2023 Formula 1 Dünya Şampiyonası’ndaki yeni durak, serinin başlangıç yıllarına tanıklık etmese bile 1987 yılından bu yana F1’e ev sahipliği yaparak kendisine hayranlık uyandıran pist Suzuka.

Belli oranda tekdüze geçmeye başlayan şampiyona, Singapur’da tahmin edilmez bir yarış sonu ile karşılaştı. Yer etkisi çağı kurallarını çok iyi uygulayarak, dalgalanma yaşamadan yere en yakın ve haliyle en hızlı olabilen aracı tasarlayan Red Bull Racing, Singapur’daki cadde pistinin bol tümsekli yapısının getirdiği dezavantajlar sebebiyle özellikle frenleme noktalarında yaşadığı sorunlar sonrası sıralama turlarında gerilerde kaldı. Gerçek ve sanal güvenlik aracı periyotlarında işler onlar için yolunda gitse yine bir şekilde hafta sonunu podyumda tamamlamaları işten bile değildi. Ancak ne olursa olsun bu kestirmesi zor şartlar bizlere enfes bir yarış sonu izletti.

Japonya Grand Prix'sinin detaylarına geçmeden önce seni Red Bull Tryouts meydan okumasına davet edelim. Formula 1 pilotu yeteneklerini test edebileceğin bu oyunda en iyi performansını göster, sıralamada zirveye yerleş ve ödülün sahibi ol!



Sıra bu kez Suzuka’da, Japonya Grand Prix’sinin evi olan noktada. Uzak doğudaki bu özel ada ülkesindeki yarış günümüzde Suzuka ile anılsa da aslında Japonya GP’sinin tarihi 1976 yılında ülkenin bir diğer önemli motor sporları noktası olan Fuji’de başlamıştı. 1976 ve 1977 yılları sonrası yakın sayılabilecek bir geçmişte, 2007 ve 2008 yıllarında da seriye ev sahipliği yapan Fuji aslında GP için geçici bir pistti. Toyota’nın şampiyonada olduğu yıllarda, Toyota’nın evi olan Fuji’ye uğrayan F1’in Japonya’daki adresi hepimiz için Suzuka’ydı ve pandemi araları dışında yarışın değişmez adresi olarak takvimdeki yeri elbette tartışılmazdı.

Japonya GP’si dendiğinde akıllara gelen nokta olan Suzuka, aslında yıllarca şampiyonanın son yarışıydı. Birçok kez şampiyonanın kaderi burada belli oldu ve şampiyonlar tarihi burada yazdı. Alain Prost, Ayrton Senna, Mika Hakkinen ya da Michael Schumacher gibi isimler, şampiyonluklarını burada kutlayan isimlerin başında geliyordu. Ancak özellikle Abu Dabi GP’sinin, organizatörlere sunduğu ekonomik paket sayesinde sezonun son yarışı olma ünvanını elde ettiği yıldan itibaren Japonya GP’sinin yeri değişti ve klasik muhteşem sezon sonu ritüeli son bulmuş oldu. 2024 sezonunda ise yarış, sezonun nispeten başında, beşinci yarış olarak Avustralya ile Çin ayaklarının arasında, Nisan ayının ilk haftasında koşularak yepyeni bir tarihle daha tanışacak. Nispeten ülkedeki Sakura mevsimine denk gelecek olması sebebiyle ilginç ve keyifli görüntülere şahit olmamız muhtemel olacaktır.

Japonya GP’sinin en başarılı ismi Michael Schumacher. Alman efsanenin bu yarışta toplam altı galibiyeti var. Onu takip eden isimler beş galibiyetle Lewis Hamilton ve dört galibiyetle Sebastian Vettel. Yarış tarihinin en başarılı takımı ise dokuz galibiyetle McLaren. Ferrari’nin yedi, Mercedes’in altı ve Red Bull Racing’in beş galibiyeti var.

Mücadeleye ev sahipliği yapacak olan Suzuka’nın tarihi 1962 yılına kadar uzanıyor. Japon otomotiv tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Soichiro Honda’nın vizyonuyla, Honda markasının evi ve test sahası olarak planlanıp inşa edilmişti. Honda bu pisti, Hollanda’daki Zandvoort pistinde ve Almanya’daki Hockenheim’ın stadyum bölümünde de imzası olan Hollandalı John Hugenholtz’a tasarlatmıştı.



1962 yılından bu yana pist neredeyse aynı tasarımla günümüze kadar ulaşmış durumda. Sekiz şeklindeki eşsiz tasarımı ve farklı karakterdeki akıcı sektörleri ile otomobili limitlerine kadar zorluyor. Yarış 53 turdan oluşuyor. 5807 metre uzunluğundaki pist, bazıları ikonikleşmiş toplam 18 viraja sahip. Yarış içerisindeki en hızlı tur zamanı, 2019’daki derecesiyle Lewis Hamilton’a ait.

