Formula 1'de Türkiye Sesleri Yükseliyor

Heyecan dolu sezonun sona ermesinin ardından neredeyse herkesin gündeminde Türkiye GP'nin takvime dönüp dönmeyeceği var.
Geçtiğimiz Pazartesi günü katıldığımız FIA Genel Kurulu açılışı her ne kadar bir tanışma ve haftaya başlangıç niteliği karışsa da, ayak üstü sohbetler ve gördüklerimizden edindiğimiz izlenimler, Demir Berberoğlu yönetimi ve FIA'nın ülkemize bakış açısı noktasında önemli mesajlar içeriyordu.

Özellikle hayırlı olsun dediğimiz ve ufak bir sohbet ettiğimiz Demir Berberoğlu'nun sıcak tavırları ve ilgisi, TOSFED'in yeni yönetiminin basınla ilişkiler ve kurumun projeleri konusunda ne kadar istekli ve heyecanlı olduğunu gözler önüne serdi.

Eski başkan Mümtaz Tahincioğlu'nun da FIA yönetimi, özellikle Jean Todt ve Demir Berberoğlu ile tavırları son derece sıcaktı. Tahincioğlu'nun mağlubiyetten çıkmış bir eski başkan gibi değil, yönetimi güvenle dostuna teslim etmiş bir yönetici tavrı, hepimizin hayatımızın her alanında ihtiyacı olan bir olgunluğun göstergesi.

İstanbul Park'ın yönetimini devralan ve açıklamalarıyla tüm motor sporları camiasını heyecanlandıran Vural Ak ise geceye katılamamıştı ancak kendisi hakkında herkesin 'tuttuğunu koparır' şeklinde yorumlar yapması, bizleri de sanki Formula 1 ve diğer serilerin ülkemize dönmesi noktasında mesafeler kaydedildiği yönünde umutlandırdı.

Dün de Bernie Ecclestone'un direkt olarak 'İstanbul'u takvime almak için görüşmeye geliyorum.' ifadeleriyle yaptığı açıklama heyecanı bir üst seviyeye taşıdı.

Twitter üzerinden Metin Mete'nin başlattığı hashtag'lerin motor sporları severlerin büyük çabasıyla önce Türkiye, sonra Dünya çapında TT olmasının yankıları da sürüyor. Dün pek çok gazeteci ve önemli sima, konuyu hayretle karşılarken, binlerce yorumun neredeyse hepsi olumlu ve ülkemizin Formula 1 takvimine dönmesini destekler nitelikteydi.

Şahsım adına saatler boyunca bilgisayar başında bu çağrıya destek veren herkese teşekkür ederim. Sonuçta bu çağrı yalnızca motor sporları çevresinin değil, turizmin, esnafın ve pek çok sektörün de tanıtımı ve daha aktif hale gelmesinin önünü açacaktır. Sayın Vural Ak ticareti de spor kadar iyi bilen bir insan. Umuyoruz bu özelliği sayesinde durum bu sefer çok daha profesyonel yönetilir ve Federasyon ile kurumlar arası iletişim çok daha hızlı, koordineli ve çözüme yönelik olur.

Vural Ak hakkında edindiğimiz birkaç diğer bilgi de kendisinin hemen her hafta sonu İstanbul Park'a gidip otomobiliyle turlayan bir motor sporları tutkunu olması. Umuyorum Bernie Ecclestone ile görüşmeleri olumlu geçer ve kısa süre sonra hayırlı haberi alırız. Bu sezon olmasa bile gelecek sezonlarda Formula 1'in ve sırasıyla diğer serilerin ülkemize geleceği konusunda benim içim güvenle doldu diyebilirim. Güzel şeyler olacak.

Son olarak film gibi sezona bir bakış atalım. Öncelikle Sebastian Vettel ve Fernando Alonso'ya özel bir teşekkür göndermek gerekiyor zira her ikisi de otomobillerinden maksimumu çıkardılar ancak Ferrari'nin amiyane tabirle nefesi yetmedi diyebiliriz.

