Eğer birileri Fernando Alonso ile Max Verstappen’den rol çalacaksa, onlar işte bu adamlardır.
McLaren-Honda 2017’de korkunç dayanıklılık sorunlarına katlandı, özellikle Fernando Alonso’yla. Modern çağda dayanıklılık sorunu çok nadir meydana gelir, ki McLaren’in mevcut rekorunu daha inanılmaz hale getiren de bu.
Fakat “vermeyince Mabut neylesin Mahmut” örneğinde olduğu gibi işler yolunda gitmediğinde, yarış bitirme konusunda berbat sürücülerden oluşan özel bir klübün üyesi olabilirsiniz.
İşte bir sezonu genellikle yarış dışı kalarak geçiren 8 pilot karşınızda.
Ivan Capelli, 1989 – 16 Yarış, 2 Finiş
Capelli, hızlı fakat bir o kadar narin Newey araçlarının tadına bakan ilk sürücülerden biriydi.
March ekibi 1988 sezonunda 2 kez podyuma çıkan Ivan Capelli ile çok başarılı bir sezon geçirdi fakat 1989 İtalyan pilot için tam bir fekaletti.
Aracın kendisi fena sayılmazdı ve Capelli ara sıra iyi sıralama turu sonuçları da elde etmişti fakat açıkça araç finişe gelemiyordu. Capelli, o yılki 16 yarışta 12 kez mekanik sorunla 2 kez de spin atarak yarış dışı kaldı. Monaco ve Spa’da bitirmeyi başardığı 2 yarışta ise yalnızca 11’nci ve 12’nci olabildi.
Takım arkadaşı Mauricio Gugelmin’in durumu biraz daha iyiydi, hatta sezonun açılış yarışında bir podyum bile elde etti fakat sezon, Capelli için bir felaketti.
Jacques Villeneuve, 1999 – 16 Yarış, 3 Finiş
Jacq, BAR ile geçirdiği ilk sezonda korkunçtu.
BAR’ın ilk sezonu hakkında havada uçan bol sayıda gülünç iddia vardı, en azından ilk yarış galibiyeti onlardan biri değildi. Ekip kazanmaya asla yaklaşamadı fakat aracın yavaş olmasından değil, sadece korkunç derecede güvenilmez olduğu için.
97 dünya şampiyonu Jacques Villeneuve bazı etkileyici performanslar ortaya koydu ve bazen puanlar hatta podyumlar bile kazanabilirdi fakat araç ona izin vermedi; 12. yarışa kadar tek bir yarış bile tamamlayamadı.
Kanadalının en iyi sonucu Monza’daki 8’incilikti ve bu, ekibin hiç puan alamayıp Minardi’nin bile gerisinde kalarak markalar klasmanının sonuncusu olması anlamına geliyordu.
Andrea de Cesaris, 1987 – 16 Yarış, Tek Finiş
Yanıyorsun Andrea abi, ama performans anlamında değil gerçekten yanıyorsun.
Elbette Andrea de Cesaris bu listede! Zaten, çıktığı 208 yarışta 136 kez yarış dışı kalarak F1 tarihinde en çok yarış dışı kalan pilot olma rekorunu elinde tutuyor o.
Fakat 1987, de Cesaris için bilhassa daha kötü bir yıldı. Araç üsturupluydu fakat BMW motoru bol bol patlıyordu. O sezon finişe gelemediği 15 yarışta yalnızca 3 kez kendi hatası vardı.
İtalyan, o sezon 16 yarışın 14’ünde doğrudan yarış dışı kaldı ve sezonun son yarışı Adelaide’de bitime 4 tur kala spin atıp yarışa veda etse de klasmana 8. olarak girmeyi başardı. Tamamladığı tek yarış Spa’ydı ve 3. olarak podyuma çıktı. Bununla birlikte o yarışta da yakıtı bittiği için aracını itmek zorunda kaldı. Bu nedenle isterseniz, İtalyan’ın o sezon kullandığı Brabham’in hiç yarış tamamlayamadığını söyleyebilirsiniz.
Jean-Pierre Jabouille, 1980 – 13 Yarış, 2 Finiş
Jabouille’nin zamanının çoğu Renault’da yarış dışı kalmayla geçti.
Jean-Pierre Jabouille kariyerinin büyük bölümünü Renult’da F1’in ilk turbo motorlarının gelişimine yardımcı olarak geçirdi ve 1979’da Dijon’da turbo-şarjlı bir motorla galibiyet elde eden ilk isim oldu. Yeni teknoloji, Jabouille’nin yıllar boyunca bolca dayanıklılık sorununa katlandığı anlamına gelse de 1980 onun için açık ara en kötü yıldı.
Brezilya ve Güney Afrika’da pole pozisyonunu kazandı fakat o, bu yarışları bitiremezken takım arkadaşı René Arnoux galip geldi. Jabouille 9 tur geride kalsa da Long Beach’te finişe ulaştı fakat sezonun geri kalanı bir dizi araç sorunuydu. Tabii, aracının bitirmek için hatta kazanmak için izin verdiği Osterreichring dışında.
