Robert Kubica'nın F1'e yeniden dönüp dönmeyeceği konuşulurken, Mali Selışık emekliliği erteleyip geri dönen şampiyonları hatırladı.
Renault ile geçirdiği etkileyici 2010 sezonunun ardından Robert Kubica, normalde pek pist yarışçısı çıkarmayan bir ülke olan Polonya’ya bir şampiyonluk hediye edebilecek gibi görünüyordu. Özellikle 2010 Monaco Grand Prix’si sıralama turlarındaki performansı hala Formula 1 fanlarının geri dönüp izlemeyi sevdiği videolar arasında. Ne var ki Kubica, 2011 sezonu öncesi Andora’da geçirdiği bir ralli kazasında sağ koluna ciddi bir hasar verdi. Sayısız sinir ucu ameliyatı ve pek çok çeşitli operasyon sonrası Kubica’nın yarış kariyerinin bittiği açıktı. Fakat o, geri dönmeye inat etti. Önce ralli, ardından pist yarışları, sonrasında ise Renault ile çıktığı özel testler artık geri dönüş haberini bekleyen bizleri iyice sabırsızlandırıyor. Bu hafta sonu yapılacak Macaristan Grand Prix’si sonrası yapılacak testlerde Robert Kubica ilk kez bir 2017 aracıyla piste çıkacak, biz de tur zamanlarına erişebileceğiz. Bu, Polonyalı pilotun geri dönmeye hazır olup olmadığı hakkında hem Renault’ya, hem de biz seyircilere çok net bir fikir verecek. Açıkçası Kubica’nın bir kez daha Formula 1 kokpitine geçebiliyor olması bile motorsporları tarihinin en büyük geri dönüşlerinden biri. Ama eğer olur da tekrar F1 gridinde kendisine yer bulursa ne kadar başarılı olacağını henüz kendisi dahil kimse bilmiyor. Bu heyecanlı bekleyiş içerisinde biraz vakit geçirmek adına sizler için F1’in emeklilikten geri dönen şampiyonlarını inceledik.
Nigel Mansell
Formula 1’in bıyıklı Brummie’si Nigel Mansell, 1992 sezonu sonrası Formula 1’ii bırakmadan önce birkaç kez başarısız emeklilik denemelerinde bulunmuştu. Her fırsatta bir şeylerden şikayet etmeyi başarabilen sempatik pilot 1991 sezonu için Frank Williams’tan teklif gelmeden önce emekliliği düşünüyordu. 1992’de İngiliz takımla sonunda şampiyonluğa ulaşan Mansell, Prost’un 1993 sezonu için takımla anlaştığını duyunca çantasını toplayıp Atlantik’in karşı kıyısına, CART serisine transfer oldu. O dönem neredeyse F1 kadar güçlü olan, şimdilerde IndyCar adıyla takip ettiğimiz serideki ilk yarışında Mansell hem polü, hem de galibiyeti aldı. İlk sezonunda da şampiyon oldu. Henüz F1 sezonu bitmediğinden, aynı anda hem CART hem de Formula 1 şampiyonluk unvanlarını elinde bulunduran ilk ve tek pilot olma şansına erişti. CART’ta bir sezon daha geçirdikten sonra 1994’ün son bölümünde Williams ile birkaç yarışa çıkan eski şampiyon, sezonun son yarışını kazanmayı başarsa da çok parlak görünmedi. Ardından 1995’te McLaren ile anlaştı, ama araca sığmadığından takım şasiyi değiştirmek zorunda kaldı. Mansell da iki yarış sonra F1’e tamamen veda etti.
Michael Schumacher
Tarihin gelmiş geçmiş en başarılı pilotu, 2006 İtalya Grand Prix’si sonrası emekliliğini açıkladığında herkes bunun artık kazanacak bir şeyi kalmayan bir adamın hayatın farklı bir şeyler yapma isteği olduğunu düşünmüştü. Aslında Kimi Raikkonen’le anlaşan Ferrari, Schumacher’siz bir 2007’yi çoktan planlamış ve Alman efsaneyi biraz ters köşede bırakmıştı. Schumi de emekliliği tercih etti ve Felipe Massa’ya, onun deyimiyle “kariyerini hediye etti”. Ancak bu işleri bırakmak öyle kolay değil. Önce Almanya Superstock Şampiyonası’nda yarışan Schumi, bir kazada boynunu incitti. Massa’nın 2009’daki kazasının ardından onun yerine sezonu tamamlamak için her şey hazırdı, ama boyun sakatlığı Schumi’nin kırmızı otomobile geri dönmesini engelledi. Bu arada efsane Ferrari ekibinin beyni Ross Brawn’un takımı sürpriz bir şampiyonluk alırken, takım 2010 sezonuyla birlikte Mercedes GP adını aldı. Geri dönüşe kendini hazırlayan Schumacher, Ferrari planı suya düşse de aklına dönmeyi düşürmüştü bir kere. Farklı kurallar, farklı lastikler ve bambaşka bir sürüş stili gerektiren yeni F1’de 7 kez dünya şampiyonu pek istediğini elde edemedi. Monaco’daki bir gayrıresmi pole pozisyonu ve Valencia’da Pastor Maldonado’nun hediyesi podyum, Schumacher’in ikinci kariyerinde akılda kalan iyi zamanlardı.
