'Hot V' turbo motor teknolojisi, spor otomobillerin performansına performans katıyor...
Motor teknolojileri sürekli gelişiyor. Güçlü motorlarda karşılaşmaya başladığımız ‘hot V’ teknolojisi de bunlardan biri. Son olarak, geçtiğimiz aylarda tamamen yeni gövdesi ile ortaya çıkan Porsche Panamera’da rastladığımız hot V teknolojisinde, motorun egzoz çıkışları geleneksel yöntemden bir hayli farklı biçimde tasarlanıyor, çünkü bu sistemlerdeki turbo üniteleri V formundaki iki silindir bloğunun arasında yer alıyor. Bir diğer deyişle, turbo besleme mimarisi için egzoz sisteminin çıkışı motorun iç kısmına doğru yönlendiriliyor ve bu sayede içten yanma operasyonu ile aşırı besleme operasyonu arasındaki uzaklık azalıyor. Peki ama neden?
Özellikle spor otomobil üreticileri tarafından kullanılan hot V teknolojisinin en önemli avantajı, aşırı besleme sisteminin termal verimliliğini arttırması. Turbo besleme sistemleri, egzoza ulaştırılmak üzere yanma odasından atılan gazlar ile çalışır. Söz konusu gazın sıcaklığındaki azalma, aynı zamanda basıncın da azalmasına sebep olduğu için bu durumda turbo besleme sisteminin verimi düşer. Hot V teknolojisinde ise turbo besleme sistemi, kelimenin tam anlamıyla, motorun içinde (V formunun ortasında) yer aldığından bahsettiğimiz gaz akışının sıcaklığı etkili biçimde muhafaza ediliyor. Ayrıca hot V yerleşimi sayesinde turbo ünitesinin etrafında yer alan ve ısıya duyarlı olan parça sayısında önemli bir azalma elde edildiği için ısıyla ilgili kaygılar da azalıyor.
Geleneksel turbo yerleşimine sahip otomobillerde motorun alt kısmında yer alan katalitik konvertörler, hot V yerleşiminde, tıpkı turbolar gibi, motorun iç kısmında yer alıyor. Bu parçanın en yüksek verimi sıcakken verdiğini hatırlatırız.
Otomotiv dünyasında bir motorun mümkün olan en az yeri kaplaması ve mümkün olan en fazla gücü üretmesi beklenir. Zira günümüzde birçok marka, farklı modellerinde aynı bloktan türetilmiş farklı güçteki motorları kullanarak hem tasarruf etmek, hem de üretim sürecinin modülerliğini güçlendirmek istiyor. Ne de olsa, bir motor ne kadar az yer kaplarsa, o kadar çok sayıda model için uyarlanabiliyor.
Küçük bir motorun bir diğer avantajı da, ön kısımdaki ağırlık kontrolünün çok daha verimli biçimde yapılmasına olanak sağlaması… Çünkü hot V teknolojisi sayesinde aracın dinamik karakter gelişimindeki hesaplar daha tahmin edilebilir şekilde yürütülebiliyor. Hot V sayesinde kazanılan çok kıymetli bir başka avantajın da gaz tepkilerindeki iyileşme olduğu ifade ediliyor. Zira geleneksel turbo beslemeli V motorlarda, motorun ateşleme sırasından dolayı turbo besleme sisteminin kontrolü zorlaşıyor ve bundan dolayı sistemin yapısı daha kompleks hale getiriliyor. Hot V motorlarda ise turbo ve motor arasındaki denge çok daha fazla olduğu için sistemin kontrolü kolaylaşıyor. Buna bir de iki parça arasındaki yakınlığı ekleyince, gaz tepkilerinde önemli bir iyileşme ortaya çıkıyor.
Söz konusu turbo besleme teknolojisi, AMG departmanının AMG GT, C63 ve E63 modellerinde kullanılan 4.0 litrelik V8 motor sayesinde bir hayli popüler hale geldi. Öte yandan, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, Porsche de yeni Panamera ile hot V teknolojisine merhaba dedi. Ferrari F40’tan günümüze uzun yollar kat eden turbo besleme sistemleri, artık varlığını unutturan, mükemmele yakın bir lineer karakter ile çalışabiliyor. Hot V ise söz konusu lineer karakteri pekiştirecek ve performans odaklı turbo motorların elini uzun süre güçlü tutacaktır diye düşünüyoruz.