Formula 1'de Emilia Romagna Grand Prix'sinin iptalinden sonra sezonun altıncı yarışı olarak koşulacak Monaco Grand Prix'si öncesi pisti yakından tanıyalım.
2023 Formula 1 Dünya Şampiyonası takvimi ilk planlanan haliyle 24 yarıştan oluşuyordu. Yaz arası hariç yarışlar arasındaki boşluklar bir ya da iki haftalıktı. Ancak önce Nisan ayı ortasındaki Çin GP’si, ülkedeki pandemi önlemleri sebebiyle henüz sezon başlamadan iptal edildi ve ilk üç yarış sonrası yaklaşık bir aylık bahar arasına gidileceği belli oldu. Bu arayı takip eden ve sadece bir hafta arayla gerçekleştirilen Azerbaycan ve Miami yarışlarının ardından sırada Emilia Romagna vardı. Fakat bu kez takvimi Imola’daki sel felaketi vurdu ve sezonun altıncı ayağı olması planlanan yarış böylece iptal edilmiş oldu. Bu nedenle üç haftalık yeni bir ara ortaya çıktı ve 2023 Monaco GP’sine bu garip olaylar silsilesinin etkilediği takvim koşullarıyla gelindi.
Monaco GP, tarihi İkinci Dünya Savaşı öncesi döneme, 1929 yılına kadar uzanan eşsiz ve yeri dolmaz bir organizasyondur. Her ne kadar F1 yönetimi yeni yarışlara alan açmak için Monaco GP’sine ara verilebileceğini ima etse de 2020 yılındaki pandemi arası hariç 1955 yılından bu yana kesintisiz şekilde koşulan bu ikonik yarışın takvim dışında kalması düşünülemez.
Fransa’nın güneyindeki 2 kilometrekarelik alana sığmış bu ünlü prenslik, her yıl mayıs ayında, dünya üzerindeki yüz milyonlarca insanın ilgisini bu çok özel organizasyonla üzerine çekmeyi başarıyor. Savaş öncesi ve sonrası dönemde pist farklı varyasyonlarla kullanılmış olsa da şampiyonanın kesintisiz olarak televizyonlarda takip edilmeye başlandığı dönemden itibaren neredeyse aynı pist düzenine şahitlik ediyoruz. Dar caddelere sahip bu şehirde yakın zamanda yapılan tüm değişiklikler ise fazlasıyla hızlanan otomobiller sonrası pilotların güvenlik endişeleri ve büyüyen araç boyutları sebebiyle yapılıyor.
Yarış hepimizin bildiği üzere, Monaco’nun trafiğe açık yollarının bir sokak pistine dönüştürülmesiyle gerçekleştiriliyor. Yolları pist haline getirmek altı hafta sürerken, yarış tamamlandıktan sonra eski haline döndürmek ise üç haftalık bir süre alıyor.
3337 metre uzunluğundaki bu ikonik pist 19 viraja sahip. Yarış yönü olarak saat yönüne dönülen pistte virajlar neredeyse yarı yarıya sağ ve sol olarak paylaşılmış durumda. Takvime eklenmesi sonrası en dar viraja sahip olma ünvanı Bakü’ye geçse de halen sezonun en yavaş noktası Monaco’daki Fairmont Virajı.
Monaco’da geçiş yapmak neredeyse imkansız. Eğer fazla gözü kara değilseniz geçiş denemesi bile oldukça zor. İlk viraj Saint Devote, start - finish düzlüğü sonrası sert frenleme ile ve neredeyse 90 derecelik açıyla sağa dönülerek yukarı doğru tırmanılan bölüme açılan bir kapı. Yıllar içerisinde burada yapılan basit bir hatanın en büyük pilotların bile bariyerle buluşmasına sebep olduğunu görmüştük. "Beau Rivage" ismi verilen, pilotların tırmanırken tam gaz geçtikleri hafif sağa eğimli bölüm, sırasıyla Massenet ve Casino olarak üçüncü ve dördüncü virajlara ulaşılan bölüm olması dışında bir önem taşımıyor.
Devamındaki Mirabeau, takvimin en yavaş bölümü olan Fairmont ve otel bölümünün altından geçen tünel düzlüğüne hız taşıması açısından Portier, hata kabul etmeyen noktaların bazıları.
