Fernando Alonso'nun Malezya yarışını kazanmasının ardından Ferrari'ye yazdığı günlüğünü okumak için tıklayınız...
Fernando Alonso'nun Günlüğü Fernando Alonso'nun Günlüğü
Pazar günkü galibiyetin ardından Maranello'da olmak güzeldi. Uçakta tekrar yarışı düşünüyordum ve inanmakta güçlük çektim. Ardından Maranello'ya vardığımda çalışanlarımızın yüzündeki gülümsemeyi gördüm ve mümkün olan kısa süre içerisinde aracı geliştirme konusundaki tutkunun ne kadar güçlü olduğu karşısında çok memnun kaldım.
Yarış içerisinde son pit stoplardan sonra galibiyet kazanabileceğimizi düşünmeye başladım. Geçiş lastikleriyle mümkün olduğu kadar dark oluşturmaya çalıştım ancak kuru zeminde gerçeklerin ortaya çıkabileceğini ve her şeyin değişebileceğini biliyordum.
Ardından pit stopların ardından Perez'in çok hızlı olduğunu gördüm. Beni çok fazla baskı altına aldı ancak aynı şekilde 2 metreden geniş olmayan tek bir kuru çizgi olduğunu biliyordum. Hava koridoruma girse bile beni geçmesi kolay olmayacaktı ve sonuna kadar onu arkamda tutmayı umut ediyordum.
Hiç bir arkadaşımın Sepang'da kazanacağıma ya da ilk iki yarışın ardından şampiyonada lider olacağıma dair iddiaya girmemiş olması utanç verici. Sanırım çok büyük paralar kazanabilirlerdi! Ancak gerçek arkadaşlarım çok mutlular ve galibiyetten memnun oldular. Ancak takım içerisindeki herkes dahil hiç kimse hayale kapılmıyor. Şampiyonaya istediğimiz gibi bir başlangıç yapamadık ve daha yapılacak çok şey var.
Ancak vazgeçmeyi reddetme, Ferrari'de her zaman takdir ettiğim bir özelliktir. Onlara karşı yarışırken de durum böyleydi şu anda takımın bir parçasıyken de. Önümüzdeki iki yarışta defansif bir tutum içerisinde olacağız, bu konuda şüphe yok. Rekabetçilik konusunda yetersiz olsak da, istikrarli bir şekilde podyum ve galibiyet mücadelesi veremesek de şu anda yapabileceğimiz tek şey hasarı sınırlandırmak yapabileceğimiz tek şey. Koşullar normal olursa en iyilere göre çok fazla puan kaybetmemeye çalışmalıyız. Umarım Avustralya ve Malezya'dakinin aynısını yapabiliriz.
Şu anda İtalya'da Forli'de yer alan ve antrenörüm Fabrizio Borra'nın süper olduğu Fizik Merkezi'nde rutin tıbbi kontrollerimiz için bir kaç gün geçireceğiz. Her açıdan ne durumda olduğumu görmek için bu tıbbi ve fiziksel kontrolleri senede 2-3 defa yaptırıyorum. Ardından İspanya'ya ailemi görmeye gideceğim. Bu sayede onlarla birlikte bir kaç gün geçirebileceğim.
Sepang'daki gibi zorlu bir yarışın ardından rahatlamak için bir kaç güne ihtiyacınız oluyor ve önümüzdeki art arda olacak Çin ve Bahreyn yarışları için hazırlıklarda son rütuşları yapacağız. Daha uzun seyahatler olacak ve saat dilimleri değişecek. Düşünün, Avrupa'dan ayrıldığımda kıştı ve şu anda 3 hafta sonra ilkbaharın ortasındayız. Çok güzel değişim oldu!
Son 3 haftada Twitter'daki ilk günlerimi geçirdim ve çok keyifli bir deneyim olduğunu söylemem lazım. Bir süredir bunu istiyordum ve bunun için kendim biraz çalıştım. Son aylarda internette ve sosyal medya sitelerinde hakkımda çok fazla şey konuşuldu bu yüzden benim de oralarda olmamın iyi olacağını düşündüm, öyle değil mi? Artık kendi görüşümü sunabilir, hakkımda konuşabilir ve gerçek duygularımı iletebilirim.
Ancak teknik konuşmalar olmayacak çünkü derine inersek Formula 1 hâlâ belli alanların önemli olduğu bir spor ve ben sadece yaptığım işle ilgili bazı şeyleri açıklamaya çalışacağım. Şu an için harika. Takipçilerimin gönderdiği tweetleri ve önerilerini okumak harika. Onlara cevap veremiyorum çünkü tüm günümü alır ancak hepsini okuyorum ve tweet standardımı yükseltmeye çalışıyorum.
Çok şaşırdığımı söylemem lazım. Öncelikle hemen kazandığım takipçi sayısından. İlk videomu koyduğumda Doha'dan Avustralya'ya gidiyordum ve hava alanındaydım. Menajerim ve fizyoterapistim Edoardo ile havaalanından ayrılmadan önce kaç takipçik olacağı konusunda iddiaya giriştik. Ben 100 dedim, Luis 800, Edoardo 600 dedi. 4 saatin ardından Melbourne için ayrılırken takipçi sayısı 39 bin'e çıktı! Ardından heyecan oluştu. Çok fazla mesaj vardı ve hepsi pozitifti. Bunun bana gerçek motivasyon sağladığını söylemeliyim.