Senelerdir Formula 1 takip eden insanların ilk sordukları soru şu; bu ses ne?
Bildiğiniz gibi, 1950’lerden 2010’lara kadar motor sporları zaman zaman motor hacim ve silindirlerini düşürse bile 2014’ten sonra geçtiğimiz ‘Turbo Hibrid’ gibi sessiz bir dönem görmedik.
Özellikle 2014 senesinde ciddi ses eksikliğini görmüştük. Bunun üzerine çeşitli değişikliklerle birlikte motor sesini arttırmaya çalışan takımları gördük. Fakat nerede yanlış yapılıyor ?
Şimdi her şeyden önce ele almamız gereken başka bir şey var. Adı üstünde ‘Motor Sporları’. Fakat her kategorinin kendine göre sahip olduğu bir karakteristiği var. Bir ‘Formül’ kapsamında oluşturulan yarışma platformu zaten Formula 1. Fakat bir eksiğimiz var. İster katılın ister katılmayın ama mücadele ve ses anlamında (Mücadele pit stoplarla yapılan ya da yeni lastiklerle atak yapan veya drs sayesinde avantaj sağlamak değil) çok büyük eksiğimiz var.
Seneler öncesinde Bernie amcamız (Takip edenler hatırlar) pit yolunda elektrik motoru ile giden ‘Formula’ 1 araçlarından bahsetti. Sonradan bu fikri rafa kaldırıldı ama benim aklımdan hiç bir zaman çıkmadı bu olay. Bu platform Formula 1 değil mi? Neden adını kirletmeye çalışıyoruz. Zaten elektrikli yarış otomobil kategorisi ‘Formula E’ adı altında varken neden bu kadar elektrik kapsamlı bir yönteme yönelmek istendi.
Normal bir yol otomobili (İçten yanmalı) yaktığı yakıttan %20 civarlarında verim alır. Özel pistonlar, yanma odaları, yakıtlar, yağlar sayesinde Formula 1 araçları sadece içten yanmalı motordan %50 oranında verim almakta. Bu rakam çok üst bir değer. Eminim alternatif yakıt dönemi bu kadar patlamamış olsa, bu teknolojiden faydalanmak istenilirdi.
Taraftar kitlesine baktığımız zaman insanlar, eski yarışlar daha zevkli olmasa bile midesini titreten sesin heyecanını hiçbir şeye vazgeçmeyiz diyorlar. Ki son zamanlarda (Mercedes bu dönemin padişahı olduğu için yanaşmıyor) Ferrari ve Red Bull gibi takımlar gösteri sürüşlerini hala V8 motorlarla yapmakta.
Bir diğer benzetilmeye çalışılan kategori ise WEC. WEC’den farklı olarak 2000’lerin ortasında Formula 1 araçları sadece sıralama turu çıkaracak motora sahipti. Fakat günümüze geldiğimizde bu iş değişti. Sürekli olarak Özellikle son zamanlarda, güç ünitesi kullanımından tasarruf etmeye çalışan bir FIA var. Yakında bir sezonda tek güç ünitesi kullanımı olacağı kuralı çıkacak diye korkuyorum.
Eskiden sabah 5’te kalkar antrenman turlarını bile izlerdim. Fakat ne olduysa özellikle turbo hibrit çağından sonra biraz kopmaya başladım. Önce sadece sıralama turlarını izlemeye, ardından yarışları bile kaçırmaya başladım. En çok üzüldüğüm şey ise 1970-80-90 zamanını canlı gözle izleyememek. Pilotların canını hiçe sayan, kafasına göre kural koymayan FIA’dan yanlış karar verip iki kez ceza veren FIA’ya kadar geldik.
Bir laf vardır; insanın içi neyse dışarıya onu gösterir. Formula 1 başarı anlamında önceki senelere göre geri gidiyorsa, seyirci kaybediyorsa (Son iki sezonda artışta olduğu ancak tavan yaptığı dönemin altında olduğu söylenmekte) kesinlikle bir sorun vardır. Sporun yeni sahipleri Amerikalı yöneticiler bu anlamda şovu görselleştirdiler ve belki de bu zamana kadar olmayan yeniliklerle popülerliğini arttırdılar ve devam ediyorlar. Fakat FIA’nın içi paragrafın başındaki cümle gibi ise, problemimiz büyük.
Umarım gelecek sezonlarla birlikte bu sezonda yaşadığımız çekişmenin yanına bir de ses eklenir. Bir laf var ya görüntü var ses yok, su an öyleyiz. 2009’da bu olay tam tersiydi. Birileri birşeyleri yaparken yanlış yaptı, sonucuna biz spor severler katlanıyoruz.
Uzun sezonun sonunda ne görürüz bilinmez, ama 10 sene önce Hamilton’ı ilk yarışını kazanırken izledikten sonra bu seneyi görünce hem zamanın akıp gittiğini, hem de artıdan çok eksiye doğru hareket ettiklerini düşünmekteyim.
Siz siz olun günde en az 5 kez arada sırada eski yarış videolarını izleyin. Bunu bol dozajda alın, çünkü gün geçtikçe vücudunuz daha da çok isteyecek. Sağlıcakla kalın, Son Sektör’den ayrılmayın.