Hamilton bu yarışa kadar Vettel'le mücadelenin Rosberg'le yarışmaktan daha kolay olduğunu söylüyordu. Vettel de Hamilton'la yarışmaktan memnundu. Peki henüz sekizinci yarışta yaşanan bu olay da neyin nesiydi?
Hafta sonu boyunca yaşanan olayların ardından kaotik bir yarış olmasını hepimiz bekliyorduk. Beklenti duvarlara çarpan pilotlar, kaçış alanına giren isimler ve üst üste yaşanan kazalardı. Pistin yol tutuşunun artmasıyla birlikte pist dışına taşan çok fazla pilot olmadığını gördük, ancak dar pist ve geniş araçlarla üst üste temaslar yaşayan pilotlar vardı.
Sıralama turlarında Mercedes'in baskın performansının ardından Ferrari'nin ne yapacağı, Red Bull'ların ön tarafta yer alıp almayacağı büyük soru işaretiydi. Sıralama turlarındaki veriler, Red Bull'un sıralama turlarında Ferrari'den daha hızlı olduğunu gösteriyordu. Mercedes ise bu iki takımdan çok daha iyi durumdaydı. Buna rağmen hem Vettel hem de Raikkonen yarışın daha iyi geçmesini bekliyorlardı.
Kalkışta Hamilton'ın hemen Bottas'ın önüne kapandığını gördük, Bottas Hamilton'a çarpmamak adına erken fren yaparken, arkasından gelen Vettel büyük bir blokajla geldi. Tam kanadında hasar olabilir mi derken bu sefer Raikkonen ve Bottas temas yaşadı. Bottas ikinci virajda erken fren yaptığı için Raikkonen dıştan kendisine atak yapma fırsatı yakaladı. Bottas, Raikkonen'in yanına geldiğini görünce ayağını frenden çekti ve geç frenajla önde kalmaya çalıştı. Raikkonen'in önde olmanın avantajını, Bottas'ın da içeride olmanın avantajını kullanmak istemesiyle birlikte temas kaçınılmaz oldu. Viraja ilk önce giren pilot Raikkonen, fakat iç tarafta olan ve daha geç fren yapmak isteyen taraf Bottas'tı. Bottas'ın araç üstü görüntülerini izlediğimiz zaman, direksiyonunun tamamen çevrili olduğunu ve viraja odaklandığını görüyoruz. Geç frenaj ve bordürün üstüne çıkması onu Raikkonen'e doğru fırlattı. Bu hareketten ötürü Bottas'a bir ceza çıkabilirdi ancak FIA, son sıraya kadar düşen Bottas'ın yeterince ceza çektiğini düşünüyor olacak ki, kendisine herhangi bir ceza vermedi.
Kvyat'ın yolda kalmasıyla birlikte piste güvenlik aracı girmiş oldu. Bu güvenlik aracı yarışın kaderini değiştirdi. İlk güvenlik aracının çıkmasıyla birlikte Vettel'in hava koridorundan faydalanan Perez atağa kalktı, ama Vettel geç frenajla yerini korumayı başardı.
İkinci güvenlik aracı periyodunda ise Vettel ve Hamilton teması gündeme geldi. Hamilton ve çoğu pilot güvenlik aracının sürekli olarak yavaş gittiğinden bahsediyordu. Güvenlik aracının pistten çıkacağını açıklamasıyla birlikte konvoyun kontrolü 15. virajla birlikte Hamilton'a geçti. Buradaki tartışma konularından birisi güvenlik aracının yavaşlama zamanı olmalı. Güvenlik aracı kontrolü Hamilton'a verdiği zaman, Hamilton'ın güvenlik aracıyla yeterli farkı oluşturması için önünde sadece 16. viraj vardı. Bakü pistinin yapısı gereği Hamilton 16. viraja kadar gerekli farkı oluşturmak zorundaydı. Çünkü sonrasında gelen 17, 18 ve 19. virajlar tam gaz geçilecekti. Yani 16. viraj öncesinde grup olabildiğince yavaş olmak zorundaydı. İlk güvenlik aracı periyodunda pilotlar start/finiş düzlüğüne geldiklerinde, güvenlik aracı pite daha yeni geliyordu. Bu durum Hamilton'ın daha temkinli davranmasına sebep olmuş olabilir miydi? Belki de Hamilton'ın kafasında o an Vettel'i yavaşlatarak arkadaki pilotlara yem etmek vardı. Güvenlik aracıyla ilgili detaylara bakana kadar, Hamilton'ın tamamiyle Vettel odaklı yavaşladığını düşünmüştüm. Fakat güvenlik aracı mesafesi her şeyi değiştiriyor gibi görünüyor. Elimizde çok detaylı veriler olmadığını düşünürsek, yüzeysel analizler yapabiliyoruz ve burada iki düşüncenin de birleştiğini düşünüyorum.
