Sezon ortasında takımlar test sürüşleri yaptıkları için Formula 1 dünyası bir süredir sessizliğini koruyor. İspanya’da sezon yeniden başlayacak. Son güncellemelerle birlikte takımların asıl güçlerini gösterecekleri an başlıyor. Çin GP’sinde Nico Rosberg’in galibiyetiyle Mercedes yine takımlar şampiyonasında güçlü duruma geldi. Rosberg’in bundan sonraki performansı merakla bekleniyor. Ama Formula 1’in tarihine baktığımızda, sadece tek yarış kazanıp kariyeri boyunca başka yarış kazanamayan önemli pilotları görebiliriz. Umarım Rosberg bu durumda olmaz ama geçmişteki isimler de, en az Rosberg kadar iddialı pilotlardı.
Son 20 yıla baktığımızda, Fransız pilot Jean Alesi ilk dikkat çeken isim oluyor. Beş sezon Ferrari’de yarışan Alesi, son sezonunda en iyi performansını gösterse de, takımda tutulmadı. 1995 sezonunda ilk ve tek galibiyetini elde etmişti. Kanada’daki yarışta, sezonun iki önemli ismi Michael Schumacher ve Damon Hill mekanik sorunlardan dolayı yarış dışında kalınca, Alesi de 31. yaş gününde galibiyet kazanmıştı. Tabi Alesi’nin, yarışta Hill’i şık bir şekilde geçtiğini de hatırlatmak gerek. Sadece şansla gelen birincilik değildi bu. Alesi, aynı sezon Avrupa GP’sinde iki tur daha dayansaydı, bu yazının konusu olmayabilirdi. Bir daha yarış kazanamayan Alesi, Benetton ve Sauber’de yarıştıktan sonra 2001 sezonu sonunda pistlere veda etmişti.
Bir başka tek atımlık barutumuz yine Fransa’dan. 10 sene boyunca F1’de mücadele etmiş olan Olivier Panis, Ligier’de geçirdiği yıllarda unutulmaz bir Monaco zaferi elde etmişti. Yağmur altındaki mücadelede Michael Schumacher ilk turda kaza yapmış, Damon Hill tünel çıkışı motor patlatmış ve Jacques Villeneuve zincirleme bir kazanın içine girmişti. Tüm bu karışıklık içinde Panis kusursuz bir sürüş sergileyip yarışı kazanmıştı. Ligier-Honda ortaklığının tek galibiyetidir ve Panis de bir daha kürsünün en tepesine çıkamamıştır.
Michael Schumacher’in dominant olduğu yıllarda yarış kazanmak imkansızdı. 2004 Monaco GP’sinde Jarno Trulli imkansızı başarmıştı. Renault’daki üçüncü sezonunu yaşayan İtalyan pilot, Monaco’da pole pozisyonunda yarışa başlamıştı. Liderliği kaptırsa da, yarışta ilk 3’ün içinde yer alıyordu. Alonso’nun tünel çıkışı kazasından sonra piste giren güvenlik aracının arkasında Schumacher vardı. Alman pilot ilginç bir şekilde tünelde kaza yaparak liderliği kaptırıyor ve yarış dışında kalıyordu.Liderliği elen alan Trulli, arkasındaki Jenson Button’la müthiş bir mücadeleye girmiş ve 0.49 saniye ile birinci olmuştu. Trulli, şimdilerde inzivaya çekilmiş durumda ve Caterham’dan nasıl kovulduğunu düşünüyor.
Korkunç bir ralli kazası sonucu pistlere dönmesi oldukça zorlaşan Polonyalı Robert Kubica da tek atımlık barutlardan. Muhteşem bir şekilde başlayıp kısa sürede Ferrari’nin ilgisini çeken Polonyalı, 2008 Kanada GP’sini kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştı. Sezona çok iyi başlayan Kubica, ilk 6 yarışta 3 kez podyum görmüştü. Sırada podyumun en tepesi vardı. Kanada’da Hamilton ilk sırada başlamıştı. Raikkonen’le aynı zamanda pite giren Hamilton, pit ışığı kırmızı olduğu için bekleyen Raikkonen’e arkadan çarpmış ve inanılması güç bir kazaya sebep olmuştu. İki pilot yarış dışı kalınca sahne BMW’ye kalmıştı. Heidfeld’i geçen Kubica, yarışı önde götürüp ilk sırayı almıştı. Sonunda podyumun en tepesindeydi Polonyalı. Sezonun geri kalanında da fena gitmemiş ve şampiyonayı 4. sırada bitirmişti ama bir daha bu kadar iyi sezonlar geçiremeyecekti. Kubica şimdilerde elini, kolunu düzgün bir şekilde kullanmaya çalışıyor.
Bahadır Özdemir