Bu yıl yapılan her yarış, pole pozisyonundan başlayan pilotlar tarafından kazanıldı. Son olarak Japonya Grand Prix’sinde de benzer bir tablo görüldü. Bu durum, araçların birbirini pistte geçememesinin giderek daha büyük bir sorun hâline geldiğini gözler önüne serdi. En büyük nedenlerden biri ise "kirli hava" olarak adlandırılan aerodinamik etki.
Japonya Grand Prix’si, yarışseverler için unutulmaz bir mücadele sunmadı. Lastik aşınmasının düşük olması, pilotların yarış boyunca neredeyse sıralama turlarındaki pozisyonlarında kalmasına neden oldu. Suzuka pisti her zaman geçiş yapmanın zor olduğu bir yer olarak bilinse de, bu yılki yarış, kirli hava sorununu daha da belirgin şekilde ortaya koydu.
Suzuka’daki birinci viraj gibi yüksek hızlı bölümler, DRS sisteminin etkisini büyük ölçüde azaltıyor. Ayrıca sert frenleme gerektiren düzlüklerin az olması, sürücülerin öndeki aracı yakalayıp geçmelerini oldukça zorlaştırıyor. Ancak tek sorun pistin yapısı değil. Esas problem, Formula 1’in şu anki araçlarının giderek daha fazla kirli hava üretmesi.
Yeni kurallar ilk olarak 2022 yılında devreye girdiğinde, araçlar aerodinamiye daha az bağlı olacak şekilde tasarlanmıştı. Amaç, araçların öndeki otomobilin oluşturduğu türbülanslı havadan daha az etkilenmesini sağlamak ve geçişleri kolaylaştırmaktı. 2021 model bir araç, öndeki araca 10 metre yaklaştığında yere basma kuvvetinin yaklaşık %47’sini kaybediyordu. 2022’de bu oran %18’e kadar düşürülmüştü. 20 metre mesafede ise kayıp oranı %35’ten %4’e gerilemişti.
Ancak zamanla takımlar, kuralların etrafından dolanarak araçlarını geliştirmeye devam etti. Ön kanatlarda yapılan küçük değişikliklerle hava, lastiklerden uzağa yönlendirilerek daha fazla performans elde edilmeye başlandı. Taban kenarları ve arka kanat uçları da giderek daha karmaşık hâle geldi. Kurallar bu parçaların daha sade ve tek tip olmasını istese de, takımlar performans adına açık noktaları bulmayı başardı.
Bu gelişmeler, öndeki aracın arkasında oluşan türbülanslı hava akışının, yani kirli havanın, yeniden artmasına neden oldu. Bu da arkadaki sürücünün aracı üzerinde kontrol kaybı yaşamasına, daha fazla kayma olmasına ve lastiklerin daha hızlı aşınmasına yol açıyor. Sonuç olarak, araçlar birbirine yaklaşsa bile geçiş yapmak neredeyse imkânsız hâle geliyor.
McLaren takım patronu Andrea Stella da bu sorunu açıkça dile getirdi: “Aerodinamik yere basma gücü eklemeye devam ediyoruz. Bu da kayıpların daha da büyük olmasına neden oluyor. Kirli hava şu anda ciddi bir sorun. Çin’de de bunu gördük.
"2022’de bu nesil araçlar geçişleri kolaylaştırmak için tasarlanmıştı. Ancak şimdi araçlar o kadar fazla aerodinamik sisteme sahip ki, öndeki aracı takip ettiğiniz anda performans kaybediyorsunuz.”
Andrea Stella, bu durumun takımların suçu olmadığını da belirtti. Ona göre, takımların amacı en hızlı aracı yapmak ve kuralların geçişleri artırmak yönündeki hedefi ikinci planda kalıyor.
2025 sezonu boyunca bu sorunun daha da büyümesi bekleniyor. Çünkü takımlar geliştirmelere devam ediyor ve bu geliştirmeler çoğunlukla aerodinamik alanlara odaklanıyor. Gelecek yıl aktif aerodinamik sistemlerin kullanılması ve sürücülere daha fazla güç sağlayacak motor sistemlerinin devreye girmesi umut verici olabilir.
Ancak mevcut durumda, araçlar arasındaki performans farkı ne kadar az olursa olsun, bazı pistlerde geçişlerin zor olmaya devam edeceği kesin. Bu nedenle, “kirli hava” sezonun sonuna kadar gündemde kalacak gibi görünüyor.
tr.motorsport.com