Hamilton, grubun kontrolünü alır almaz yavaşladı, belki frene dokunmadı ancak viraj çıkışında adeta sürünerek gidince arkasından gelen Vettel duramayıp ona çarptı. Bu temasın ardından Vettel ve Hamilton'ın aracından bazı parçalar koptu. Ferrari'nin itiraz etmesi halinde FIA durumu inceleyebilir ve ona tehlikeli şekilde yavaşladığı gerekçesiyle ceza verebilirdi. Ancak Vettel, bu olayın sıcaklığıyla birlikte Hamilton'ın yanına gelerek direksiyonunu İngiliz pilotun üstüne doğru kırdı. Bu tamamen o anki sinir ve adrenalinin etkisiydi. Belki de Hamilton'ın kendisini arkadaki pilotlara geçilmesi için yavaşlattığını düşündüğü için böyle bir şey yaptı. Ama sonuçta bu temas sonucu lastiğini patlatabilir, aracına hasar verebilir ve olası 18 puana veda edebilir hatta ve hatta şampiyona lideri olarak geldiği Bakü'den ikinci olarak ayrılabilirdi. Bu tamamen tehlikeli bir hareketti ve kurallara göre ceza alması gerekirdi. Sonuçta cezayı verecek kişi pilot değil hakemdi. Burada Vettel'in yaptığı şey hem kendisine hem karşıdakine hem de bu yarış için hazırlanan Ferrari/Mercedes'e zarar verebilirdi. Bu açıdan herhangi bir hasar oluşmadığı için şanslıydı.
FIA, Mercedes'in yoğun şikayetleri sonucu Vettel'e 10 saniye dur kalk cezası verdi. Kurallara göre kasten yapılan bu tehlikeli hareketin cezası daha ağır olabilirdi. Hamilton'ın olayına baktığımızda ise FIA buna ceza vermemeyi tercih etti çünkü verilere göre Hamilton "fren testi" yapmıyordu. Ancak tekrarlardan gördüğümüz üzere grubu tehlikeli şekilde yavaşlatmıştı. Sonuçta viraj çıkışı aynı zamanda yokuş aşağı olan bölümdü. Bu harekete ceza verilmesi gerekmez miydi? Bana göre gerekebilirdi. Ama Vettel'in Hamilton'a yaptığı hareket olayı aniden Hamilton'ın lehine çevirdi. Alman pilot eğer Hamilton'ın yanına gidip ona vurmasaydı belki de Ferrari'nin eli -şikayet esnasında- daha güçlü olacaktı. Karşısındaki pilot her ne yaparsa yapsın, dört kez dünya şampiyonunun buna daha olgun bir tepki vermesi gerekirdi.
FIA'nın bu yıl bazı olaylara daha ağır, bazı olaylara ise çok hafif cezalar verdiğini gördük. Her hafta sonu farklı bir yarış hakem oluyor ve çoğu zaman olaylar farklı değerlendiriliyor. FIA'nın bu konuda bir standart yakalaması şart gibi görünüyor.
Yarış yeniden başladığında, Vettel'in momentum kaybettiğini ve belki de bu olay yüzünden lastikleri yeterince ısıtamadığını gördük. Düzlükte aniden iki üç aracın atağına maruz kaldı. Massa ve Vettel ilk viraj temas yaşamaya çok yaklaştı ancak tecrübelerinin sayesinde ilk virajı temassız döndüler. Burada Vettel'in aracını iyi konumlandırması ve geç fren yapmasının etkisi büyüktü. Vettel'e atap yaptığı sırada Massa'ya geçilen Perez, bu ikilinin mücadelesinde fırsat kollarken ikinci virajda kapıyı açık bıraktı ve açık kapıyı gören Ocon da -belki de- Kanada GP'sinde yaşananların etkisiyle korkmadan içeri daldı. Perez'in kaçabileceği yer yoktu. Bottas-Raikkonen temasına benzerdi ancak Ocon'un kaçabileceği daha fazla alanı vardı. Aynı zamanda bordürler onu Perez'e doğru zıplatmamıştı. Perez adeta duvara sıfır şekilde gitti, Ocon burada takım arkadaşının üstüne çıkmış oldu. Belki aynadan göremedi ancak Perez'in orada olduğunu bilmeliydi. Ama dediğimiz gibi bu biraz da Montreal'deki olayın etkisiydi. Sonuçta ikisi de hasar gördü. Olası bir podyum hatta galibiyet şansını kaybetmiş oldular.