Ancak Vettel'in şampiyonluğu hak etmediği yönünde gelen yorumlara katılmadığımı da belirtmek isterim. Özellikle Abu Dabi ve Brezilya'da bir şampiyon gibi sürdüğünü kanıtladı. Otomobili her ne kadar diğerlerinden iyi olsa da. Neredeyse kusursuzdu ve zor durumlarla başa çıkmanın tek yolunun sakin kalmak olmadığını gösterdi. Bazen kontrollü öfke de insanı başarıya ulaştırabilir. Vettel'e tebrikler.

Fernando Alonso ise özellikle sondan bir önceki yarışta motivasyonunu haklı olarak kaybetti ama son ana kadar o da elindeki otomobilin potansiyelini sonuna kadar ortaya koydu. Her ne olursa olsun son tura kadar kupanın bir kulbundan tuttu ve tartışmasız mükemmel bir sezon geçirdi. Bu formunu ve hırsını devam ettirmesi ve Ferrari'nin, Red bull'a denk bir otomobil üretebilmesi durumunda gelecek sezonlar O'nun da seri şampiyonlukları sürpriz olmayacaktır.

Kimi Raikkonen için ise tek bir şey söylemek istiyorum. İyi ki geldin Kimi. Özellikle Schumacher gibi taraftarları ve basını grid pozisyonu ne olursa olsun heyecana sevk eden bir efsanenin emekli olmasının ardından, önümüzdeki sezon Kimi Raikkonen'in varlığı F1'de daha da güçlü hissedilecektir. Yaptığı her hareket, söylediği her şey olay. Lotus'un Coca-cola ve Burn'ün finansal desteğini de arkasına almasıyla gelecek sezon daha iyi bir otomobil geliştireceği aşikar. Kimi'nin istikrarı biraz daha hızlı bir otomobille birleşirse gelecek sezon üç hatta dört başlı bir şampiyonayı son anlara kadar izleyebiliriz.

Michael Schumacher için daha önce bir veda yazısı yazmıştım ama yeniden birkaç cümle yazmak istiyorum. İkinci kariyerinde düşmanlarını bile dost safına çeken, hırsını olgunluğuyla birleştiren Michael Schumacher son üç sezonda belki sportif olarak arzuladığı başarıyı yakalayamadı ancak şunu gösterdi ki, eğer daha iyi bir otomobille pistte olabilseydi, çok can yakacak ve pek çok zafer alabilecekti. Ancak Mercedes yine de Schumacher'e çok şey borçlu. Schumacher'in Mercedes'e getirdiği rüzgar ve finansal destek böylesine büyük olmasaydı, Mercedes gelecek sezon Lewis Hamilton'u takıma katıp yarışlar kazanma hedefini koyabilir miydi bilmiyorum. Zira O'nun varlığı yeni bir araya gelen ekibin kaynaşmasını, heyecanlanmasını ve ilham almasını sağladı. Umuyorum bundan sonraki yaşantısında da O'nu zaman zaman direksiyon başında görme fırsatı buluruz. Seni özleyeceğiz Schumi!

Son olarak sezon boyunce bize destek olan, eleştirileriyle daha iyi hale gelmemize neden olan sizlere de sonsuz teşekkürler. Bu sezon bizim açımızdan da oldukça yoğun ancak verimli geçti. Pek çok mecrada daha tanınır hale gelmemizin yanı sıra, hem organizasyonlar hem de sosyal medya da artık hep birlikte daha büyüğüz. Kış testlerinden bu yana yaptığımız canlı anlatımlarda zaman zaman yaşanan aksaklıklar da biraz tuz biber diye düşünüyorum. Sonuçta hepimiz zorlu ve kocaman 9 ay geçirdik. Her şey vardı. Öfke, mutluluk, hoşgörü v.s. Hepinize teşekkürler. Birlikte yeni sezona daha güçlü, yeniliklerle dolu gireceğiz. Bir de yarışımız geri dönerse değmesinler keyfimize!

Selim Kesen

inaşallah dahada yükselir