Tam 1 sene önce. Geleceğin efsanesi dediğimiz, henüz 24 yaşındaki canavar ruhlu sempatik insan, en çok sevdiği yerde aramızdan ayrıldı.
Huzur İçinde Uyu Süper Sic Huzur İçinde Uyu Süper Sic
Birçok izleyene göre geleceğin efsanesi, MotoGP’nin belki de 2. Valentino Rossi’si olacaktı. Özellikle o saçlarıyla bambaşka bir görüntü yakalamış, mücadeleci tavrıyla 7′den 77′ye herkesin sevgisini kazanmıştı.
Kazadan sonraki o dakikalar, herhangi bir haberin gelmemesi ve o umutsuz, çaresiz bekleyiş… En kötüsüydü o zamanlar belki de.. Binler, milyonlar ekran başında bir umutla da olsa iyi haberi bekliyordu ama olmadı. Marco Simoncelli, bonus saçlı henüz 24 yaşında ki, pist üzerinde temas edene kadar mücadele edip pes etmeyen Süper Sic, o çok sevdiği pistlerde hayata gözlerini yumdu. Tarih 23 Ekim 2011. Yer Malezya GP. Tur henüz 2.
20 Ocak 1987 yılında Cattolica’da dünyaya gelen Süper Sic’in çocukluğu Coriano’da geçti. Henüz 7 yaşındaydı ve pistlere çıkmaya başladı. 1996 yılında İtalyan Minimoto Şampiyonası’na katılan Simoncelli, 1999 ve 2000 yıllarında bu seride şampiyonluklar yaşadı. Ayrıca 2000 yılında Avrupa Minimoto Şampiyonasını da ikinci noktaladı. Ertesi yıl hedef yükselten Simoncelli, ilk senesinde İtalya 125cc Şampiyonluğunu kazandı. 2002 yılında Avrupa 125cc Şampiyonasına katılan Süper Sic, burada da şampiyonluğu kazanan isim oldu.
Avrupa 125cc Şampiyonluğundan sonra aynı yıl MotoGP serisinde ki 125cc’ye katıldı Simoncelli. 125cc’de Matteoni Racing adına yarışan Çek sürücü Jaroslav Hules, 250cc’ye geçince boş kalan motora geldi Simoncelli. Bir Aprilia’ya oturan Süper Sic’in motor numarası ise 37 idi.
İlk yarışını 27. sırada bitiren Süper Sic, bir sonra ki yarış olan Estoril’de yarışı 13. bitirerek ilk puanlarını aldı. Sonra ki yarışlardan puan çıkaramayan Süper Sic, sezonu 3 puanla noktaladı.
2003 yılında da Matteoni Racing ile devam eden Süper Sic, o sezon kendine has olan 58 numarayı kullanmaya başladı. O sezon sadece 6 yarıştan puan çıkaran Süper Sic, son yarış olan Valencia’da 4. olarak dikkatleri üzerine çekmeye başarmıştı.
2004 yılında takım değiştiren Simoncelli, Rauch Bravo takımının yolunu tuttu. Henüz 2. yarışta pole pozisyonunu alan Süper Sic, yarışı 2. sırada götürürken lider giden Casey Stoner’ın düşmesinin ardından ilk galibiyetini yağmur altında geçirilen Jerez’de elde etmişti.
2005 yılında Nocable.it takımına geçen Simoncelli, sezona hızlı başlamış ve ilk yarışı kazanmıştı. Sezonun ilerleyen yarışlarında 5 podyum daha çıkaran Süper Sic, sezonu 177 puanla 5. sırada bitirdi.
2006 yılında 250cc’ye geçen Simoncelli’nin takımı ise Metis Gilera’ydı. O sezon düzenli olarak 7-10 arası dereceler alan Simoncelli, sadece 7 puanla yılın çaylağı seçilmeyi kaçırmıştı.
2007 yılı da 2006 ile aynıydı. Simoncelli yine 7-10 arası dereceler alarak sezonu birkez daha 10. sırada noktalamıştı.
