Susie Wolff’un önderliğinde hayata geçirilen ”Dare To Be Different” organizasyonu; genç kadınların yeteneklerini ve parlak fikirlerini sergilemek ve teşvik etmek, motorsporları dünyasında daha fazla yer almalarını sağlamak amacıyla düzenlendi.
Artık kadınları teknik ve yönetim kademelerinde daha fazla görebiliyoruz. Bunlardan biri de Sauber Formula 1 Takımının patronu Monisha Kaltenborn.
Uluslararası İş Hukuku alanında yüksek lisans yapan Monisha, lisan programını tamamladıktan sonra BM’ye bağlı Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu ve Birleşmiş Milletler Endüstriyel Gelişme Örgütü’nde görev aldı. Buradaki görevlerinin ardından da Sauber F1 ve Motorsporları Grubu’nda çalışmaya başladı ve 2012 yılında Formula 1’in ilk kadın takım patronu oldu.
Peki, Monisha’nın padokta en üst noktayı hedefleyen genç kadınlara tavsiyesi ne?
“Nitelikli ve yeterli olmak zorundasınız. Yaptığınız işte ve faaliyette mükemmeli göstermelisiniz. Kadın olduğunuz için yapılan bazı niteliksiz yorumlardan korkmayın.
Önemli olan sizin kendiniz olmanızdır. Bir erkek gibi davranmaya veya bir erkek gibi yapmaya çalışmayın çünkü bir kadın olarak bunu yapamazsınız, zaten buna da ihtiyacınız yok.”
Pit duvarında Monisha’nın yanında oturan ve aynı zamanda Dare To Be Different’ın elçisi Ruth Buscombe, Sauber F1 takımının kıdemli yarış strateji mühendisi konumunda.
Ferrari ve Haas F1 takımlarında çalıştıktan sonra -Monisha’nın yanına- Sauber’e geçti. Ancak bunun için çok çalışması gerekmiş.
Ruth, “Formula 1’deki her şey sınırı zorlamak üzerinedir. Gerek araba, gerek kendi sınırlarınız gerekse de kişisel gelişiminiz.” diyerek Formula 1’in bir nevi tanımını yapıyor.
Formula 1’de mümkün olan en yüksek performansı göstermek ve elde etmeye çalışmak bir gizem değil. Bunu yaparken sadece en iyi pilotlarla anlaşmakla kalmıyor, takımı bu hedefe yaklaştırmaya yardımcı olacak bir erkeği ya da kadını ekibe dahil ediyor. Hem Monisha hem de Ruth, Formula 1’de çalışmak isteyen herkesin, gereken şartları sağladığında Formula 1’de yer alabileceği konusunda hemfikir.
Ruth, “Tüm Formula 1 takımları rekabete dayalı bir anlayış sergiliyor. Eğer gerçekten performans farkı yaratabiliyorsanız bu büyük ekiplerde geçerli bir dişli olabilirsiniz” diyor.
Sözün özü: Eğer sıkı çalışırsan ve odaklanırsan, belirlediğin herhangi bir hedefe ulaşabilirsin. Formula 1’de çalışmak da dahil.
Yazının içeriği, ”hayalinin peşinden koş ” olunca şu dipnotu da vermek farz oldu;
Bu yazıyı yazan Redbull.com’dan Alexandra McCarthy’de küçüklüğünden beri babası ile sıkı bir şekilde Formula 1’i takip ettiğini ve Red Bull’u tuttuğunu söylüyor. Hayalinin; Formula 1’e olan sevgisinden dolayı Red Bull için çalışmak olduğunu söyleyen Alexandra, Erasmus programı için gittiği Stokholm’de Red Bull Media ile staj ayarlamış ve 6 aylık stajın ardından çok beğenilmiş. Şimdi ise Red Bull Media’da editör asistanlığı yapıyor ve henüz 21 yaşında.
;;;