Geçtiğimiz hafta Barselona’da Fernando Alonso’nun rekabetçi bir aracı olduğunda neler yapabileceğini tekrar gördük, İspanyol pilot sıralamalarda Mercedes, Ferrari ve Red Bull’un arkasında en hızlı isim oldu. Her ne kadar McLaren-Honda’nın düzlük hızı en düşüğü olsa da…
Yarışta Alonso geriye düşerken ön kısımda da dökülmeler yaşanmıştı. Geçtiğimiz yılın galibi Max Verstappen Valtteri Bottas’ın teması sonucu kontrolünü kaybeden Kimi Raikkonen’in çarpmasıyla Fin pilotla birlikte yarış dışı kalmıştı. Bir önceki yarışın galibi Bottas da yarışı tamamlayamayanlar arasındaydı.
2017’nin başından itibaren devam ettiği sürece, İspanya GP de Hamilton ve Vettel arasındaki ikili savaşlardan birisi haline geldi. İkili arasındaki düello tüm gerginliğine rağmen iyi hisler içinde kaldı.
Şüpheci birileri bunun değişeceğini söyleyebilir, çünkü her zaman öyle olur. Ancak Lewis, Rosberg’le de en iyi arkadaş olduklarını söylemişti, ancak şampiyonluk savaşı aralarındaki gerginliği had safhaya taşımıştı
O ve Sebastian hiç yakın olmadılar, ancak birbirlerine önemli bir saygı duyuyorlar. Elbette bu şu an için böyle.
Sezonun daha dörtte biri geride kaldı, 2016’da iki adam da ortalarda görünmediler ve sezonda neredeyse siliktiler. Vettel hayal kırıklığı yaratan Ferrari’sinden dolayı bezmişti, Hamilton ise takım arkadaşı hep orada olmasına rağmen bir gün iyi, bir gün kötüydü.
Lewis’in ortada olmadığı günler varken, Sebastian bunu bir adım ileriye taşıyordu, tüm sezon boyunca ortada olmayabiliyordu. 2013’te dördüncü şampiyonluğunu kazanırken sezon arasından sonra başka kimse yarış kazanamamıştı.
Hindistan GP sonrasında lastik yakarken şunları söylemişti: “Bu günleri unutmamalıyız çocuklar, her zaman böyle olmayacak.”
Haklıydı. 2014’te üflemeli zemin gitmişti ve Vettel yeni hibrid Formula 1’den hoşlanmadığını açıkça belirtmişti. Öte yandan başka bir takım, Mercedes bir anda baskın olmuştu ve bunun da üzerine Red Bull’daki yeni takım arkadaşı Daniel Ricciardo tarafından tamamen piste gömülmüştü.
Sergio Marchionne’nin nedeni bilinmeyen şekilde Ferrari’nin başına getirdiği Marco Mattiacci ise Alonso’nun yerini alması için ona yaklaşmış ve Sebastian da 2015’te kırmızıda Raikkonen’in takım arkadaşı olmak için can atıyordu.
O zamanlar Mark Webber şunları söylemişti: “Biliyor musun? Seb hayatında her şeyi erken yapacak, şampiyonluklarını erken aldı, erkenden çocuğu oldu. Bence erkenden emekli olacak, muhtemelen kırmızı araçta kasıp kavurduktan sonra olacak, sonra elveda… Ferrari’nin büyük zamanlarından birinde orada olması ise onun kendi şansı olacak.”
Başlarda kesinlikle öyle göründü, berbat 2014 sezonundan sonra Ferrari Vettel ile üç kez kazandı. İlk zaferi Malezya’da, Ferrari ile ikinci yarışında gelmişti, sonra Macaristan’da bir galibiyet daha, ve Singapur’daki baskınlığı. Mercedes yenildiğinde bunu yapmak için Maranello ve Vettel oradaydı.
Geçtiğimiz yıl ise beklentilerinin çok altında kaldı. Mercedes 21 yarışta sadece iki kez kaybetti, ve her ikisinde de Red Bull oradaydı. Vettel’in de sezonla başa çıkamadığını söylemek gerekiyor. 2014’te olduğu gibi, gülümsemesi nadiren görülüyordu ve araç içindeyken sürekli telsizden şikayetler yağdırıyordu.
Meksika’da Verstappen’in viraj kestiği için ceza almamasına kızan Vettel tamamen kendini kaybetti ve Charlie Whiting’e açıkça küfür etti. Bir noktada Maurizio Arrivabene doğrudan araya girerek onu sakinleştirmeye ve sürüşüne konsantre olmasına çalıştı.
Artık en iyi zamanlarının geride kaldığına inanılan Raikkonen’in sık sık gerisinde kalıyordu. Böyle bir ruh haline sahip birisinin McLaren-Honda’da olduğunu hayal edebiliyor musunuz?
Bu yıl bu tekrar değişti. Ferrari’nin kış arasında yaptığı ilerleme padoktaki herkesi şaşırttı ve Sebastian bir anda en iyi haline geri döndü.
Hamilton Barselona’da takım arkadaşının da yardımıyla nefes nefese kazanırken, hemen arkasından gelen Vettel ile birlikte bize uzun yıllardır gördüğümüz en iyi İspanya GP’yi yaşattılar.
Şimdi ihtiyacımız olan tek şey Ricciardo, Verstappen ve Alonso’nun da bu ikiliye katılması.
###