Formula 3'te Trident adına yarışan ve güçlü bir çaylak sezonu geçiren Oliver Goethe, Motorsport Türkiye'nin sorularını yanıtladı.
Goethe ismini duyunca birçoğumuzun aklına gelen, Faust ve Genç Werther'in Acıları gibi ölümsüz eserlere sahip olan şair Johann Wolfgang von Goethe, bu doğru.
Ancak motor sporları dünyasından bahsediyorsak, kendisiyle aynı soyadını taşıyan, yeteneğini ise edebiyat yerine başka alanlarda sergileyen bir isme bakmalıyız: Oliver Goethe!
Babası ve kendinden bir yaş büyük ağabeyinden motor sporları tutkusunu devralan ve kısa süre içinde potansiyelli olduğu ortaya çıkan Goethe, ismini ilk kez 2022 sezonunda Euroformula Open şampiyonluğuna ulaşarak duyurdu.
O yıl Campos için iki Formula 3 yarış hafta sonunda piste de çıkan Goethe, bu iki yarışta da ne kadar hızlı olabileceğini gösterdi, özellikle Belçika'daki dördüncülüğüyle ilgileri üstüne çekti.
Bu yıl tam sezon F3'te yarışan Goethe'nin iyi bir çaylak sezonu geçirdiği söylenebilir; ilk yarış olan Bahreyn'de podyum, Silverstone'da galibiyet ve Monza'da pole pozisyonu ile şampiyonayı sekizinci tamamladı... üstelik henüz 18 yaşında!
Bizler de Motorsport Türkiye olarak kendisine ulaştık ve kısa bir röportaj gerçekleştirerek Goethe'nin sezonunu, hayatını ve hedeflerini konuştuk. İyi okumalar!
Ne zamandan beri motor sporlarına ilgi duyuyorsun?
"Çocukluğumdan beri diyebilirim. Büyüme çağındayken babamın yarışmasını izlerdim, sürekli karting'e gitmek isterdim. O zamandan beri gerçekten tutkuluyum."
Büyürken kendine idol aldığın bir isim var mıydı?
"Sebastian Vettel'i çok severdim, sürekli kendisini seyrederdim. Şu anda ise Max Verstappen'i seyretmeyi çok seviyorum, kendisi seriyi domine ediyor ve ondan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.
Peki Verstappen ile sohbet etme fırsatın oldu mu?
"Hayır, hiç denk gelemedik."
Danimarka-Almanya asıllı bir sürücüsün ancak bu ülkelerde F1 ve F3 yarışları düzenlenmiyor. Peki kendi evinde yarışmak ister miydin?
"Evet, elbette. Danimarka'da sanırım Formula 1'e uygun bir pist yok, ancak Almanya'da Nürburgring ve Hockenheim gibi henüz yarışma imkanı bulamadığım pistler mevcut. Gelecekte bu pistlerde yarışmayı çok istiyorum.
Geçen yıl Macaristan'daki ilk yarışın ve Belçika'daki dördüncülüğün halen akıllarda. Henüz ilk hafta sonlarında bu kadar güçlü performanslar nasıl hissettirmişti?
"Mükemmeldi. O zamanlar Euroformula Open'da yarışıyordum ve grid F3'e göre daha küçük ve daha az rekabetçiydi."
"F3 gibi dünyanın en iyi sürücülerinin yarıştığı bir seride, sezon ortasında katılmış olmama rağmen bu kadar iyi bir sonuç almak inanılmazdı, zirveye oynayabileceğimi gösterdi."
Euroformula Open'dan F3'e geçişte sizin için en zorlayıcı olan neydi, araçlar ne kadar farklı?
"Dediğim gibi, iki seri arasındaki en büyük fark griddeki sürücülerin kalitesi. F3'teki sürücülerden bazıları dünyanın en iyi sürücülerinden bazıları, dolayısıyla F3'e geçmek büyük bir adımdı, büyük bir meydan okumaydı."
"Bu yüzden F3'te tutarlı olmam gerektiğini ve her detayın bir fark yaratacağını biliyordum."
"Otomobil açısından da bazı farklılıklar var. İkisi de yüksek performanslı araçlar. Frenleme açısından çok büyük bir fark yok ama F3 araçları çok daha ağır ve güçlü. Bu yüzden bazı sürüş tekniklerini değiştirmem ve F3'e adapte olmam gerekti."
Ama adaptasyon açısından iyi gidiyorsunuz, sezonun ilk yarışında podyumdaydınız...
"Evet, inişli çıkışlı oldu ama genel olarak iyi bir sezon geçirdim."
Takım arkadaşlarınızla ilişkiniz nasıl? Şampiyon Gabriel Bortoleto ve Leonardo Fornaroli.
"Harika bir ilişkimiz var. Sağlıklı bir rekabetimiz var, sürekli birbirimizi geliştirmek için çabalıyoruz. Pist dışında bile birbirimizle şakalaşıyor ve eğleniyoruz."
"Epey rekabetçi bir sezonun ortasındayız ama evet, hepimiz iyi anlaşıyoruz."
Silverstone'da Fornaroli ile olan mücadeleniz ve onu geçme şekliniz bu rekabetin bir örneği.
"Evet, kesinlikle. Birbirimize duyduğumuz saygıyı göstermek için iyi bir örnek."
"Yarıştan önce biraz konuştuk ve ne yapacağımızı tartıştık, startta birbirimizle savaşıp lastiklerimizi mahvetmek istemedik çünkü bu ikimiz için de yarışı daha zor hale getirecekti. Amacımız çizgiye ilk iki sırada gelmekti.
"Harika bir yarış çıkarttı ama lastikleri benden daha çabuk bitti, bu yüzden işleri ikimiz için de pek zorlaştırmadı. Gerçekten akıllıcaydı."
Peki gridde yarışmayı en çok sevdiğiniz sürücü kim?
"Takım arkadaşlarımla yarışmanın güzel olduğunu söyleyebilirim, gerçekten keyifli."
"Bunun en büyük nedeni birbirimize saygı duymamız ve sağlıklı bir rekabet içinde olmamız. En azından bu yıl pistte ve pist dışında birbirimize saygı duyduk."
"Bu yüzden takım arkadaşlarım Bortoleto ve Fornaroli ile rekabetin keyifli olduğunu söyleyebilirim."
Dayanıklılık yarışlarıyla da ilgilendiğinizi biliyoruz, gelecekte Le Mans 24 Saat'te yarışmak ister misiniz?
"Elbette isterim. Ailemle birlikte iki kez Dubai 24 Saat'te yarıştım, dayanıklılık yarışlarını seviyorum."
"Gelecekte Le Mans'ta yarışmayı kesinlikle isterim ama şimdilik Formula 1'e odaklanmış durumdayım."
Size gelecek için en büyük hedefinizi soracaktım ama cevabını aldım...
"Evet, hedefim tabii ki Formula 1. Birlikte yarıştığım herkesin en büyük hayali bu. Zor bir hedef ama yapılabilir ve başarmak için elimden geleni yapacağım."
En klişe soruyu sona sakladım: şair Johann Wolfgang von Goethe ile gerçekten bir akrabalığınız var mı?
"Evet, bu soruyu her zaman alıyorum, muhtemelen en çok sorulan soru. Ama evet, baba tarafından akrabayız. Tam olarak bilmiyorum ama akraba olduğumuzu duydum, bu da oldukça havalı."
Dede olarak mı yoksa amca olarak mı?
"Dürüst olmak gerekirse emin değilim. Tekrar sormam gerekecek ama sanırım büyük amca ya da onun gibi bir şey."
tr.motorsport.com