Kanada pilotların ilk GP zaferlerini kazandığı bir pist olmakla ünlü gibi görünüyor. 1967’de Formula 1 takvimine dahil olan Kanada GP, şimdiye kadar altı pilotun ilk galibiyetine ev sahipliği yaptı.
1967’den 1977’ye kadar Mont-Tremblant ve Mosport arasında gidip gelirken, 1978’den sonra yarışı Gilles Villeneuve pisti devraldı ve bugüne kadar devam etti.
Şimdi hiç unutmayacağı ilk zaferini Kanada GP’de kazanan altı pilotu inceliyoruz.
Gilles Villeneuve – 1978
Gilles Villeneuve yaşasaydı bugün 67 yaşında olacaktı ve hayatta olsaydı, hala üzerine bindiği tekerlekli her şeyi en iyi şekilde süreceğinden eminiz.
1978 Kanada GP sezonun son yarışıydı ve Villeneuve Formula 1’deki ilk tam sezonunun ardından eve galibiyet kupası ile gitmenin hayallerini kuruyordu.
Yarışa üçüncü başlayan Villeneuve, Jean-Pierre Jarier ve Jody Scheckter’in arkasındaydı ve ilk sürüşünde muhafazakar olmaya karar vermişti.
Scheckter 24. turda çekilmişti, ancak Jarier, Lotus’u yağ soğutucusu sorunu yaşamadan önce çok uzaktaydı.
Yerel kahramaanları liderliğe yükselmiş olan kalabalık bir GP yarışını kazanan ilk Kanadalıya tanıklık ediyordu. Villeneuve turları tamamladı ve gürültülü Ferrari V12’si bile bu taraftar kitlesinin sesini bastırmaya yetmiyordu.
Villeneuve yarış hakkında şunları söylemişti: “Bir yarış kazanmak bir şeydir, ancak ilk yarışınızı evinizde kazanmak tamamen düşünülemez bir şeydir. Bu hayatımın en mutlu günüydü.”
Thierry Boutsen – 1989
1989 Kanada GP Thierry Boutsen’in idolü Jacky Ickx’in yolından gittiği bir yarış olmuştu. Kanada’da sık sık görüldüğü gibi ıslak bir yarıştı ve Belçikalı da bu konuda şanslı bir zafer elde edebildi.
Boutsen Williams adına sürüyordu ve belki de kendisini müthiş hızlılardan kendisini geride tutan hıza sahip olmasa da istikrarlı bir yarışçıydı.
Yarış sabahı yağmur yağıyordu ve Boutsen FW13’ünü gridde altıncılığa oturtmuştu. Herkes ilk pozisyonlar için savaşırken yarış hava durumuna göre pit stop delilikleri ile geçecekti.
Boutsen’in takım arkadaşı Riccardo Patrese, Belçikalının kuru zemin lastiklerine geçmesiyle hızlanan yağmurdan dolayı kendisini liderlikte bulmuştu. Ancak daha sonra, yarışın yarısında Ayrton Senna’nın McLaren’ı Williams iki pilotu Patrese ve Boutsen’in önündeydi.
İtalyan pilot, aracının zemini yerinden çıkınca birden yavaşladı ve Boutsen’e ikincilik şansını verdi. Ancak asıl drama Senna’nın damalı bayrağa sürüşü sırasında motorunun patlamasıyla olmuştu.
Thierry Boutsen ilk Formula 1 zaferini ende ettiği için mutludan öte durumdaydı.
Jean Alesi – 1995
1995 Kanada GP Jean Alesi’nin ilk ve tek Formula 1 zaferi olacaktı.
1989’da sahneye çıkan Fransız Tyrrell ile çıktığı ilk yarışında dördüncü olmuştu. Alesi’nin Ferrari’de 1991’e kadarki kalışı daha çok şanssızlıklar, rekabetçi olmayan araçlar ve dayanıklılık sorunları ile geçmişti. Ancak Maranello’da kalması onun sadakatini bir gün ödüllendirecekti.
Alesi’nin Montreal’deki yarışı normal gidiyordu, beşinci başlamış ve iyi bir kalkışla Michael Schumacher’in yenilemez Benetton’unun arkasına takılmıştı. Ancak Schumacher’in vites kutusu sorunları ona liderliği hediye etti.
Yarı İtalyan olan Alesi damalı bayrak için son on turunu atarken zihin oyunları kendisiyle oynamaya başlamıştı bile.
Duygularına yenik düşen Ferrari pilotu bir anda kendisinin düşmanı olmuştu.
Alesi: “Her frenlediğimde gözyaşlarım vizörüme çarpıyordu. Bir tur kadar kendimde değildim, sonra kendime dedim ki: ‘Şimdi sürüşe geri dönmen gerekiyor.'”
Alesi işi bitirmişti, sadece kendisinin ilk zaferini kazanmakla kalmamış, bunu 31. doğumgününde başarmıştı.
Lewis Hamilton – 2007
McLaren’de 2007’de büyük bir patlama yaşadı. Tüm dünyayı yankılandıran bir şimşek sesi vardı: Lewis Hamilton sahneye çıkıyordu.
