Uzun zaman sonra takvimlere geri dönüş yapan İstanbul Park, seyir zevki açısından büyük bir zevk sunsa da yarış en iyi nereden izlenirse bu zevk gittikçe artar? Hangi tribünler en iyi Formula 1 seyir zevkini sunar? En kapsamlı görüş alanına hangi tribün sahip? Hangi tribünü seçmeliyiz? Bu soruları Motorsport Türkiye ekibi olarak ele aldık.
Daha önceki senelerde, İstanbul Park'ta yapılan Türkiye Grand Prix'sinde tribünler, değişiklik gösteren bilet fiyatlarına göre Bronze, Silver, Gold ve Supergold olarak dört kategoriye ayrılmıştı. Bu kategorilerde start finiş düzlüğü üzerinde bulunan ana tribün, Gold ve Supergold kategorilerindeydi. Kalan sekiz tribün ise Bronze ve Silver kategorilerine ayrılmıştı.
Ancak 2020'de yapılması planlanan Türkiye Grand Prix'sinin açık tribün fiyatlarının günlük 30 lira olması ile beraber, bu karşılaştırmanın daha net bir fikir sunması önemini artırmakta. Bununla beraber her tribün kendine özgü artılara ve eksilere de sahip. Gelin beraber bunlara göz atalım.
Öncelikle her tribün, karşısında en az bir tane televizyon yayını ekranı bulundurmakta. Yani pistteki aksiyon sizin önünüzde devam etmiyor olsa bile bu aksiyonu, önünüzdeki büyük ekran televizyonlardan takip edebiliyorsunuz.
Ana tribün ve Gold açık alan:
Gold 1, Platinum, Gold 2 ve Gold 3 kategorisinde bulunan ve ana düzlük üzerine konumlanmış olan ana tribün, start-finiş düzlüğünün tüm aksiyonunu net bir şekilde ortaya koymakta. Bununla beraber pistin yapısı sebebiyle 1. virajın, ana düzlüğe göre daha derin bir noktada bulunması, ana tribünün bir kısmının ilk virajı ve ikinci viraj kompleksinin bir kısmı da görülebiliyor.
Buna ek olarak ana tribün, start-finiş düzlüğünde olması nedeniyle pit yolu aksiyonunun izlenmesine de fırsat tanımakta.
Açık alan tribünleri arasında bulunan bir diğer tribün ise, ana tribünün hemen yanında bulunan Gold açık alan tribünü. Bu açık alan tribününü, açık alandaki tribünün özelliklerini ve ana tribünün görüş açısını içinde barındırıyor.
Silver 1:
Start-finiş düzlüğünün göründüğü ikinci tribün olan Silver 1'de, ana tribün ile benzer görüş açılarına sahip olsa da bu tribünde start finiş düzlüğünün bir kısmını, ilk virajın tamamını ve ikinci virajın çoğunu görme fırsatına sahipsiniz.
Ana tribünle olan en büyük farkı ise pit yolunun net bir şekilde görünmüyor olması.
Silver 2:
Eski yarışlarda da Silver kategorisinde yer alan Silver 2 tribünü ise üçüncü, dördüncü ve beşinci virajları izlemek için iyi bir nokta. Pistin zigzaglı kompleksini, tribünün yerleştirildiği yere göre alınan V bakış açısı ile rahat bir şekilde görmek mümkün olabiliyor.
Silver 3:
Pistin ilk arka düzlüğü olarak tanımlayabileceğimiz düzlük üzerinde bulunan Silver 3, önemli bir seyir noktası olma ihtimaline sahip.
An itibariyle pistin 2020 kurallarına göre ayarlanmış halini bilmesek de burası, FIA'nın bazı pistlerde üçüncü DRS noktasını belirlemesi ile beraber DRS'nin kullanıldığı bir düzlük olarak karşımıza çıkabilir ve bu sebeple bol geçiş görebileceğimiz bir yer olabilir.
Silver 4:
İstanbul Park denince akla gelen sekizinci virajın hemen çıkışında bulunan bu tribün, 2006 senesinde benim de yarışı izlediğim noktaydı.
Bronze kategoriye ayrılan tribün, sekizinci virajın belirli bir kısmını net bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu tribün, her ne kadar zamanındaki ünüyle hâlâ akıllarda büyük bir yer bırakan sekizinci virajı görmek için inanılmaz bir fırsat olsa da, günümüz araçlarının hızları, yere basma kuvvetleri ve doğaları göz önüne alındığında bu nokta, pek fazla geçişin yaşanmayacağı bir nokta olabilir.
