Geçen hafta sonu koşulan Bahreyn GP'sinde yaşananlar yarışın önüne geçmişti. Tartışmalar arasında güç bela verilen startın arka planını Bahadır Özdemir yazdı.
Geçen hafta sonu yapılan Bahreyn GP’si öncesinde, 2011’de olduğu gibi, yine olaylar çıktı ve yarışın yapılıp yapılmayacağı sorgulandı. Önce FIA, iki hafta evvelden olayları incelediklerini söyledi. Ardından yarışı protesto eden göstericilerle polis arasında çıkan çatışmada ölen sivillerin olduğu haberi geldi. Bu ölüm haberlerinden sonra Bernie Başgan, “Takımları zorla Bahreyn’e götüremem” diyerek yarışın iptal olabileceği uyarısını yaptı. Formula 1 Takımlar Birliği ise kararı FIA’nın vereceğini açıkladı.
Bu sırada FIA başkanı Jean Todt, Bernie Ecclestone ve Bahreyn GP yetkilileri buluştular. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, 15-20 yaş arasındaki ufak bir grubun yarışları istemediğini ve büyük çoğunluğun yarışla ilgili bir sorunu olmadığı açıklandı. Evet, şaka gibi bir açıklamaydı. İşin daha garibi, İnsan Hakları Örgütü’nün “Yarışlar yapılabilir, sorun yok” mesajını vermesiydi.
Açıklama sonrasında Fin ve Japon yayıncı kuruluşlarının, Bahreyn’e gitmeyeceği belirtildi. Alman Sky Televizyonu da yarışı yayınlamayacağını duyurdu. Raikkonen’in memleketi Finlandiya bile yayıncısını göndermek istemiyordu çünkü güvenlik yoktu. Bu arada Porsche Supercup için Bahreyn'e gitmekten vazgeçen MRS takımının yetkilisi, "Çalışanlarımıza karşı sorumluluklarımız var" diyerek durumu özetliyordu aslında. Bu arada Force India’nın iki çalışanı, yakınlarında meydana gelen bombalı saldırı sonrasında ülkeyi terk etmişlerdi.
Peki Bahreyn’de yarış yapılmasının tek sorumlusu Bernie Ecclestone muydu? Bahreyn yıllık 40 milyon dolar ödüyor yarışlar için. 2011’de de aynı sorunlar baş göstermiş ve yarışlar iptal edilmişti. Ancak Bahreyn yetkilileri ödemesini yapmıştı. Bu sene de yarışlar iptal olsa, Bahreyn yine parayı ödeyecekti. O zaman Bernie için bir sorun yok.
Bahreyn’in; Monaco, Büyük Britanya, İtalya, Almanya ve Belçika gibi köklü Formula 1 ülkelerinden daha fazla sponsoru bulunmakta. Bu sponsorların fazlalığı takımlara da yansımaktadır. Beş senede toplam 560 milyon dolarlık bir yayın geliri ortaya çıkmış ve bunun 440 milyon doları takımlara, 120 milyon doları da pist sahibine gitmişti. 2011’deki yarış iptali, 96 milyon dolarlık bir zarar ortaya çıkarmıştı.
Gelelim takımlara; Red Bull Racing, Bahreyn’deki en karlı takım. Red Bull ve Toro Rosso, 2010 yılında toplam 23 milyon dolarlık gelir elde etti. Bu arada daha Bahreyn GP’sine bir hafta kala Mark Webber’in “Bahreyn’de yarışmak istiyorum” demesinin altında da bit yeniği arayabiliriz. 2010’da Red Bull’dan sonra Gulf Air 12 milyon dolarla en fazla kazanan şirket oldu. Ferrari’nin sponsoru Santander ise 9,5 milyon dolar elde etti. 2012’de Bahreyn GP’sini kazanan, 45 milyon doların da sahibi oldu. Ve eğer yarış iptal olsaydı, sezon sonunda Takımlar Şampiyonu 6,5 milyon dolar zarara uğrayacaktı. Ayrıca yarışın, ülke ekonomisine 220 milyon dolarlık bir katkısı bulunmakta.
Sonuç? Bu sezon Bahreyn öncesinde herkes topu birbirine attı ve bomba FIA’nın kucağında kaldı. FIA da garantileri alarak yarışa onay verdi. Son olarak Bernie gücünü göstermek amacıyla “Bahreyn’de yarışlar yapılmaya devam edilecek” diyerek bizleri şaşırtmadı. Her şey paraydı ama tüm sorumlu Bernie değildi.
Bana kalırsa, Bahreyn gibi spor kültürü az, sadece parayla her şeyi elde edebilecek ve toplumsal düzenini sağlayamamış bir ülkede yarışların yapılması çok yanlış. Yarıştan sonra zaten herkesin dikkat çektiği konu da bu oldu. Ancak bazıları daha da ileri giderek Formula 1’e bel altı vurmaya çalıştı. Oysa bunları, 2011’de Bahreyn iptal olduğu sırada göremedik. Herhalde romantik futboldan başlarını kaldıramamışlardı.
Bahadır Özdemir