Şampiyonluk savaşının seyri
Bakü bize gösterdi ki; iş şampiyonluk savaşına dönüştüğünde en iyi arkadaşlar bile birbirleriyle tartışabiliyor. Bunu aslında Rosberg-Hamilton'da gördük. Beraber büyüyen iki pilot, pist üstünde pek çok kez temas yaşadı ve birbirleriyle tartıştı. Hamilton bu yarış öncesine kadar Vettel'le arasının iyi olduğunu ve ona karşı yarışmaktan zevk aldığını söylüyordu. Hatta hafta başında "Vettel'le yarışmak, Rosberg'le yarışmaktan daha kolay " demişti. Ama durumun böyle olmadığını gördük. Karşıda aç bir Vettel ve aç bir Ferrari var. Diğer tarafta ise geçen yıl kaybettiği şampiyonluktan sonra bir o kadar aç olan Hamilton ve Ferrari'yi yenmek isteyen Mercedes var.
Her ikisi de şu anda gridin en çok dünya şampiyonu olan pilotları ve bu şampiyonluğu çok istiyorlar. Hamilton Vettel'i yakalamak, Vettel de Hamilton'la arayı açmak istiyor. Vettel, Ferrari'nin Montreal ve Bakü performansından sonra genel anlamda demoralize olmuş olabilir. Monaco'da her şey çok iyiydi ancak Ferrari'nin Bakü sıralama turlarında ortaya koyduğu performans, Vettel için hayal kırıklığı oldu. Zaten Vettel'in yüz ifadelerinden bunu anlayabilirdiniz.
Şampiyonluğun seyrini Ferrari ve Mercedes'in sezon içi gelişimi belirleyecek ve Bakü'ye bakarsak, Mercedes Hamilton'a -küçücük- bir adım önde olma avantajı vermiş durumda.
Pilot-takım performansları
Mercedes bu hafta sonu için hazırladığı güncelleme paketi ve cuma gecesi yaptığı ayar çalışmalarıyla Ferrari'nin önüne geçti. Sıralama tempolarına baktığımızda Mercedes tamamen ayrı bir ligdeydi. Tabii Vettel'in üçüncü antrenman turlarında motor sorunu yaşadığını ve eski motora geçtiğini hatırlatalım. Fakat bu olmasaydı bile üçüncülükten öteye gidebilecek bir tempoları yoktu. Yarışta ise daha iyi gözükmelerine karşın genel olarak yine Hamilton ve Mercedes üstünlüğü vardı. Bu olaylar yaşanmasaydı Hamitlon'ın zaferini konuşuyor olurduk. Bu açıdan Mercedes'in, gelişim yarışında Ferrari'nin önüne geçmeye başladığını söyleyebiliriz. Elbette bu pistin Mercedes'e daha fazla uyduğu düşünülüyor ve kesin bir kanıya varmak için önümüzdeki yarışları beklememiz gerekiyor.
Red Bull, Bakü'ye getirdiği yeni güncellemeler ve Renault'nun küçük güncelleme paketiyle galibiyet mücadelesi verebilecek duruma gelmiş gibi görünüyor. Verstappen yarış dışı kalmasaydı galibiyet mücadelesi içerisinde olabilir miydi? Zor ama belki de Vettel'i zorlayabilirdi. Son yıllarda olduğu gibi Red Bull, Newey'nin de duruma el atmasıyla birlikte aerodinamik açıdan doğru yolu buldu. Renault'nun motor güncellemeleri de kendilerine destek veriyor. Böyle bir pistte Red Bull'un güçlü olmasını kim beklerdi? Montreal için de aynısını söyleyebiliriz. "Bizim için en zorlu bölüm" dedikleri iki yarıştan 1 galibiyet ve 1 üçüncülükle ayrılıyorlar. Mercedes-Ferrari savaşına artık Red Bull da katılmaya başladı. Sene sonunda şampiyonu belki de Red Bull'un bu performansı belirleyecek.