2008 yılında ilk 2 yarışta finiş göremeyen Süper Sic, Portekiz’de 250cc’de ki ilk podyumunu almıştı. 250cc’de ki ilk galibiyeti ise unutulmaz İtalya yarışıydı. Bir çok kişinin hatırladığına eminim bu sahneyi. Mugello’da start finiş düzlüğünde Simoncelli, arkasından gelen Barbera’nın önüne motoru kırmış, Barbera taklalar atarak yarış dışı kalmış, Simoncelli ise yarışı kazanmıştı. Yarış sonunda ceza alması beklenen Simoncelli’ye ise sözlü uyarı gelmişti. Ve bu andan itibaren Simoncelli & Barbera-Bautista savaşı başlamıştı. 6 zafer ve 12 podyum alan Simoncelli, sezonu 281 puanla şampiyon olarak tamamlamıştı.
2009 yılına 17.’likle başlayan Simoncelli, o sezon ki ilk galibiyetini Fransa’da aldı. Sezonun geri kalanında 5 galibiyet daha çıkarmasına rağmen sezonu 231 puan toplayarak 3. sırada noktalıyordu. Aynı sezon Superbike’ın İtalya ayağına katılan Simoncelli, 2. yarışta Korsan Max Biaggi’yi geçerek podyuma çıkmıştı.
2010 yılında MotoGP’ye Gresini Honda ile giren Simoncelli, o sezon bitirdiği tüm yarışlardan puan toplamayı başardı ve sezonu 8. sırada bitirdi. Özellikle Portekiz’de podyuma çok yaklaşan Simoncelli, 3. olan Dovizioso’nun 0.06 saniye gerisinde kalmıştı.
2011 yılına ağırlığını hissetirerek başlayan Süper Sic, ilk yarışı 5. sırada noktalamıştı. Islak koşullarda geçen Jerez’de ise yarışı lider götürürken düşerek yarışı noktalamıştı. Estoril’de yarışa 2. sıradan başlamış ama yine yarışı bitirememişti. Fransa’da ise Dani Pedrosa ile temas yaşamış ve rakibinin köprücük kemiğinin kırılmasına sebebiyet vermişti. Katalunya’da ilk sırayı almasına rağmen kötü bir startın ardından yarışı 6. sırada noktalamıştı. Artık herkes Simoncelli’nin ne zaman galibiyet alacağını bekliyordu. Çek Cumhuriyeti’nde 3. olan Simoncelli, MotoGP klasmanında ki ilk podyumunuda almış oluyordu. Bir kaç yarış sonra Avustralya’da 2. olarak birkez daha podyuma çıkmıştı.
Tarihler 23 Ekim’i gösterdiğinde ise yarışı 4. sırada götüren Simoncelli, 11. virajda motorunun çekişini kaybetti ve tam düşecekken motoru yeniden tutunmayı sağladı ve motorunun yanında asılı bir şekilde piste yöneldi. Hemen arkasından gelen Colin Edwards ve Valentino Rossi ile çarpışan Marco Simoncelli, baş ve boyun kısmından büyük bir darbe aldı. Darbe o kadar büyüktü ki, Simoncelli’nin kaskı başından çıktı. Yarış hemen kırmızı bayrakla durduruldu. Yerel saatle 16.56′da Simoncelli’nin aldığı yaralara bağlı olarak hayatını kaybettiği açıklandı.
3 Kasım tarihinde, Misano pistinin adı, Simoncelli anısına değiştirildi ve piste adı verildi. Son yarışta 1993 500cc şampiyonu Kevin Schwantz, Simoncelli’nin motoruyla pistte tur attı. Hindistan Gp’sinde Jenson Button’da Simoncelli’yi unutmayanlar arasındaydı. Bu sezon Ferrari ekibi ve pilotları da Malezya’da Simoncelli’yi andılar. Kazanın olduğu gün, Seria A’da ki tüm maçlarda 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Bu sezon yapılan MotoGP Malezya yarışında da tüm takımlar pistte Simoncelli anısına turladı ve bu genç sürücüyü asla unutmayacaklarını gösterdiler.
Huzur içinde uyu Süper Sic !