Suzuka’da tur, geçmişte Senna - Prost ikilisinin kazasıyla ve Kimi Raikkonen’in tam gaz yaptığı unutulmaz geçişle hatırlanan düşük hızlı ilk viraj ile başlıyor. İlk sektörün büyük bölümünü arka arkaya yüksek hızda geçilen S virajları oluşturuyor. Devamındaki sol yönlü hızlı Dunlop virajını geride bırakırken bizi ikinci sektörün başındaki Degner 1 karşılıyor. Buradaki çok yüksek hızlı ve sağ yönlü hız değişimi, geçmişte otomobillerin adeta büküldüğü enfes kareleri bizlere sunmuş ve fizik kurallarını sorgulatmıştı. Takip eden düşük hızlı Degner 2’nin hemen ardından, pistin üçüncü sektörünün altından geçen köprüyü geride bırakıp pistin en yavaş noktası olan 11. viraja geliniyor. Devamındaki hızlanma sonrası bizi çift apeksli ünlü Kaşık Virajı karşılıyor. Bu durum pistin büyük bölümü için geçerli olsa da özellikle burada ilk apeks noktasını kaçırmak, takip eden üçüncü sektörü tamamen olumsuz etkiliyor.

Kaşık Virajı sonrası pistin en uzun hızlanma bölümüne doğru ilerleniyor. Uzun düzlüğün ortasında köprü bölümünü geride bırakıp üçüncü sektörün başındaki 130R’ye en ideal ve korkusuz şekilde girmek, Suzuka’daki turun en kritik noktalarından biri. 130R ismiyle bildiğimiz bu sol yönlü tam gaz geçilen eşsiz viraj, pilotların tam gaz ilerlemeye çalışırken ayaklarını gazdan ne kadar çekmeleri gerektiğini en doğru şekilde belirleyerek ciddi bir meydan okumaya imza atmalarını talep ediyor. Geçmişte bu nefis noktada, yüksek hızlı kazalara ve Fernando Alonso’nun Schumi’ye yaptığı gibi korkusuz ataklara şahit olmuştuk. Buranın devamındaki düz bölüm ile pit girişi öncesindeki düşük hızlı ve sağ - sol kombinasyonlu Casio virajına ulaşılıyor. Senna - Prost çarpışmasıyla hatırlanan Casio virajı, pistteki en önemli geçiş noktası. Üçüncü sektörün sonunu ve turu, start - finish düzlüğüne çıkılan sağ yönlü 18. viraj tamamlıyor.

Bu hafta sonu tek DRS bölümü var. Tespit noktası, 130R’nin hemen sonrasında ve DRS’nin kullanım alanı ise start - finish düzlüğü. DRS’nin etkinliğinin düşük olduğu bir yarışa tanıklık edeceğiz. Tur boyunca yüksek hızlı viraların sayısı bol. Doğru ayarlanmış verimli bir otomobil her zaman bir gereklilik. Aslında temelde Suzuka, sezonun genelinde iyi olan otomobilleri ödüllendiren bir pist.



Pirelli buraya en sert paketiyle (C1, C2, C3) ile gelmiş durumda. Yüksek hızdaki bolca yön değişimi ve aşındırıcı asfalt yapısı, lastiklere binen yanal ve dikey yükleri çok artırıyor. Virajların neredeyse yarı yarıya sağ ve sol olarak bölüşülmüş olması sebebiyle tüm lastiklerin performans düşümü ve aşınması birbirine benzer. Özellikle yanal yüklerin oluşturabileceği yüksek stres ile yüksek hava sıcaklığı birleşirse bu aşınma adına oldukça zorlayıcı bir faktör oluşturabilir. Ancak elbette ki geçmiş yıllardan alışık olduğumuz üzere coğrafyanın getirdiği muhtemel yağışlı hava ihtimalini de unutmamak gerek. Geçtiğimiz yıl yağmur yarışa damga vurmuş ve yeniden başlamak için saatlerce beklememize sebep olmuştu. Bu hafta sonu ise beklenti sıcak bir cuma ve güneşli bir cumartesi günü sonrası yarışta yağmur ihtimali üzerine.

Singapur’da tüm otoriteler ve tahminler adeta taca çıkmıştı. Sezona dair zorlayıcı bir ayak olması ihtimali üzerinde durulsa bile kimse bu tabloyu ve sonucu beklemiyordu. Ancak Japonya’daki durum böyle değil. Yarış, Red Bull Racing’in motor tedarikçisi Honda’nın evine geliyor. Halihazırda yüksek hızlı virajların bol olduğu ve lastikleri zorlayıcı pistleri seven Red Bull Racing ve Max Verstappen için Singapur sonrasındaki bu hafta sonu muhtemelen ciddi bir geri dönüş olacaktır. Çünkü Suzuka iyi otomobilleri kullanan iyi sürücüleri çok sever. Buradaki favoriler ise kaotik ve sıradışı durumları dışarıda bırakırsak her zaman sezondaki en iyi takımlar olmuştur. Bu hafta sonu hiçbirimiz büyük bir sürpriz beklemiyoruz. Eğer durum umduğumuz gibi olursa ve yarış çekişmeden uzak ilerlerse otomobillerin Degner 1 ve 130R’deki gazlamalarının tadını çıkarın deriz.

redbull.com