McLaren Honda için beklenenden daha iyi bir yarış oldu. Düzlüklerde daha hızlı gidebilmek adına aerodinamik performanstan ödün verdiler. Bu nedenle viraj performansları düşmüş oldu. Yeni MGU-H ile dayanıklılık sorunlarını çözmüş gibi görünüyorlar. Yeni turbo da işini iyi yapmış gibi görünüyor. Kilit nokta içten yanmalı motor ve bu hafta sonu ikinci versiyon motorla yarıştılar. Avusturya'da üçüncü versiyona geçtikleri zaman aniden 0.4 saniye bulabilirler. Bu da onları orta gruba taşıyabilir ve Alonso'nun cebinden koyduğu yarım saniyeyle birlikte düzenli olarak puan savaşına girebilirler. Ayrıca Honda'nın güncellemeleri bununla sınırlı kalmıyor. Japon üretici şu anda farklı ayar çalışmaları, haritalama ve ünite üzerinde çalışmaya devam ediyor. Bunları ne zaman yetiştirirler söylemek güç, çünkü bunu kendileri de bilmiyor. Fakat sezon son kısmına yetiştirdikleri zaman düzenli olarak puan için savaşabilirler ve durum böyle olunca, McLaren-Honda-Alonso üçlüsü 2018'e daha umutlu bakabilir.
Daniel Ricciardo için unutulmayacak bir yarış oldu. 10. sıradan başlayıp, belki de her şey bitti derken start finiş düzlüğünde yaptığı harika atakla birlikte üçüncülüğe kadar yükseldi. Sonrasında ise lmitlerde giderek yarışı kazandı. Ricciardo bunu hep yapıyor. Ortalıklarda görünmediği yarışlarda eğer ortada bir podyum veya galibiyet şansı varsa, birkaç harika hamleyle o galibiyeti almayı başarıyor.
Lance Stroll için harika bir yarış oldu. Yıl boyunca yapılan eleştirilere karşı en iyi cevabı pist üstünde verdi. Montreal'deki puan kendisine güven getirdi. Austin'de yaptığı testle ayarları daha iyi anladı. Sıralama turlarında Massa'yı geçerek güveni tavan yaptı. Yarışı podyumda tamamlayarak belki de hayal edemeyeceği sonucu aldı. Stroll açısından her şey çok iyi, belki buruk bir sevinç oldu. Son metrelerde Bottas'a geçilince aklıma hemen Bjorn Wirdheim geldi.
Fernando Alonso'dan her zaman olduğu gibi yine güçlü bir performans gördük. Şampiyon pilot MCL32'nin bitiş çizgisini gördüğü her yarıştan puan çıkartabilecek bir performans sergiliyor. Her yarış her pozisyon için sonuna kadar zorluyor. Kesinlikle galibiyetlik performanslar ortaya koyuyor. Frenleme esnasında neler yaptığını zaten hepimiz görebiliyoruz. Belki de Honda üçüncü versiyon motoru bu yarışta kullanmadığı için pişman olmuştur. Yine de tur başına 0.3 saniye hızlansalar bile Alonso'nun daha yukarılarda olma şansı çok azdı çünkü güç açığı üçüncü versiyon motorda bile çok fazla.
Son olarak galibiyet şansı olduğu her yarışta bir şekilde sorun yaşayan Raikkonen'i de unutmamak gerekiyor. Bu hafta sonu güçlü performansını devam ettirdi. Galibiyet almayı başarabilirse üstüne koyarak devam edebilir ancak sezon ilerliyor ve kendisinden kaynaklanan/kaynaklanmayan her sorun nedeniyle geriye düşüyor. Şu ana kadar gösterdiği performansla Ricciardo'nun gerisine düşmeyi hak etti mi? Ya da şampiyonluk savaşından bu kadar geri kalmayı? Bence hayır, fakat şu anda pilotlar şampiyonasında beşinci sırada. Mercedes'le şampiyonluk savaşı verirken, bir şekilde daha iyi sonuçlar alması gerekiyor. Eğer bunu bir şekilde başaramazsa Ferrari'nin markalar klasmanında geriye düşmesi kaçınılmaz olacak. Raikkonen de sezonu istediği şekilde noktalayamayacak. Yaşadığı sorunlar ortada ancak Formula 1'de yaşadığınız sorunlara değil sonuçlara bakıyorlar. Şu an gözüm kapalı yaşadığı üç sorunu sayabilirim size; İspanya'daki ilk viraj ve yarış dışı kalması. Montreal'de geriye düşüp fren sorunu yaşaması ve bu hafta sonu yarış dışı kalması. Belki de hiçbiri kendisinden kaynaklanmıyor ancak bu tarz olayı hep onun yaşıyor olması kesinlikle düşündürücü.
Pek çok sorunun cevabını Avusturya'da alacağız. Bu yarış Vettel-Hamilton'ın durumu için, Mercedes ve Ferrari savaşı için dönüm noktası olacak. Aynı zamanda Red Bull'un gerçek durumu, Force India'nin takım içi kararları, McLaren Honda'nın güncellenmiş performansı için de ayrı bir dönüm noktası olacak.