Formula 1 tarihinin en deneyimli pilotlarından biri olan Kimi Räikkönen, 4 Mart 2001’de Sauber takımıyla F1 kariyerine başladı. Genç yaşta otomobil sporlarına başlayan Fin pilotun sıra dışı başlangıç hikayesi, yıllar sonra hâlâ konuşulmaya devam ediyor.

Raikkonen’in spor kariyeri aslında buz hokeyiyle başladı. Ancak kısa sürede motor sporlarına yöneldi ve kartingde büyük başarılar elde etti. Avrupa’da dikkat çeken performanslar sergileyen genç yetenek, Formula Renault 2.0 serisinde Manor Motorsport ile yarıştı ve 2000 yılında Avrupa şampiyonu oldu.

Bu başarıları, Sauber takım patronu Peter Sauber’in dikkatini çekti. 2000 yılının Eylül ayında Mugello’da Sauber F1 aracıyla test şansı yakalayan Raikkonen, gösterdiği sakin ve kendinden emin sürüş tarzıyla ekibi etkiledi. Fiziksel dayanıklılığı uzun süreli sürüşler için yeterli olmasa da, saf hızının ve araç hakimiyetinin üst düzeyde olduğu görüldü.

Sauber, genç pilotu Jerez ve Barcelona’da ek testlere aldı ve sonunda 2001 sezonu için ona yarış koltuğu verdi.



Ancak bu karar tartışmaları da beraberinde getirdi. O dönemde Raikkonen’in sadece 23 yarışlık deneyimi vardı ve bu, F1 gibi en üst düzey motor sporları serisi için oldukça düşük bir sayıydı. Hatta FIA Başkanı Max Mosley bile onun hazır olup olmadığı konusunda şüpheliydi. Bu yüzden FIA, ona sadece dört yarış için geçerli olan geçici bir süper lisans verdi. İlk dört yarış sonunda performansı değerlendirilerek sezonun geri kalanında yarışıp yarışamayacağına karar verilecekti.

4 Mart 2001’de Kimi Raikkonen, Sauber C20 aracıyla Avustralya GP’sinde Formula 1’e adım attı. Sıralama turlarında 13. sırayı alarak daha deneyimli takım arkadaşı Nick Heidfeld’in sadece üç sıra gerisinde yer aldı. Ancak yarış günü yaşanan olay, onun ne kadar soğukkanlı biri olduğunu gösterdi.

Sauber’in mühendislerinden Jacky Eeckelaert, o anı şöyle anlatıyor: "Pit yolu açılmadan hemen önce Kimi'yi bulamıyorduk. Her yerde aradık ve sonunda motorhome’da uyuduğunu fark ettik. İlk F1 yarışına çıkmadan önce biraz kestirmişti!"



O dönem Sauber'de antrenör olarak çalışan Josef Leberer de onları şöyle anlatıyor: "Bir baktım ki, Kimi uyuyor. Ona 'Kimi, birkaç dakika içerisinde ilk yarışına çıkman gerekiyor!" dedim. Homurdanarak 'Aman Josef, beş dakika daha uyumama izin ver!" dedi. Böyle bir şeyi daha önce hiç görmedim, daha sonra da görmedim! Aşırı bir rahatlıktı! Rol yapmıyordu, doğal Kimi Raikkonen'di. Sonrasında ne mi yaptım? Birkaç dakika daha uyuması için oradan ayrıldım. Ne de olsa dinlenmek onun için önemli."

Bu inanılmaz rahatlık, Fin pilotun kariyerinin başından beri sahip olduğu umursamaz ve sakin karakterinin bir göstergesiydi.

Yarış başladığında ise hızını ve yeteneğini kanıtladı. Tüm yarışı istikrarlı şekilde sürdü ve yedinci sırada yer aldı. Yarış sonrası Olivier Panis’e verilen zaman cezası sonrası Raikkonen altıncı sıraya yükseldi ve böylece ilk yarışında puan almayı başardı.

Bu, F1 tarihinde sadece birkaç pilotun gerçekleştirebildiği bir başarıydı.

Raikkonen'in başarılı başlangıcı, onun yeteneğinin en büyük kanıtı oldu. 2001 sezonunda dikkat çeken bir performans sergileyen Fin pilot, 2002’de McLaren’e transfer olarak F1’in en büyük isimlerinden biri haline geldi. Hızlı ve agresif sürüş tarzıyla adından söz ettiren Raikkonen, 2007’de Ferrari ile dünya şampiyonu olarak zirveye çıktı.

Bugün, F1 tarihinin en cool ve yetenekli pilotlarından biri olarak hatırlanıyor.



tr.motorsport.com