McLaren 2007’ye iki yeni pilotla başlıyordu ve iki kez dünya şampiyonu Fernando Alonso’nun yanına takımın bünyesindeki yetenekli çaylak Lewis Hamilton’ı getirdi.
Görünüşte her şey doğruydu, deneyimli pilotun yanına yetenekli ve deneyimsiz bir çaylak getirilmişti.
Ancak bu doğruluğun silinip gitmesi sadece birkaç yarış almıştı, iki adam artık birbirlerinin en korktukları rakipleriydi.
Kanada GP sezonun altıncı yarışıydı. Hamilton ilk iki yarışta Alonso’nun hemen arkasındaydı ve ikili Montreal’e geldiklerinde ortam saatli bomba kıvamındaydı.
Hamilton Cumartesi günü polü elde etti ve Alonso yarım saniye kadar gerideydi. Alonso bundan memnun olmamış olacak ki, ışıklar söndüğünde ilk virajda Hamilton’ı geçmeyi denedi, ancak dışa açılınca Nick Heidfeld’in BMW’sinin arkasına düştü.
Hamilton Robert Kubica’nın korkunç kazasına kadar rahat bir şekilde öndeydi, ancak güvenlik aracı tüm farkının erimesine neden oldu.
Ek güvenlik aracı periyotları İngiliz pilotu etkilemeyince, 22 yaşındaki çaylak pilot Heidfeld’in dört saniye ve Alexander Wurz’un beş saniye önünde kazanmayı başardı. Alonso ise uzakta, yedinci olmuştu.
Hamilton: “Fantastik bir gün oldu. Bu bir tarih. Buraya gelmek, Kanada’daki ilk yarışımda… Altı podyumumuz oldu ve zafer için bir süredir hazırdım. Sadece ne zaman ve nerede olacağı belirsizdi.”
Robert Kubica – 2008
Montreal’deki korkunç kazasından bir yıl sonra, Robert Kubica şanssızlığını bu kez kırmayı başardı ve ilk F1 zaferini elde etti.
Polonya’nın ilk Formula 1 pilotu ilk sezonunda takım arkadaşı Nick Heidfeld’in temposuna yetişmekte zorlanmıştı, ancak etkileyici istikrarı ve hızıyla 2008’de çok daha iyiydi.
Montreal’de yarış günündeki temel konu pistin kendisiydi. Gece yamanan kısımlar dökülmeye başlamıştı. Bu orada 70 tur tamamlayacak pilotlar için büyük bir endişe demekti.
Kalkışta, polün sahibi Lewis Hamilton liderliği aldı, ancak Kubica ön çizgiyi McLaren ile paylaşıyordu ve İngiliz pilotun arkasına yerleşti.
18. turdaki güvenlik aracı periyodu Hamilton’ın yeni lastikler için içeri girmesini sağlayınca arkasından Kubica ve Kimi Raikkonen de geldi. Ancak Polonyalı ve Ferrari pilotu pit çıkışına McLaren’dan daha önce geldiler.
Kubica ve Raikkonen yan yana gelirken çıkış ışığı kırmızıydı, ancak dikkatsiz Hamilton çok geç fren yapınca Raikkonen’in Ferrari’sine arkadan çarpmış ve arkasındaki Williams’taki Nico Rosberg de Hamilton’a çarpmıştı.
Raikkonen ve Hamilton bırakmak zorunda kalırken, Kubica yarışına devam edebilmişti. Ufalanan pistin bazı sürücüleri yakalamasının da yardımıyla tekrar yükselmişti ve zaferi elde ederek sürücüler şampiyonasının tepesine çıkmayı başarmıştı.
Bu zafer, aynı zamanda Ekim 2006’dan sonra Ferrari ve McLaren dışında bir takımın ilk zaferi demekti.
Daniel Ricciardo – 2014
Tüm olasılıklara rağmen, 2014 Kanada GP Daniel Ricciardo’nun günü oldu. Ancak yarış Formula 1’in iki saatlik heyecan dolu dramasına sahne oldu ve çok fazla jeneriklik görüntü elde edildi.
Genel olarak Montreal’de Mercedes savaşı bekleniyordu, yarışı Lewis Hamilton veya Nico Rosberg kazanacaktı, sadece hangisinin olacağı bilinmiyordu.
Ancak fren sorunu Hamilton’ı etkilemişti ve elektrik sorunları da lider Rosberg’i etkilemeye başlamıştı.
Burada ise öngörülemeyen şey oldu ve Gümüş Oklar, galibiyeti Red Bull’dan Daniel Ricciardo’ya kaptırdı.
Yarışın son bölümlerinde Rosberg arkasındaki Avustralyalıyı tutmaya çalışırken, pistte durmakta zorlanan Force India pilotu Sergio Perez’e takıldı.
Bitime sadece üç tur kala Ricciardo Meksikalıyı geçmeyi başardı ve lidere doğru yönelerek Rosberg’i son şikanda geçti. Bu da kalabalığın coşmasına neden oldu.
Günün sonunda daha popüler bir galip olamazdı. Ricciardo haftalar boyunca gülümsemeye devam etti.
###