Kimi Raikkonen
Ferrari’nin son şampiyonu Kimi Raikkonen, 2009 sezonu sonrası takımdan ayrıldığında pek çok talibi vardı. McLaren’a geri dönebilirdi, Mercedes ile masaya oturmuşluğu vardı, her ne kadar daha sonra sezon başlamadan çekilseler dahi Toyota bile Raikkonen’e teklif götürmüştü. Kimi hiçbir seçeneği kabul etmedi ve Formula 1 kariyerine ara vermeyi seçti. Önce kar motosikleti yarışlarına “James Hunt” mahlasıyla katıldı, sonra ralli dünyasının tozunu attı. Ardından NASCAR’ın destek serilerinde yarıştı. İki yıllık aradan sonra Lotus ile gride geri döndü ve şampiyonluk sonrası en güçlü sezonlarından birini çıkardı. Ardından motivasyon eksiklikleri ve pek çok başka faktör Kimi’nin eski başarısına erişmesini engelledi. Yine de Ferrari’de işler düzelmişe benziyor, bu Buz Adam taraftarları için iyi haber.
Alain Prost
1991 sezonu sonrası takımı ve aracı eleştirdiği için Ferrari’den kovulan Alain Prost, bir sonraki sezon için Fransız ekibi Ligier’den teklif almıştı. Aracı test ettikten sonra yarışmamayı tercih eden Prost, tamamen emekli olduktan sonra manidar bir biçimde Ligier’yi satın alarak Prost Grand Prix’yi kuracak ve aynı sıkıntılardan geçecekti. Bir yıllık aranın ardından Williams ile anlaşan Prost’un takım arkadaşının son şampiyon Nigel Mansell olması bekleniyordu, ama Ferrari yıllarından anlaşamadığı Fransız pilotla bir kez daha aynı garajı paylaşmamak için Amerika’ya gitti. Prost’un kontratında Ayrton Senna’nın takım arkadaşı olmasını engelleyen bir madde vardı, Riccardo Patrese de Benetton’a gidince Williams’taki takım arkadaşı Graham Hill’in oğlu Damon Hill oluverdi. Sezonu domine eden İngiliz ekip, Prost’a son şampiyonluğunu kazandırdı.
Niki Lauda
Geri dönüşlerin adamı Lauda, 2013 yapımı Ron Howard filmi Rush’ta da izleyebileceğiniz üzere pes etmeyen bir karaktere sahip. 1976 Almanya Grand Prix’sinde ciddi yanıklarla ölümden dönüp altı hafta sonra Monza’da beşinci olabilen birinin emeklilikten döndüğünden başarısız olması düşünülemezdi zaten. 1979 sezonunda Brabham takımına emeklilik kararını açıklayan Lauda, 1982’de McLaren’la geri dönene kadar kendi havayolu şirketi Lauda Air ile ilgilendi. Geri dönüşü sonrası zorlu takım arkadaşı Alain Prost’un hızından geri kalmadı ve 1984’te sadece yarım puanla Fransız pilotu geçerek üçüncü ve son şampiyonluğunu elde etti.
Bonus: Mika Hakkinen
Hatırlayanlar vardır, Hakkinen emekli olurken “bir yıl ara veriyorum, sonrasına bakacağız” minvalinde bir şeyler söylemişti. Tıpkı barış anlaşması yapmayı unuttuğu için fiilen savaş halinde kalan ülkeler gibi, Mika Hakkinen de kariyerine verdiği araya devam ediyor gibi. 2006’da McLaren’la gizli bir test yapan Hakkinen, geri dönüş için henüz hazır olmadığına karar vermişti. Fin efsane her an geri dönüşünü açıklayabilir, belki de McLaren’ın kendine çeki düzen vermesini bekliyordur?