Kaya
Editör: Doğa Üründül
medyascope.tv