Tesla’nın Autopilot’u, gün geçtikçe daha çok araştırmaya konu oluyor. Gerek NHTSA, gerek SEC, gerek de ABD Senatosu, Tesla’nın Autopilot teknolojisinin henüz “beta” aşamasında olmasıyla ne kastettiğini ve ürünün ne kadar güvenli olduğu konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Avrupa’da da benzer bir durum hakim, Tesla teknolojisi gün geçtikçe daha fazla kurum tarafından araştırılıyor.
Tesla Model S’i, Avrupa’da kullanılabilirliğine dair ruhsatlandıran Hollandalı RDW şirketi, NHTSA ile gayrı resmi temaslarda bulunuyor. Söz konusu temasların sebebi ise, 7 Mayıs’ta Joshua Brown’un ölümüyle sonuçlanan Tesla Model S kazası ve bu kaza ile ilgili verilerin paylaşımı. RDW’nin araç kabul ve denetiminden sorumlu yöneticisi Hans Lammers, Reuters’a verdiği demeçte konuyla ilgili haberleri şu ana kadar basından takip ettiklerini fakat kendileri de incelemeye alacaklarını çünkü konunun önemli olduğunu dile getirdi. RDW’nin Avrupa’da Autopilot’un kullanımına sınırlama getireceğine dair herhangi bir belge henüz yok. Hatta, Autopilot sisteminin Avrupa’da biraz daha farklı çalıştığı haberi Lammers’in demecinde yerini buldu. Lammers’a göre, Autopilot sistemi doğru şekilde kullanıldığı sürece sistemde herhangi bir yanlışlık bulunmuyor. Öyle ki, Autopilot’un diğer üreticiler için onaylanan otonom sürüş yazılımlarından işlevsel olarak herhangi bir farkı bulunmuyor.
RDW’nin araç teftiş ve onaylama konusunda Avrupa geneline hizmet veriyor olması Tesla için büyük önem taşıyor. Diğer kurum ve kuruluşlar, Autopilot’a henüz pek sıcak bakmayabiliyor. Bunların bir örneği ise Almanya’da mevcut. Alman Federal Motorlu Taşıtlar Ofisi (KBA), bir karar verme fırsatları olsa beta aşamasında olan Autopilot teknolojisinin stabil bir hale gelene kadar kullanımına izin vermyeceklerini açıkladı. Bu açıklamanın Welt am Sonntag’da yayınlanan metninde bu sistem için, eğer beta kelimesi bir yazılımın henüz tamamlanmamış olduğu anlamına geliyorsa, böyle bir işleve KBA’nın asla izin vermeyeceği ifadesi yer alıyor.