Pistin tek gerçek geçiş denemesi imkanı, işte bu tünelin sonundaki viraj kombinasyonu öncesi mümkün. Ancak uzun süredir araçların geçiş yapabilmek adına tünel içinde yeterince öne yaklaşamadığını görüyoruz. Bu yarışta da muhtemelen benzer bir tablo ile karşılaşacağız. Tünel sonrasındaki sağ - sol kombinasyonlu Nouvelle virajı, pilotları Tabac virajı öncesi kısa düzlüğe çıkarıyor. Devamında ise bizi ünlü yüzme havuzu bölümü karşılıyor. Oldukça hızlı bir girişe sahip olan bu bölüm, çıkışındaki sağ - sol kombinasyonunda, özellikle sıralama turlarında en iyi zamanı yapmaya çalışan pilotları avlamasıyla biliniyor. Bu noktayı sorunsuz geçenleri ise pit girişi öncesi sağa keskin şekilde dönülen La Rascasse karşılıyor. Pit girişinin ardından start - finish düzlüğüne çıkmak isteyen pilotlar dar bir sağ viraj sonrası turu tamamlıyor.
Monaco, otomobillerin arkadan kaymaya meyilli olduğu bir pist. Sert frenleme ve sonrasındaki keskin virajlar, arka tekerleklere daha fazla yük bindiriyor. Asfalt düzenli olarak yenilendiği için aşındırıcı etkisi düşük. Ancak klasik pist mantığı düşünülerek tasarlanan otomobilleri kullanan pilotların, mekanik yol tutuşa çok ihtiyaç duyulan bu pistte lastikleri doğru şekilde çalıştırmaları oldukça zor. Her ne kadar lastik yönetimi konusunda zorlansalar da büyük bir hata yapmadıkları ya da bariyerlerle buluşmadıkları müddetçe Monaco bu olumsuzluğu en az cezalandıran pist olarak takvimdeki yerini alıyor.
Hafta sonu boyunca seans sonlarında yolların önemli bölümü trafiğe açıldığı için yarış çizgisi üzerindeki lastik birikimi diğer pistlere göre çok daha az. Buna rağmen Monaco, asfalt hızlanması ve haliyle gelişiminin takvimde en yüksek olduğu yer. İlk antrenman ile yarış arasındaki tutunma farkı çok fazla. Zeminin lastik üzerindeki aşındırma ve stres yükleme etkisi çok düşük. Pist yapısı gereği lastiğin tabanı ile yan tarafını birleştiren omuz bölümüne binen yük oldukça az. Bu sebeple lastik ömrü ve verimi, otomobilin sezon içindeki genel lastik yönetimi ve pilotun cadde pistindeki kabiliyetiyle doğru orantılı.
Tüm bu olumlu faktörlere bağlı olarak Pirelli Monaco’ya C3, C4 ve C5 setini, yani en yumuşak lastikleri getirdi. Pirelli, ön lastiklerde 21 ve arka lastiklerde 19.5 psi minimum basınç olacağını açıkladı. 78 turluk yarışta olağanüstü bir durum yaşanmadıkça tek pit stop olası. Elbette Monaco’nun muhtemel güvenlik aracı senaryoları ve geçtiğimiz yıl bizlere bolca sürpriz yaşatan yağışlı hava ihtimali tüm planları değiştirebilir.
Takımlar buraya en yüksek arka kanat açıları, yani en yüksek yere basma gücü üreten versiyonları ile geliyor. Sert frenlemeleri takip eden keskin virajlardan çıktıktan sonra en iyi şekilde hızlanmak için doğru süspansiyon ayarları ve buna bağlı olarak mekanik yol tutuş çok önemli. Birçok takımın farklı yenilikleri ve değişiklikleri denediğini görebiliriz. Ancak Monaco, otomobiller üzerinde yapılacak değişikliklerin geri dönüşlerinin doğru şekilde alınacağı bir pist değil. Buna rağmen geride kalanlar için ilk verileri görmek adına yine de belli oranda fırsatı ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.
Pistte tek DRS noktası var. DRS tespit noktası, oldukça yavaş dönülen La Rascasse virajına gelmeden hemen önce. Öndekine bir saniyeden daha yakın olanların bu fırsatı kullanacağı yer ise start - finish düzlüğü. Ancak yazının geride kalan bölümünde izah etmeye çalıştığımız gibi, düşük tutunma ve ideal olmayan mekanik yol tutuş denemeleri sebebiyle bu kadar kısa bir düzlükte DRS’nin avantajını kullanmak oldukça zor. Geçiş fırsatı öndekinin hatasına bağlı.
Üç kez dünya şampiyonu olan Brezilyalı pilot Nelson Piquet’nin de söylediği gibi: "Monaco’da gazlamak, evinizin salonunda bisiklet kullanmak gibidir." Bu metaforun doğruluğunu, en küçük hatayı büyük bir bedelle ödeten Monaco bizlere defalarca göstermişti. Keyifli bir yarış olması, olağan dışı durumlara ve yağışa bağlı. Bunun dışındaki tüm varyasyonlarda sonuç sezonun bu bölümüne kadar olanlarıyla benzeşecektir.
redbull.com