Dünyanın en zorlu sporlarından biri olarak kabul edilen Formula 1'de kadınların rolünü Bahadır Özdemir yazdı.
Formula 1 ile ilgili önceki yazılarımda, “para” egemenliğine dikkat çekmiştim. Parasız bu işlerin olmayacağını artık herkes biliyor. Ancak paranın dışındaki bir başka egemenlik de erkekler. Formula 1’de sadece erkeklerin yarışacağına dair bir kural yok. Ancak kadınların, hem Formula 1 gibi bir yarışla ilgili hem de genel olarak araba kullanmaları konusunda büyük soru işaretleri bulunmaktadır.
Ancak 2012 sezonuna girdiğimizde, kadınların daha çok Formula 1’le iç içe olduklarını görüyoruz. Sezon başında Marussia ekibi, test pilotu olarak Maria de Vilotta ile anlaştı. İspanyol pilotun çok büyük yarış tecrübesi yok ama 2012 Formula 1 sezonu için önemli bir simge olmuştur. De Vilotta’nın, 2011’de Lotus Renault’da test pilotluğu yapmış olduğunu da unutmayalım.
De Vilotta kapıyı açmıştı, arkasından Williams ile anlaşan Susie Wolff geldi. Kendisi altı sezondur DTM serisinde yarışıyor. 29 yaşındaki İskoç pilot için Frank Williams ve Bernie Başgan övgü dolu sözler söylediler. Bakalım Mugello’daki testlerde nasıl bir performans ortaya koyacak?
Bu iki pilotu, en azından test zamanlarında görebileceğiz. Peki önceki kadın pilotlar neler yaptılar? 21. yy’ın ilk kadın F1 pilotu, McLaren Mercedes’te test pilotluğu yapan Sarah Fisher’dı. Indy Car Serisi’nde 2010’a kadar yarışan ABD’li pilot, McLaren’da 2002 yılında test pilotluğu yaptı. Indianapolis Pisti’nde aracı test eden Fisher için takım patronu Martin Whitmarsh, “Formula 1’de daha fazla kadın pilot görmek istiyorum. Fisher, McLaren’ın ilk kadın pilotu oldu ama son olmayacaktır” demişti. Elbette Fisher’ın F1 kariyeri o kadarla sınırlı kaldı.
21. yy’ın ikinci kadın F1 pilotu ise Katherine Legge olmuştu. Minardi’de test pilotluğu yapan Legge, DTM ve Indy Serileri’nde yarışımıştı. Halen de Indy Car da kariyerini sürdürüyor. Tam da bu noktada bir başka Indy Car ve NASCAR pilotu Danica Patrick’e parantez açmak gerek. Bernie Başgan’ın, “Danica Patrick muhteşem bir pilot ve F1’e katılırsa güzel reklam olur” dediği Patrick, oldukça gelecek vaat eden bir pilottu. Hatta gençliğinde Jenson Button ile ulusal düzeydeki yarışlarda kapışmışlığı vardır. 29 yaşında olduğunu ve ABD’nin Formula 1 takvimine iki pistle gireceğini düşünürsek, ufak takımların Patrick’i alması oldukça mantıklı olur.
Eskilere baktığımızda ise beş pilot görüyoruz. Kardeşleriyle bir bahis uğruna 1958’de Formula 1’e giren Maria Teresa de Filippis bunun ilk örneği. Beş GP’de yer alan İtalyan pilot, Maserati ve Porsche kullandı, hiç puan alamadı. 1976 sezonunda iki kadın pilot yarıştı. İtalyan Lella Lombardi İspanya’da altıncı olarak yarım puan kazanmış ve puan kazanan ilk ve tek kadın pilot olmuştur. İngiliz Divina Galica ise 1976’da bir yarışta şansını denemiş ancak elemeyi geçememiştir. 1978’de ise iki yarışta elemeyi geçemeyince Formula 1’i bırakmıştır.
Güney Afrikalı Desire Wilson da Formula 1’de yarışan kadın pilotlar arasında. British Formula 1’de tek yarış kazanmış ve bunu başaran ilk kadın olmuştu. Formula 1’de ise sadece bir yarışta şansını denemiş ancak elenmiştir. Daha sonradan Le Mans ve Indy Serileri’nde mücadele etmiştir. İtalyan Giovanna Amata ise başarısız Formula 3000 kariyeri sonrasında şansını Brabham ile Formula 1’de denemiş, fakat ilk üç yarışta elenince o da kariyerini kısa sürede bitirmiştir.
Kadınların DTM, Indy, NASCAR ve Formula 3000 gibi organizasyonlarında yarıştıklarını görüyoruz. Formula 1’de olmamalarının sebebi fiziksel eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Sanırım F1’in bakış açısı henüz kadınları kapsayacak kadar gelişmedi. Eğer kadınlar “pit bebekleri” olarak metalaştırılmak yerine, pistlerde yarıştırılırsa önemli bir aşama kaydedilmiş olur. Tabi Sauber’in yaptığı gibi, kadın yöneticilere de daha fazla şans vermek gerek. Kim bilir, belki sırf kadınların yarıştığı bir Formula serisi olur ve başında da Bernie’nin kadın versiyonu bulunur. İmkansız değil
Bahadır Özdemir