Jabouille, Kanada’da bir süspansiyon arızasının ayağını kırması yüzünden sezonun son yarışını kaçırdı ve sezonu tamamlayamamış oldu.
Jabouille’nin kariyeri tuhaf olanlardan biriydi, sadece 3 yarışı puan kazanarak bitirdi ve bunların ikisi yarış galibiyetiydi!
Gerhard Berger, 1989 – 15 Yarış, 3 Finiş
89 Model Ferrari 640 hızlı fakat kırılgandı.
Size 1989’da Ferrari’nin podyum dışında tamamladığı hiçbir yarış olmadığını söylesem muhtemelen onların harika bir sezon geçirdiğini söylerdiniz, fakat sorun da bu ya – araç yarış bitiremiyordu. Devrim niteliğindeki yarı otomatik vites kutusu, aracı çok hızlı yapan şeylerin bir parçasıydı… ve bir o kadar da güvenilmez.
Hem Berger hem de Mansell acı çekti fakat en çok acı çeken Avusturyalı idi.
2. sırada tamamladığı Monza’daki 12. yarışa kadar bir yarış bile bitiremedi. Bunu, Estoril’deki bir zafer ve Jerez’deki bir başka 2’ncilik takip etti. Korkunç güvenilmezliğe rağmen bu sonuçlar, Berger’in sürücüler şampiyonasında 7’nci olması için yeterliydi.
Rubens Barrichello, 1997 – 17 Yarış, 2 Finiş
Saati saatine uymayan Ford motoru Monaco’da yeterince dayandı.
Rubens Barrichello, 1997’de yeni oluşturulan Stewart Grand Prix ekibiyle sözleşme imzaladı. Araç orta sıralarda güçlü olsa da inanılmaz derecede güvenilmezdi de.
Barrichello ilk 12 yarışın 11’ini bitiremedi fakat tamamladığı tek yarış oldukça özeldi; Monaco’da yağmurda ikincilik. Avusturya’da bitime birkaç tur kala spin atarak yarış dışı kalıp klasman 14’üncüsü olsa da, Brezilyalının o sezonki hakiki 2. finişi Monza’da geldi.
Niki Lauda, 1985 – 14 Yarış, 3 Finiş
Lauda son sezonunda hiç şanslı değildi.
Niki Lauda’nın F1’deki son sezonu hiç de harika değildi. Takım arkadaşı Alain Prost sahip olduğu iyi dayanıklılığın sefasını sürüp şampiyon olurken, Lauda sadece biri sürüş hatası olmak üzere 11 kez yarış dışı kalarak finişin ne olduğunu unuttu.
Lauda finişe ulaştığında, puanlar kazandı. San Marino’da dördüncüydü, Almanya’da ise 5’inci. Avusturyalı, sezon sonunda emekli olmadan önce takım arkadaşı Prost’un önünde Zandvoort’ta son galibiyetini aldı.
Bütün Minardi Sürücüleri, 1985-1987 – 84 Yarış, 10 Finiş
Yarışı bitirememek puanla ödüllendirilseydi, Minardi’nin sürüsüne bereket şampiyonluğu olurdu.
Tamam, bu yazının içeriğine pek uygun değil fakat büyük bir zümrenin favori arka sıra takımı olan Minardi, F1’e girdiği ilk yıllarda olağanüstü derecede acı çekti.
Minardi F1’e 3 yarışta finişe ulaşan ve en iyi sonucu 8’incilik olan Pierluigi Minardi ile 1985’te girdi. Takip eden yılda Minardi, Andrea de Cesaris ve Alessandro Nannini için araç sayısını ikiye çıkardı.
De Cesaris Meksika’da 8. olarak takımın en iyi sonucunu elde etti fakat bu, tüm yıl boyunca bitirdiği tek yarıştı. Nannini iki yarışı bitirmeyi başardı fakat Portekiz’de rakiplerinden o kadar uzaktı ki klasmana giremedi. Yine de Meksika’da 14. olarak takımın ilk kez 2 araçla yarış bitirmesini sağladı.
1987’de daha hızlı bir araca geçti ve onun yerini Adrian Campos aldı. Nannini o sezon 3 kez finişe gelirken yeni takım arkadaşı Campos sadece bir kez yarış tamamlayabildi.
Ekip, takip eden yıllarda Ford motoruna geçince işler gelişti. Ekibin o yıllarda yarış tamamlama açısından yetersiz kalmasındaki en büyük sebep hem güçsüz hem de dayanıksız Motori Moderni turbo motoruna sahip olmasıydı.
Kulağa hiç yabancı gelmiyor. Şimdilerde bunu bir başka takımdan mı duyuyoruz sanki?
Bu yazının orijinalini WTF1 sitesinde bulabilirsiniz.
;;;