Red Bull 2011 sezonunu kolayca domine etmeyi başardı peki yeni araç aynı derecede başarılı olup 2012'yi silip süpürebilecek mi? Red Bull'daki insanlar 2012 sezonunda şampiyonanın geçen yıldan daha yakın geçeceğini düşünse de yüzlerinde son derece iyimser bir tebessüme sahipler. Elbette bu tebessüm RB7 üzerinde yapılan yoğun çalışmaların sonucunda ortaya çıkan RB8'in göstereceği performansa bağlı olacak. Takımdan yapılan açıklamada RB8'in 2009 sezonunda yarıştıkları RB5'in dördüncü nesil versiyonu olduğu yönünde.
İlginç Detaylar
Göze çarpan ilk özellik kameraların burnun hemen ucuna yerleştirilerek T yapılı bir burun oluşturulması. Çekiş başlı köpekbalığını andıran bu tasarımı elbette ilk kullanan takım Red Bull değil, daha önce Williams'da da benzer çözümleri görmüştük.
Renault'un 2010 aracı R30'dan ilham alınarak tasarlanan burun kanatları geçen sene RB7'de kullanılan tasarımın açıkça güncellenmiş versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Kanadın alt bölümünde derin yarıkların kullanıldığı görülüyor. Aerodinamik anlamda da etkili rol oynayan kanat bu sayede dikey eksende türbülans etkisi yaratıyor ve havanın araca çarptığı anda oluşan sürtünme etkisini azaltıyor.
Ön kanat adeta 2011 aracından miras kalmış gibi ve hiç şüphesiz RB8'in mücevheri niteliğinde. Elbette sezon boyunca agresif bir gelişim eğrisi seyredecek olan ön kanadın geçtiğimiz sezon 15 farklı versiyonunun kullanıldığını düşünürsek bunun yalnızca test olduğunu hatırlamakta fayda var.
Şasi ve Burun Kanalı
Yüksek miktarda hava akımını aracın altına taşımak için RB7'nin ön bölümünde oldukça yüksek bir şasikullanılmıştı. RB8 için de aynı durum söz konusu. Yeni kurallar nedeniyle, buna Red Bull da dahil, bütün takımlar burunda basamak şeklinde tuhaf tasarımlar kullanmak zorunda kaldı. Elbette daha düşük şasi yüksekliği seçen McLaren ve henüz araçlarını tanıtmayan HRT ve Marussia takımlarını ayrı tutuyoruz. RB8'i diğer takımlardan ayıran özellik ise burun kısmında zekice tasarlanmış hava girişinin bulunması. Hava girişinin fonksiyonu hakkındaki muhtemel tahminler:
- Kokpitin havalandırılması ve pilotlara temiz havanın iletilmesinin sağlanması ki en mantıklısı bu gibi görünüyor. Pek çok takım kokpit içerisindeki sıcaklığı düşürmek içn benzer çözümleri geçtiğimiz yıllarda pek çok kez kullandı.
- Pilot koltuğunun arkasında ve altında yer alan KERS bileşenlerini soğutmak amacıyla şasi içerisine hava girişinin sağlanması. Yapısal nedenlerden dolayı KERS'i soğutmanın en etkin yolu, RB7'de bu kanalın şasinin altında kullanıldığını görmüştük. Aynı uygulamayı bu sene Ferrari F2012'de de görmek mümkün.
- Burun içerisindeki elektronik bileşenlerin soğutulması ihtimali.
- Geçtiğimiz yıl Mercedes GP'nin denediği ön kanat F kanal sistemine benzeyen bir mekanizmanın kullanılma ihtimali. Olasılığı oldukça düşük bir iddia çünkü mekanikler hava akımının yönünü tam tersine çevirerek istenmeyen sürtünme etkisi oluşturabilir ve bu da ön kanattan sağlanan verimin kaybolması anlamına geliyor.
Kokpit Havalandırması - En Muhtemel Seçenek
Yan çarpışma testlerinde çatlama ihtimaline ve dayanıklılık sorunlarına karşı şasi yan duvarlarında delik ya da yarıklar kullanılamaz. En iyi ihtimal hava akımı şasinin iç kısmından geçerek pilotun bacaklarına ve yaşam hücresine ulaşıyor ki Adrian Newey de bu yarığın pilotların havalandırılması için kullanıldığını doğruladı.