Buna ek olarak Sebastian Vettel, İstanbul Park'ta bulunan sekizinci virajın yeni araçlarla daha rahat geçileceğini söylemiş olsa da, 2011'den günümüze pek çok değişkeninin değiştiği Formula 1'de ne olacağını hiçbir zaman bilemeyiz.
Silver 5:
Biletin Silver kategorisinde yer alan bu tribün, sekizinci ve dokuzuncu viraj arasındaki kısa düzlüğü ve 10. viraj kompleksini görmek için iyi bir tribün.
Pistin yapısı nedeniyle 10. viraj ve 11. viraj arasında bulunan kısa düzlüğü görmek mümkün olmasa da, sert fren noktası olan 10. virajda yapılacak muhtemel geçişler bu tribünü aksiyonun bol yaşanacağı bir yer olarak tanımlamakta.
Silver 6:
Silver 5'in hemen yanında bulunan Silver 6, sekizinci viraj çıkışındaki kısa düzlüğü ve dokuzuncu ve 10. virajı izlemek için en ideal nokta. Ancak tribünün ikinci arka düzlüğe arkasının dönük olması sebebiyle kalan bölgeyi görmek pek mümkün olmuyor.
Silver 9:
11. viraj üzerinde bulunan Silver 9 adlı tribün, pistin belki de en hızlı ve en heyecan verici noktalarından birinde bulunmakta. Günümüz araçları ile beraber çok yüksek bir hızda heyecan katacak olan 11. viraj, ikinci arka düzlüğe bağlanıyor olsa da pistin coğrafi yapısı nedeniyle ikinci arka düzlüğün sonunu bu noktadan görmek pek mümkün değil.
Silver 7:
2010'daki Sebastian Vettel ve Mark Webber kazasını rahatlıkla izleyen Silver 7 adlı tribün, muhtemel bir DRS alanı olacak olan ikinci arka düzlüğün belirli bir kısmını izlemenize yardımcı oluyor ve buna ek olarak, DRS ile yaklaşan araçların düzlük sonunda bulunan 12. viraja gelişleri, pilotlar için muhtemel bir geçiş şansı yaratacaktır. Burası da bol aksiyonun yaşanacağı bir bölge olabilir.
Silver 8:
Son viraj kompleksini ve ana düzlüğü görüş alanında bulunduran Silver 8, bol aksiyonun bulunduğu bölgelerden belirli görüş alanlarına sahip. Pit yolu girişi de bu tribünün görüş alanına giriyor.
Açık alan:
Türkiye GP bilet fiyatlarının gün başına 30 lira olacağı haberi hepimizi sevindirmiş olsa da, bu 30 liralık bilet açık alan için geçerli olacak. Açık alanda herhangi bir oturma alanı bulunmamakta, ancak bu açık alan tüm pistin etrafında yer alıyor. Yani açık alanda bilet sahibi olan bir kişi, seans arasında açık alanlar arasında yer değiştirip seyir açısını da değiştirebilir.
Daha önceki yarışlarda sadece ilk virajda ve sekizinci virajda bulunan açık alanlar kullanıma açık olmuş olsa da, ikinci arka düzlükte de açık alan bulunmakta.
Bu bölümün fiyat sonrasında sunduğu en büyük artı, değişkenlik gösterebilen seyir açısı olabiliyor olsa da alanda oturma alanının bulunmaması, zeminin çim zemin olması bu alanın eksisi olarak ortaya çıkıyor. Yarışın Kasım ayında yapılacak olması ile beraber İstanbul Park'ın bulunduğu bölgede geçen sert hava koşulları, açık alanda bulunan seyirciler için büyük zorluk yaratabilir.
Sonuç:
Her zaman olduğu gibi aksiyonun tamamını en verimli şekilde televizyon yayınlarından alıyoruz. Ancak pistte olmanın verdiği heyecan, F1 tribününde olmanın verdiği hissiyatı ve Formula 1 araçlarının sesini İstanbul Park'ta çıplak kulaklarla yeniden duyacak olmanın verdiği hazzı televizyondan alamayabilirsiniz.
Zevkler ve renkler hiçbir zaman tartışılmaz, bu sebeple de ele alınabilecek olan tribünler daha çok geçiş fırsatı yakalanabilecek veya daha yavaş olan ancak daha çok açı sunan tribünler olarak ayrılıyor. Burada da seçim tamamen zevke göre yapılmalı.
Benim seçimim ise iki tarafın karmasını ortaya çıkaran Tribün 8 olurdu. Ancak seçim ne olursa olsun şundan eminiz ki, Formula 1'i yeniden İstanbul'da izleyecek olmak her türlü heyecan verici bir his olacak.
tr.motorsport.com